Son birkaç aydır Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu duyanınız göreniniz var mı?
Yandaş ve yanaşma basının bir yıldır Esad kaç vakitte gidecek falları fos çıktı.
Galiba Esad’tan önce Davutoğlu gidecek.
Hillary Clinton kontenjanından bakan olan Davutoğlu, Azrail’e teslim olmak üzere olan Hillary’e refakat ediyor olmalı.
Bakanımız, “Hillary ne olur aç gözlerini bir şeyler söyle” diye yakarıyor olmalı.
Çünkü ABD’nin fevkalade Yahudi dostu ve İslam düşmanı Clinton sahneden çekilecek olursa bizimkiler Suriye’de yaktıkları cehennem ateşinde boğulacak.
Komşusunun evini yakıp korkudan köyün camisinde uyuklayan kundakçı misali Suriye’yi ateşe veren Davutoğlu, sırra kadem basarken onun azmettiricisi Erdoğan cami cami yardım kampanyası açarak işledikleri cinayeti örtbas etmeye çalışıyor.
Derin Türk dış politikası ülkemizi Ortadoğu’da derin bir gayya kuyusuna yuvarlarken, Başbakan cami imamlarının yardım battaniyelerine sığınırken Ortadoğu’da kıyamet savaşı hazırlıkları tam gaz sürüyor.
Bir yıldır Türkiye’nin ABD’nin daha fazla oyuncağı haline gelmemesi için alttan alan, tecrübeli, mahallenin abisi gibi davranan Rusya’nın askeri gemilerle Karadeniz ve Akdeniz’i kuşatması, Hizbullah’ın Suriye içlerine ilerlemesi, İran’ın Hürmüz boğazında yürüttüğü tatbikatlar kalpleri Haçlı vaftizi ile kararmamış, gözleri Yahudi gözbağcıları tarafından bağlanmamış, kulakları NATO silahları ile sağırlaşmamış insanlara çok şeyler söylüyor.
ABD’nin mali uçuruma yuvarlanmasını, AB’nin derin siyasi ve ekonomik buhranda debelenmesini fırsat bilen Rusya, Suriye’yi Batıya kaptırmaya hiç de niyetli değil.
Rusya, 1989 soğuk savaşın bitimi ve ABD hegemonyasında ara bir dönemin başlamasından bu yana yakaladığı fırsatı bu sefer iyi kullanmaya kararlı.
Türkiye’nin şapşal dış politikası olanı biteni okumaktan aciz. Amerika sapığı siyasetin, AKP artığı medyanın, iktidar yağcısı imamların körelttiği millet vicdanı uyanmasa Türk milleti kendi cehennemine odun taşıyan günahkâr gibi yaktığı ateşte boğulacak.
Peygamber Efendimizin kıyamet hadislerinde hep Suriye’ye dikkat çekmesi boşuna değil.
Hıristiyan komutasında Müslüman Suriyeli ile savaşa tutuşan, ya da onlara odun taşıyan sözde Müslümanların yaktığı cehennemden Allah hepimizi korusun. Allah bu cehennem ateşini Ehli Beyt nefesi ile hohlaya hohlaya söndürmeye çalışan Prof. Dr. Haydar Baş’tan razı olsun.
Yandaş ve yanaşma basının bir yıldır Esad kaç vakitte gidecek falları fos çıktı.
Galiba Esad’tan önce Davutoğlu gidecek.
Hillary Clinton kontenjanından bakan olan Davutoğlu, Azrail’e teslim olmak üzere olan Hillary’e refakat ediyor olmalı.
Bakanımız, “Hillary ne olur aç gözlerini bir şeyler söyle” diye yakarıyor olmalı.
Çünkü ABD’nin fevkalade Yahudi dostu ve İslam düşmanı Clinton sahneden çekilecek olursa bizimkiler Suriye’de yaktıkları cehennem ateşinde boğulacak.
Komşusunun evini yakıp korkudan köyün camisinde uyuklayan kundakçı misali Suriye’yi ateşe veren Davutoğlu, sırra kadem basarken onun azmettiricisi Erdoğan cami cami yardım kampanyası açarak işledikleri cinayeti örtbas etmeye çalışıyor.
Derin Türk dış politikası ülkemizi Ortadoğu’da derin bir gayya kuyusuna yuvarlarken, Başbakan cami imamlarının yardım battaniyelerine sığınırken Ortadoğu’da kıyamet savaşı hazırlıkları tam gaz sürüyor.
Bir yıldır Türkiye’nin ABD’nin daha fazla oyuncağı haline gelmemesi için alttan alan, tecrübeli, mahallenin abisi gibi davranan Rusya’nın askeri gemilerle Karadeniz ve Akdeniz’i kuşatması, Hizbullah’ın Suriye içlerine ilerlemesi, İran’ın Hürmüz boğazında yürüttüğü tatbikatlar kalpleri Haçlı vaftizi ile kararmamış, gözleri Yahudi gözbağcıları tarafından bağlanmamış, kulakları NATO silahları ile sağırlaşmamış insanlara çok şeyler söylüyor.
ABD’nin mali uçuruma yuvarlanmasını, AB’nin derin siyasi ve ekonomik buhranda debelenmesini fırsat bilen Rusya, Suriye’yi Batıya kaptırmaya hiç de niyetli değil.
Rusya, 1989 soğuk savaşın bitimi ve ABD hegemonyasında ara bir dönemin başlamasından bu yana yakaladığı fırsatı bu sefer iyi kullanmaya kararlı.
Türkiye’nin şapşal dış politikası olanı biteni okumaktan aciz. Amerika sapığı siyasetin, AKP artığı medyanın, iktidar yağcısı imamların körelttiği millet vicdanı uyanmasa Türk milleti kendi cehennemine odun taşıyan günahkâr gibi yaktığı ateşte boğulacak.
Peygamber Efendimizin kıyamet hadislerinde hep Suriye’ye dikkat çekmesi boşuna değil.
Hıristiyan komutasında Müslüman Suriyeli ile savaşa tutuşan, ya da onlara odun taşıyan sözde Müslümanların yaktığı cehennemden Allah hepimizi korusun. Allah bu cehennem ateşini Ehli Beyt nefesi ile hohlaya hohlaya söndürmeye çalışan Prof. Dr. Haydar Baş’tan razı olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014