Bir önceki yazımızda hatırlatmıştık, Hud suresinin altıncı ayetinde Yüce Rabbimiz; "Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın" buyurarak bütün canlıların rızıklarını tekeffül etmiştir.Yine İbrahim suresinin 34. ayetinde ben-i Adem olarak istediğimiz her şeyin bizlere ihsan ve ikram edildiği beyan ediliyor ve saymakla bitiremeyeceğimize de dikkat çekiliyor."İstediğiniz her şey verilmiştir" cümlesinin muhatabı bütün insanlıktır ve bu müjdeli haber karşısında herkes eşittir. Aşağıya alacağımız ayetlerde de görüleceği gibi dünya gezegenin kaynakları ve yukarıda göklerin kaynakları insanlığın hizmetine sunulmuştur:"Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri emrinize veren, nehirleri de hizmetinize sunandır.""O, âdetleri üzere hareket eden güneşi ve ayı sizin hizmetinize sunan, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verendir." (İbrahim: 32-33)"Görmedin mi Allah'ın semadan bir su indirip de onu bir yolu ile Arzda menbalara koyduğunu? Sonra onunla bir ekin çıkarır, türlü renklerle, sonra o heyecana gelir, bir de görürsün onu sararmış, sonra da onu bir çöpe çevirir, elbette bunda bir ihtar var temiz akılları olanlar için." (Zümer: 21)Yüce yaratıcı tarafından insan oğluna ihsan ve ikram edilen kaynaklardan yararlanma, kaynaklara ulaşma açısından çeşitli problemler yaşanmaktadır, işte Milli Ekonomi Modeli (MEM) bu problemleri en aza indirmenin yöntemlerini teklif ediyor:"Ekonomi politikalarımızın hedefi üretim ile tüketimin arasındaki dengenin oluşturulmasıdır. Bu sebeple tüketim kesiminin desteklenmesi, sürekli büyümenin sağlanması için olmazsa olmaz şarttır.Tüketim kesiminin içinde özellikle hedefimiz, belli bir gelir seviyesinin altında kaldığı için ihtiyacı olduğu halde bunu elde edemeyen hane halklarıdır. Bu kitle, özellikle ülkemiz için düşünüldüğünde toplumun en az yüzde doksanını oluşturmaktadır. Eğer ekonomiyi büyütmek istiyorsak tüketim kesimini desteklemek zorundayız, tüketim artmadan, Pazar problemi çözülmeden ekonomilerin büyümesi hiç mümkün değildir. Bu gün çağımızın en büyük problemi hane halklarının büyük bir kısmının tüketebilme kabiliyetini yitirmiş olmasıdır.İşte asıl üzerinde durulması gereken nokta tüketebilme kabiliyetlerinin bu bireylere nasıl kazandırılacağıdır."(MEM: 142)Bu ifadelerden rahatlıkla anlaşıldığı gibi bireylerin ve hane halklarının tüketim kabiliyetlerinin artırılması demek, ülke kaynaklarından bu insanların da yararlanmalarının yollarını açmak demektir ki, sayın Baş eserinde bu yolları ve yöntemleri belirtmektedir."? Eksik olan talebi gidermek için yapılacak uygulama, düşük gelir gurubunun gelir seviyesini yükseltecek şekilde olmalıdır.Milli Ekonomi Modelinde bu, sosyal devlet projesi ile sağlanmakta ve ihtiyaç duyulan talep, dar gelirlinin bütçesine katkı yapılarak sağlanmaktadır."(MEM: 146)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025