Kimileri İmam Hüseyin (a.s.)'ı zulme karşı kıyam etmiş bir yiğit olarak tanır. Kimileri de onu, hakkı ihya etmek ve adaletle yönetmek için yönetimi ele geçirmek isteyen yüce bir şahsiyet olarak bilirler. Buna da İmam'ın Medine'deki kardeşi Muhammed Hanefiye'ye yapmış olduğu şu vasiyeti delil gösterirler:
"Ben bozgunculuk yapmak, azgınlık, fesad ve zulüm işlemek için yola çıkmıyorum. Yola çıkışımdaki gayem ceddimin ümmeti içerisinde ıslahı gerçekleştirmek, marufu emretmek ve münkerden nehyetmektir."
Kimileri de İmam'ı, yönetimi ele geçirerek gayesi ümmeti ıslah etme peşinde olan bir şahsiyet olarak tanır. Oysaki Kerbela'da vuku bulan olayların her bir kesitine ayrı ayrı baktığımızda, Kerbela'nın slogan atmaktan, kıyamdan ve devrim yapmaktan daha büyük bir hadise olduğunu ve celladının karşısında zayıf düşürülmüş ve uyuşturulmuş bir ümmete en ağır bir tokat olduğunu görüyoruz.
Ne kendisinden önce İmam olan kardeşi Hasan (a.s.) ve ne de kendisinden sonra İmam olan dokuz evladı, zulmün en zirve yaptığı kendi dönemlerinde bile O'nun yaptığı kıyamın bir benzerini gerçekleştirmemişlerdir.
Acaba Muaviye Yezid'den farklı biri miydi? Ve yine Yezid, acaba kendisinden sonra gelen Abbasi sultanlarına nazaran başka bir hususiyete mi sahipti? Acaba Hüseyin'i bu kadar canlı kılan özelliği nedir? Bin dört yüz yıla yakın bir zaman içerisinde her yıl Hüseyin'e ağlıyoruz, geçen her yıl içerisinde ona daha farklı ve daha canlı ağlıyoruz. Hiç durmadan adı dünyada yayılıyor, oysaki insanoğlunun fıtratı gereği yılların geçmesiyle onun unutulması gerekmez miydi?
Ve yine acaba Hüseyin'i tarihin şehitlerinden farklı kılan ve onun Kerbela'sını özgürler ve özgürlükçüler mektebi yapan ayrıcalıklar neyden ibarettir? Neden zalimler onun isminden korkar olmuşlar, neden onun anılmasına ve bıraktığı yola karşı çıkarlar? Günümüze kadar neden hep böyle yaparlar? Demek oluyor ki İmam Hüseyin'in bu başkaldırısı Emeviler ile sınırlı değildir?
Yine, her İmam'ın bir rolü varsa, Hüseyin'in şehadetteki rolü nedir? Acaba Kerbela'nın İslami mesajda bir rolü var mıdır?
Kur'an-ı Kerim, "Zulmedenlere asla meyletmeyiniz sonra size ateş dokunur" (Hud: 113) buyurmasına karşılık, zulmün sultanları; "Zulmedenlere meyledin cenneti yaşayın" ifadesini kullanarak halkı kendilerine meylettirdiler ve bununla da piramidi ters-yüz etmişlerdi, acaba İmam Hüseyin (a.s.) bu piramidi (yüce İslam'ı) eski haline getirmek için mi bu kıyamı gerçekleştirdi? İşte Hüseyin'i tanımak için sorulan ve daha nice sormadığımız bir kısım suallerin cevabını bulmak lazım.
Fakat gerçek şu ki, İmam Hüseyin (a.s.) "İslami gösterilmiş zulüm okulu" geleneğine karşı çıkan "İslam'ın adalet okulu" düşüncesidir. İşte bundan dolayı diyoruz ki, Kerbela kıyamı; tarih için, insanlık için ve yeryüzündeki bütün mazlum halklar için yapılan bir kıyamdır. Böyle olduğu içindir ki Hüseyin'in bu yasına bolca gözyaşı akıtılmakta ve ismi hep anılmaktadır.
Hüseyin isminin anılmasıyla, Hüseyin'in (a.s.) davasına boyun eğmiş ve gönül vermiş insanların canlarında gerçek özgürlük ruhu nefes almaktadır. İşte burada bazı Müslümanların onun şehadetinin anılmasını kısıtlamalarını ve kimi farklı mezhep ve kültürlere sahip olanlarınsa onunla ilgili hiçbir tören yapmamalarını anlamak çok zor olsa gerek! Bunlar gerçekte Aşura'nın birçok bereket ve nurundan mahrum kalmışlardır.
İleride de açıklayacağımız gibi İmam Hüseyin (a.s.) savaşı isteyen taraf olmadı. O'nun hareketi barış hareketiydi, savunma hareketiydi, İslam'ın ve insanlığın yaşaması için döneminin sultanına kıyam etmesi kaçınılmazdı.
Evet, şayet Hüseyin karşı çıkmasaydı, Ehl-i Beyt okulu ile Emevi okulu birbirinden ayrıştırılmasaydı ve Hüseyin biat etseydi, yeryüzünde kalacak olan İslam, Müslümanlara sulta kuran şahısların temsil ettikleri İslam olacaktı. Yıllar içerisinde birikmiş olan zulümleri de halkın onlara karşı kıyam etmesine vesile olacaktı. Fakat halk, hak İslam ile o sultanlar arasında fark gözetmeyecekti. Böylece de asıl İslam yok olmakla birlikte, eldeki İslam da sultanlarla sınırlı kalacaktı. Bu şekilde de yeryüzünde İslam ve Kur'an silinip gidecekti. Neticede tüm âlemlere en büyük rahmet olarak gönderilen din üzerinden insanlık büyük bir zarar görecekti.
Sonuçta İslam Peygamberi (s.a.v.)'in insanlık için yapmış olduğu tüm mücadeleler heder olacaktı. Bundan dolayı şöyle doğru bir söz söylenmiştir: "İslam, Hz. Muhammed ile var olmuş, İmam Hüseyin ile devam etmiştir."
"Ben bozgunculuk yapmak, azgınlık, fesad ve zulüm işlemek için yola çıkmıyorum. Yola çıkışımdaki gayem ceddimin ümmeti içerisinde ıslahı gerçekleştirmek, marufu emretmek ve münkerden nehyetmektir."
Kimileri de İmam'ı, yönetimi ele geçirerek gayesi ümmeti ıslah etme peşinde olan bir şahsiyet olarak tanır. Oysaki Kerbela'da vuku bulan olayların her bir kesitine ayrı ayrı baktığımızda, Kerbela'nın slogan atmaktan, kıyamdan ve devrim yapmaktan daha büyük bir hadise olduğunu ve celladının karşısında zayıf düşürülmüş ve uyuşturulmuş bir ümmete en ağır bir tokat olduğunu görüyoruz.
Ne kendisinden önce İmam olan kardeşi Hasan (a.s.) ve ne de kendisinden sonra İmam olan dokuz evladı, zulmün en zirve yaptığı kendi dönemlerinde bile O'nun yaptığı kıyamın bir benzerini gerçekleştirmemişlerdir.
Acaba Muaviye Yezid'den farklı biri miydi? Ve yine Yezid, acaba kendisinden sonra gelen Abbasi sultanlarına nazaran başka bir hususiyete mi sahipti? Acaba Hüseyin'i bu kadar canlı kılan özelliği nedir? Bin dört yüz yıla yakın bir zaman içerisinde her yıl Hüseyin'e ağlıyoruz, geçen her yıl içerisinde ona daha farklı ve daha canlı ağlıyoruz. Hiç durmadan adı dünyada yayılıyor, oysaki insanoğlunun fıtratı gereği yılların geçmesiyle onun unutulması gerekmez miydi?
Ve yine acaba Hüseyin'i tarihin şehitlerinden farklı kılan ve onun Kerbela'sını özgürler ve özgürlükçüler mektebi yapan ayrıcalıklar neyden ibarettir? Neden zalimler onun isminden korkar olmuşlar, neden onun anılmasına ve bıraktığı yola karşı çıkarlar? Günümüze kadar neden hep böyle yaparlar? Demek oluyor ki İmam Hüseyin'in bu başkaldırısı Emeviler ile sınırlı değildir?
Yine, her İmam'ın bir rolü varsa, Hüseyin'in şehadetteki rolü nedir? Acaba Kerbela'nın İslami mesajda bir rolü var mıdır?
Kur'an-ı Kerim, "Zulmedenlere asla meyletmeyiniz sonra size ateş dokunur" (Hud: 113) buyurmasına karşılık, zulmün sultanları; "Zulmedenlere meyledin cenneti yaşayın" ifadesini kullanarak halkı kendilerine meylettirdiler ve bununla da piramidi ters-yüz etmişlerdi, acaba İmam Hüseyin (a.s.) bu piramidi (yüce İslam'ı) eski haline getirmek için mi bu kıyamı gerçekleştirdi? İşte Hüseyin'i tanımak için sorulan ve daha nice sormadığımız bir kısım suallerin cevabını bulmak lazım.
Fakat gerçek şu ki, İmam Hüseyin (a.s.) "İslami gösterilmiş zulüm okulu" geleneğine karşı çıkan "İslam'ın adalet okulu" düşüncesidir. İşte bundan dolayı diyoruz ki, Kerbela kıyamı; tarih için, insanlık için ve yeryüzündeki bütün mazlum halklar için yapılan bir kıyamdır. Böyle olduğu içindir ki Hüseyin'in bu yasına bolca gözyaşı akıtılmakta ve ismi hep anılmaktadır.
Hüseyin isminin anılmasıyla, Hüseyin'in (a.s.) davasına boyun eğmiş ve gönül vermiş insanların canlarında gerçek özgürlük ruhu nefes almaktadır. İşte burada bazı Müslümanların onun şehadetinin anılmasını kısıtlamalarını ve kimi farklı mezhep ve kültürlere sahip olanlarınsa onunla ilgili hiçbir tören yapmamalarını anlamak çok zor olsa gerek! Bunlar gerçekte Aşura'nın birçok bereket ve nurundan mahrum kalmışlardır.
İleride de açıklayacağımız gibi İmam Hüseyin (a.s.) savaşı isteyen taraf olmadı. O'nun hareketi barış hareketiydi, savunma hareketiydi, İslam'ın ve insanlığın yaşaması için döneminin sultanına kıyam etmesi kaçınılmazdı.
Evet, şayet Hüseyin karşı çıkmasaydı, Ehl-i Beyt okulu ile Emevi okulu birbirinden ayrıştırılmasaydı ve Hüseyin biat etseydi, yeryüzünde kalacak olan İslam, Müslümanlara sulta kuran şahısların temsil ettikleri İslam olacaktı. Yıllar içerisinde birikmiş olan zulümleri de halkın onlara karşı kıyam etmesine vesile olacaktı. Fakat halk, hak İslam ile o sultanlar arasında fark gözetmeyecekti. Böylece de asıl İslam yok olmakla birlikte, eldeki İslam da sultanlarla sınırlı kalacaktı. Bu şekilde de yeryüzünde İslam ve Kur'an silinip gidecekti. Neticede tüm âlemlere en büyük rahmet olarak gönderilen din üzerinden insanlık büyük bir zarar görecekti.
Sonuçta İslam Peygamberi (s.a.v.)'in insanlık için yapmış olduğu tüm mücadeleler heder olacaktı. Bundan dolayı şöyle doğru bir söz söylenmiştir: "İslam, Hz. Muhammed ile var olmuş, İmam Hüseyin ile devam etmiştir."
Hasan Kanaatlı / diğer yazıları
- Neden yazıyoruz / 16.01.2018
- Emevi mektebi / 26.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri-2 / 17.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri / 14.11.2017
- Muaviye'nin geçmişine kısa bir bakış / 13.11.2017
- İmam Hüseyin'i (a.s.) tanımak / 09.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi??2 / 08.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi?-1 / 07.11.2017
- Kur'an açısından Allah adına ıslah / 06.11.2017
- İmam Hasan (a.s.)'ın barışının mahiyeti / 05.11.2017
- Emevi mektebi / 26.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri-2 / 17.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri / 14.11.2017
- Muaviye'nin geçmişine kısa bir bakış / 13.11.2017
- İmam Hüseyin'i (a.s.) tanımak / 09.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi??2 / 08.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi?-1 / 07.11.2017
- Kur'an açısından Allah adına ıslah / 06.11.2017
- İmam Hasan (a.s.)'ın barışının mahiyeti / 05.11.2017