logo
23 KASIM 2024

Neden yazıyoruz

16.01.2018 00:00:00
Bilindiği gibi bizler tek başımıza, bir tek bize ait olan bir dünyada yaşamıyoruz. Başta kendimiz olmak üzere anne-babamız, varsa çocuklarımız, akrabalarımız, arkadaşlarımız, komşularımız, hâsılı yolumuza çıkan ya da yoluna çıktığımız her bir insanla ilgili herhangi bir şey yaparken onların, bizim de kendilerinden sorumlu olduğumuz kader arkadaşlarımız olduklarını unutmamamız gerekir. Dolayısıyla müspet veya menfi her bir insanın kaderi, bir tür diğerlerinin kaderiyle de ilintilidir. Bu duygu ve düşüncelerle hareket ederek, siz değerli okuyucularla el ele verip hep birlikte müspet bir kader oluşturmak, toplumumuz ve şahsımızla ilgili güzellikleri vadeden bir gelecek inşa etmek için bu köşede sizinle bir arada bulunmak istedim.
İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinde belki de sadece düşünce ve inançlar vardı. Bilgi hazinesinin kapısı kilitli ve anahtarı Kaf Dağı'nın arkasındaydı. İnsanoğlu ona ulaşmak için farklı yollar denemişler. Keskin görüş, ilmi keşifler, tecrübe, ilham veya vahiy, kimi zaman da uçuk kaçık hayallerle ona ulaşmışlardır. Düz mantığın kabul ettiği neden ve sonuç bağlantısıysa, bu alanda pek işe yaramaz.
Bilgi de bilgisizlik kadar uçsuz bucaksızdır. Bilgi ile düşünce hep kol kola yürümüştür. İnsanoğlu bildiğiyle düşünmüş, düşündüğü bilgiye de yönelmiştir. İyi düşünen iyi bilgiye, iyi şeyler öğrenen de iyi düşüncelere meyletmiştir. Bilmeyenlerse, bir şey düşünemezler ki sonuç çıkarsınlar.
Bilgiye giriş kapısı, insanın "kendi"sini bilmesidir. Fakat maalesef, insanoğlunun kahir çoğunluğu o kapının önünden transit geçiyor.
Bu ön girişi yaptıktan sonra, artık beni yazmaya sevk eden nedenlerden birkaçını şöyle sıralayabilirim:
Birincisi, hepimizin bildiği gibi akıl ile donatılan bir varlığın (insanın) sürekli bilgiye ihtiyacı vardır. Olmasaydı, akıllı varlık olmazdı zaten. Ayrıca bilgi (enformasyon), bireyin ve toplumun ihtiyaç duyduğu en değerli ve en önemli hayati kaynaklardan biridir. Fakat bilgilerimizin büyük çoğunluğu siyasetin, ideolojinin, çevrenin ya da tarih ve taassubun etkisi altında kalan bilginler tarafından düzenlediği için objektif değillerdir. Bu münasebetle, toplumun tüm kesimini aydınlatıp onların tüm sınıf ve kesimlerinin kol boyun olmasına zemine oluşturması gerekirken, tam tersi her zaman toplum içerisinde kaos yaratıp, dağılıp saflaşmalarına vesilesi olmaktadır. İşte toplumumuzu bu tür bilgilerden koruyacak, akla, vicdana, izana ve realiteye uygun olan bilgileri sizlerle paylaşmak için yazmaya koyuldum.
İkincisi, bilgi objektif, nötr, tarafsız ve şeffaf olmalıdır. Böyle bir bilgi ancak böyle olan bilginler eliyle topluma ulaştırılır. Nefsini tezkiye etmeyen ve egosundan kurtulamayan bilginlerin bizlere aktaracakları bilgiler, nefis eksenli bilgiler olacaktır. Nefis eksenli bilgiler ise, kirletilmiş ve şeffaflığını kaybetmiş bilgilerdir. Bu türden kirletilmiş bilgilerin ortaya çıkardığı topluluklar ise göz önünde. İnsanlara insanlığını unutturmuştur. Tefrika, nifak, kavga, kaos, güvensizlik, ötekileştirme, cinayet, ahlaksızlık vb. gibi birçok toplumsal hastalıkların temelinde yatan şey, işte bu türden kirli bilgilerdir. Özellikle de bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu günümüz "bilgi çağında", "tekfircilik" gibi terörist hareketlerin ortaya çıkması, bilgi kirliliğinin ne boyutlara ulaştığının en iyi göstergesidir. Toplumumuzu bu türden kirli bilgilerden uzak tutmak için burada yazmayı kendime bir vazife gördüm.
Üçüncüsü, bilgi kirliliği artık eskisi gibi toplulukları birbirinden yalnızca uzaklaştırmıyor, aksine onları biri birlerinin kökünü kurutacak katliamlara sevk ediyor. Evet, doğrudur ki bu bilgi kirliliği sayesinde on üç asır Müslümanlar biri birlerinden mesafeli duruyorlardı fakat içerisinde bulunduğumuz şu dönemlerde, kendi cehaletlerinden istifade eden emperyalist güçlerin de katkılarıyla, Irak ve Suriye örneğinde görüldüğü üzere, birbirlerinin şehir, kasaba, köy ve kabilelerini yok edip, tabiri caizse köklerini kurutmaktadırlar.
İşte çok kısa bir şekilde belirtmiş olduğum bu nedenlerden dolayı, bir ilahiyatçı ve araştırmacı olarak, şu bilgi kirliliklerini nasıl tasfiye edip ve toplumumuza nasıl bir katkıda bulunabilirim düşüncesiyle sizlere yazmaya karar verdim.
Sunacağım bilgiler hakkında sizlerde bir kanaat oluşması açısından kendimi de kısaca tanıtmak istedim.
1959 Kars doğumluyum. İlköğrenimimi orada bitirip, Arapça ve Farsça dillerinin yanında, ilahiyat bilgilerinin altyapısını oluşturan sarf, nahiv, usul, mantık, dirayet, tefsir vb. gibi gramerleri Irak ve İran'da okudum. Daha sonra Türkiye'ye döndüm. Kars İmam Hatip Lisesini dışarıdan tamamladım. Farsça ve Arapça dillerinden farklı konularda 9 cilt kitap Türkçeye çevirdim. Kaynak niteliğindeki 5 cilt eseri de kendim telif ettim. Farklı konularda farklı gazete, dergi ve sitelerde yayınlanmak üzere birçok makaleler yazdım. Ulusal ve uluslararası birçok konferanslara katıldım ya da kendim tertipledim.  Dernek, vakıf ve federasyon gibi bir kısım kurumların ya kuruculuğunu yaptım ya da o kurumlarda görev aldım. Yerel, ulusal ve yabancı televizyon ve radyolarda dini ve siyasi konularda konuştum. Evli ve iki çocuk babasıyım.
 
Hasan Kanaatlı / diğer yazıları
'Yeni silahlar geliştirdik'
Putin'in eli belinde!
Nedeni artan enflasyon
Kartlı ödemelerde bir rekor daha
Türkiye'deki en büyük alıcı
Merkez Bankası altın yığınağı yapıyor
İki kayyum kararı daha
Tunceli ve Ovacık belediye başkanları görevden alındı
Türkiye'de kaç milyon Suriyeli var?
Göç İdaresi: Çocuklar dahil 2 milyon 935 bin 742
'Biden Trump'a kötü miras bırakmaya çalışıyor'
Rusya'dan dikkat çekici açıklama
Günleri var değerleri yok!
Öğretmenlerin umutları kalmadı
'Kantin solcuları'
Erdoğan'dan CHP'ye tepki
Kılıçdaroğlu hakim karşısında
İfadesinde çarpıcı iddialarda bulundu
BTP’den Nasuh Mahruki’ye destek ziyareti
'Tutuklamalar bir sopa olarak kullanılıyor'
Kredi kartı borçları katlanarak artıyor
Kredi kartlı ödemeler yıllık yüzde 83 arttı
Utanç davası 5. gününde
Yenidoğan çetesi yargılanıyor
Ali Rıza Demircan ahiretinden vazgeçti
‘Erdoğan’a oy vermeyeceğim… Ahiretime zarar vermek istemiyorum’ demişti
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği açıkladı
Kaç şirket kapandı?
Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
Sebep: Halka yanıltıcı bilgiyi alenen yaymışlar!
'Yeni silahlar geliştirdik'
Putin'in eli belinde!
Nedeni artan enflasyon
Kartlı ödemelerde bir rekor daha
Türkiye'deki en büyük alıcı
Merkez Bankası altın yığınağı yapıyor
İki kayyum kararı daha
Tunceli ve Ovacık belediye başkanları görevden alındı
Türkiye'de kaç milyon Suriyeli var?
Göç İdaresi: Çocuklar dahil 2 milyon 935 bin 742
'Biden Trump'a kötü miras bırakmaya çalışıyor'
Rusya'dan dikkat çekici açıklama
Günleri var değerleri yok!
Öğretmenlerin umutları kalmadı
'Kantin solcuları'
Erdoğan'dan CHP'ye tepki
Kılıçdaroğlu hakim karşısında
İfadesinde çarpıcı iddialarda bulundu
BTP’den Nasuh Mahruki’ye destek ziyareti
'Tutuklamalar bir sopa olarak kullanılıyor'
Kredi kartı borçları katlanarak artıyor
Kredi kartlı ödemeler yıllık yüzde 83 arttı
Utanç davası 5. gününde
Yenidoğan çetesi yargılanıyor
Ali Rıza Demircan ahiretinden vazgeçti
‘Erdoğan’a oy vermeyeceğim… Ahiretime zarar vermek istemiyorum’ demişti
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği açıkladı
Kaç şirket kapandı?
Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
Sebep: Halka yanıltıcı bilgiyi alenen yaymışlar!
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.