On iki masum imamın üçüncüsü olan İmam Hüseyin (a.s.) hicretin dördüncü yılında Şaban ayının üçüncü (veya dördüncü) günü dünyaya gelmiştir. Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) torunu ve Hz. Ali (a.s.)'dan ve Hz. Fâtıma (a.s.)'dan olan ikinci evladıdır.
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in zevcesi Ümmü Fadl şöyle anlatıyor:
"Ben bir gece bir rüya gördüm. Resûlullah'ın (s.a.v.) yanına gittim ve şöyle dedim: 'Ya Resûlallah! Ben gece bir rüya gördüm!'
Peygamberimiz, 'Nedir o gördüğün rüya?' diye sordu.
Ümmü Fadl: 'O, çok şiddetli ve mihnetli bir rüya!'
Peygamberimiz (s.a.v.): 'Nedir o, söyle!'
Ümmü Fadl: 'Senin cesedinden bir parçasının kesilip kucağıma konulduğunu gördüm!'
Peygamberimiz (s.a.v.): 'Hayr görmüşsündür inşaallah! Fâtıma bir oğlan doğuracak, sen de ona oğlun Kusem'in sütünü emzireceksin' buyurdu." (Hâkim, Müstedrek, c.3, s.176).
Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) İmam Hüseyin'e (a.s.) olan düşkünlüğü:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir gün İmam Hüseyin'in (a.s.) ağladığını işitti. Annesi olan kızı Hz. Fâtıma'ya (sa), "Onun ağlamasına üzüldüğümü bilmiyor musun?" buyurdu. (Zehebi, Siyer u A'lami'n-Nübela, c.3, s.193).
İmam Hüseyin'e (a.s.) Hüseyin isminden önce konulan isimler:
İmam Ali (a.s.) daha önce İmam Hasan'a Hamza, İmam Hüseyin'e de Ca'fer ismini koymuştu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de her birinin dünyaya gelişinde; "Bunun ismini değiştirmek bana emrolundu" buyurmuş, İmam Ali de, "Allah ve Resâlü daha iyi bilir!" demiştir. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1370. Hadis).
Kimi rivayetlerde şöyle geçmiştir:
Peygamberimizin (s.a.v.) üç torununun doğumunda Cebrail (a.s.) gelip onlara koyacağı ismi Peygamberimize bildirmiştir. Nitekim İmam Hüseyin (a.s.) doğduğu zaman Cebrail onun yanına gelerek, "Ya Muhammed! Rabbin sana selam söylüyor, oğluna Harun'un oğlunun ismini koy diyor!" dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.), "Ey Cebrail! Harun'un oğlunun ismi nedir?" diye sordu.
Cebrail, "Şebir!" dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.), "Benim dilim Arapça!" dedi.
Cebrail, "Öyleyse bunun Arapça karşılığı olan Hüseyin ismini koy" dedi.
(Diyarbekri, Hamis, c.1, s.471).
Kimi rivayetlerde, Hz. Harun peygamberin İbranice olan üç oğlunun isimleri Şebber, Şebir ve Müşebbir'dir. İslam Peygamberi (s.a.v.) de Allah'ın emriyle bu isimleri Arapçaya çevirmiş ve üç torununa Hasan, Hüseyin ve Muhassin olarak koymuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.1, s.98; Buhari, Edıhü'l-Müfred, s.213-214; Hâkim, Müstedrek, c.3, s.165-166).
Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) İmam Hasan ile İmam Hüseyin'e olan sevgisi:
Farklı rivayetlerde Peygamber Efendimizin (s.a.v.) İmam Hasan ile İmam Hüseyin hakkında şu sözleri söylediği kaydedilmiştir:
Peygamberimiz Hasan ile Hüseyin'e bakıp, "Allah'ım! Ben bunlar seviyorum! Sen de sev bunları" diyerek dua etmiştir. (Tirmizi, Sünen, c.5, s.661).
"Hasan ile Hüseyin'i seven Beni sevmiş, onlara kin tutan da Bana kin tutmuş olur." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.2, s.288; İbn Sünen, c.5, s.661).
"Hasan ve Hüseyin, cennet gençlerinin iki seyididir" buyurmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.3, s.3; İbn Sünen, c.5, s.658).
Ebu Eyyub el- Ensari der ki:
Bir gün Resûlullah (a.s.)'ın huzuruna girmiştim. Hasan ile Hüseyin, önünde oynuyorlardı.
"Ya Resûlallah! Sen bunları çok mu seversin?" dedim.
"Nasıl sevmem? Bunlar benim dünyada kokladığım iki reyhanımdır" buyurdu. (Zehebi, Siyer u A'lemi'n-Nübela, c.3, s.189; Kenzu'l?Ummal, c.5, s.107).
İmam Ali (a.s.) der ki: "Hasan, Resûlullah'a göğsünden başına kadarki kısmında; Hüseyin de, bundan aşağı olan kısmında çok benzerdi." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.1, s.108; Tirmizi, Sünen, c.5, s.660).
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in zevcesi Ümmü Fadl şöyle anlatıyor:
"Ben bir gece bir rüya gördüm. Resûlullah'ın (s.a.v.) yanına gittim ve şöyle dedim: 'Ya Resûlallah! Ben gece bir rüya gördüm!'
Peygamberimiz, 'Nedir o gördüğün rüya?' diye sordu.
Ümmü Fadl: 'O, çok şiddetli ve mihnetli bir rüya!'
Peygamberimiz (s.a.v.): 'Nedir o, söyle!'
Ümmü Fadl: 'Senin cesedinden bir parçasının kesilip kucağıma konulduğunu gördüm!'
Peygamberimiz (s.a.v.): 'Hayr görmüşsündür inşaallah! Fâtıma bir oğlan doğuracak, sen de ona oğlun Kusem'in sütünü emzireceksin' buyurdu." (Hâkim, Müstedrek, c.3, s.176).
Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) İmam Hüseyin'e (a.s.) olan düşkünlüğü:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir gün İmam Hüseyin'in (a.s.) ağladığını işitti. Annesi olan kızı Hz. Fâtıma'ya (sa), "Onun ağlamasına üzüldüğümü bilmiyor musun?" buyurdu. (Zehebi, Siyer u A'lami'n-Nübela, c.3, s.193).
İmam Hüseyin'e (a.s.) Hüseyin isminden önce konulan isimler:
İmam Ali (a.s.) daha önce İmam Hasan'a Hamza, İmam Hüseyin'e de Ca'fer ismini koymuştu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de her birinin dünyaya gelişinde; "Bunun ismini değiştirmek bana emrolundu" buyurmuş, İmam Ali de, "Allah ve Resâlü daha iyi bilir!" demiştir. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1370. Hadis).
Kimi rivayetlerde şöyle geçmiştir:
Peygamberimizin (s.a.v.) üç torununun doğumunda Cebrail (a.s.) gelip onlara koyacağı ismi Peygamberimize bildirmiştir. Nitekim İmam Hüseyin (a.s.) doğduğu zaman Cebrail onun yanına gelerek, "Ya Muhammed! Rabbin sana selam söylüyor, oğluna Harun'un oğlunun ismini koy diyor!" dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.), "Ey Cebrail! Harun'un oğlunun ismi nedir?" diye sordu.
Cebrail, "Şebir!" dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.), "Benim dilim Arapça!" dedi.
Cebrail, "Öyleyse bunun Arapça karşılığı olan Hüseyin ismini koy" dedi.
(Diyarbekri, Hamis, c.1, s.471).
Kimi rivayetlerde, Hz. Harun peygamberin İbranice olan üç oğlunun isimleri Şebber, Şebir ve Müşebbir'dir. İslam Peygamberi (s.a.v.) de Allah'ın emriyle bu isimleri Arapçaya çevirmiş ve üç torununa Hasan, Hüseyin ve Muhassin olarak koymuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.1, s.98; Buhari, Edıhü'l-Müfred, s.213-214; Hâkim, Müstedrek, c.3, s.165-166).
Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) İmam Hasan ile İmam Hüseyin'e olan sevgisi:
Farklı rivayetlerde Peygamber Efendimizin (s.a.v.) İmam Hasan ile İmam Hüseyin hakkında şu sözleri söylediği kaydedilmiştir:
Peygamberimiz Hasan ile Hüseyin'e bakıp, "Allah'ım! Ben bunlar seviyorum! Sen de sev bunları" diyerek dua etmiştir. (Tirmizi, Sünen, c.5, s.661).
"Hasan ile Hüseyin'i seven Beni sevmiş, onlara kin tutan da Bana kin tutmuş olur." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.2, s.288; İbn Sünen, c.5, s.661).
"Hasan ve Hüseyin, cennet gençlerinin iki seyididir" buyurmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.3, s.3; İbn Sünen, c.5, s.658).
Ebu Eyyub el- Ensari der ki:
Bir gün Resûlullah (a.s.)'ın huzuruna girmiştim. Hasan ile Hüseyin, önünde oynuyorlardı.
"Ya Resûlallah! Sen bunları çok mu seversin?" dedim.
"Nasıl sevmem? Bunlar benim dünyada kokladığım iki reyhanımdır" buyurdu. (Zehebi, Siyer u A'lemi'n-Nübela, c.3, s.189; Kenzu'l?Ummal, c.5, s.107).
İmam Ali (a.s.) der ki: "Hasan, Resûlullah'a göğsünden başına kadarki kısmında; Hüseyin de, bundan aşağı olan kısmında çok benzerdi." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.1, s.108; Tirmizi, Sünen, c.5, s.660).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Kanaatlı / diğer yazıları
- Neden yazıyoruz / 16.01.2018
- Emevi mektebi / 26.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri-2 / 17.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri / 14.11.2017
- Muaviye'nin geçmişine kısa bir bakış / 13.11.2017
- İmam Hüseyin'i (a.s.) tanımak / 09.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi??2 / 08.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi?-1 / 07.11.2017
- Kur'an açısından Allah adına ıslah / 06.11.2017
- İmam Hasan (a.s.)'ın barışının mahiyeti / 05.11.2017
- Emevi mektebi / 26.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri-2 / 17.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri / 14.11.2017
- Muaviye'nin geçmişine kısa bir bakış / 13.11.2017
- İmam Hüseyin'i (a.s.) tanımak / 09.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi??2 / 08.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi?-1 / 07.11.2017
- Kur'an açısından Allah adına ıslah / 06.11.2017
- İmam Hasan (a.s.)'ın barışının mahiyeti / 05.11.2017