Türkiyeli İslamcı kılıklı derebeyleri ve yandaşları gerçekten şaşırmışlar!
Acınacak halleri var.
Bir taraftan güya 12 Eylül askeri darbesini soruşturma numarası çekiyorlar. Diğer taraftan Suriye’de meşru Esad yönetimini ve Müslüman halkı hedef alan eli kanlı ihtilalcilere destek sağlıyorlar.
Bir taraftan “bebek katili” olarak namı dünyayı tutmuş ve 30 bin insanı katletmekten idama mahkum edilmiş Apo ve PKK ile halvette Türkiye’nin geleceğini şekillendiriyorlar. Öte taraftan Suriyeli eli kanlı katillere her türlü lojistik destek ve mühimmatı sağlıyorlar.
İş o raddeye vardı ki, Türkiyeli İslamcıların semirttiği Suriyeli isyancılar, dönüp polisimizi şehit ediyorlar!
Öte taraftan İsrail, Müslüman Suriye’ye füzeyle, bombayla saldırıyor. Beri taraftan aynı andan Türkiyeli İslamcılar, Müslüman Suriye’ye beyanatlarla ve semirttikleri eli kanlı isyancılarla saldırıyor.
Türkiyeli İslamcılar, içeride Apo ve PKK’ye yaptıkları teşrifatçılık ve verdikleri hizmet yetmiyormuş gibi; dışarıda işgalci Amerika ve yayılmacı İsrail’e tezgahtarlık yapıyorlar, taşeronluk yapıyorlar.
Zere kadar imanı ve iz’anı olanın ayıkması için şu tablo yeterince açıktır:
Türkiyeli İslamcılar ile yayılmacı İsrail, Müslüman Suriye’ye karşı aynı safta!
Çoluk-çocuk Müslümanlar can veriyor.
Müslüman kanı akıyor.
İslam medeniyeti yok oluyor.
Müslümanların koyun sürüleri gibi boğazlanıp can verdiği böylesi bir vahşi fitneye ve iç savaşa yarım kelime katkısı olanın Allah’ın rahmetinden nasibi yoktur… Vallahi yoktur, billahi yoktur.
İslamcı geçinen bu tezgahtarlar, mahşer gününde, alınlarına “bunun Allah’ın rahmetinden nasibi yoktur” diye yazılı olarak getirilecektir. Hz. Peygamberin ikazı aynen böyledir:
“Her kim, bir mü’minin öldürülmesine yarım kelime ile dahi olsa katkı sağlarsa, kıyamet günü, alnında “Bunun Allah’ın rahmetinden nasibi yoktur” diye yazılmış olarak Allah’ın huzuruna getirilir” (İbn Mace, Sünen, Diyat 1).
Türkiyeli İslamcılar, öylesine zavallı, öylesine aşağılık vaziyete düştüler ki; işgalci Amerika’nın toplum mühendisliği adına “olta yemi” olarak ortaya atıp toplum yutmayınca vazgeçtiği “Suriye’de Esad kimyasal silah kullanıyor” yalanını, “doğru” diye Türk milletine yutturmaya kalkışıyorlar.
Türkiyeli İslamcıların şu kirli ve vahşi vaziyetlerine bakın…
Vahamete bakın… Birleşmiş Milletler Bağımsız Uluslararası Suriye Soruşturma Komisyonu Üyesi Carla Del Ponte, Suriye yönetimi değil, isyancılar kimyasal silah kullandı, açıklaması yapıyor. Del Ponte, Sarin gazını Suriyeli isyancı teröristlerin kullandığını raporluyor.
Amerikan yönetimi bile “kimyasal silah” yalanından çark ediyor. ABD eski Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın özel kalem müdürü Lawrence Wilkerson ise, kimyasal silah kullanımı İsrail’in örtülü operasyonu olabilir, diyor.
Yalanı uyduranlar bile vazgeçtiği süreçte; Amerika’nın kapı kulu Türkiyeli İslamcılar, takılmış kırık plaka gibi “Esad kimyasal kullanıyor” yalanını tekrar edip duruyorlar.
Bu alaca karanlıkta İsrail, Müslüman Suriye’ye vuruyor. Türkiyeli İslamcılar da, İsrail’in vurduğu Müslüman Suriye’ye vuruyor.
Bunlar mı İslamcı!? İslam’a kurban olsunlar bunlar… Kraldan daha kralcı, işgalciden daha işgalci, İsrail ile aynı safta bombacı ve ihtilalci vaziyet arz eden bu İslamcı kılıklı vicdansızların iman ve İslam ile alakası olamaz!
Türkiyeli İslamcıların bu işgalci Amerika ve yayılmacı İsrail kapı kullukları gösteriyor ki, bunlar, Rusya Devlet Başkanı Putin’in kesip attığı tırnak bile olmazlar!
Putin, Suriye’ye haksız biçimde saldıran İsrail’i ikaz ediyor, kulağını çekiyor. Bir daha denemeye kalkışma diyor.
Putin’in ikazı ve meydan okuması, sadece İsrail’e yönelik değil elbette… İsrail’in safında yer alan Amerika başta olmak üzere tüm bölge ve dünya ülkelerine!
Ve tabi anlayan için… Türkiyeli İslamcılara!
Türk milleti, İslamcı kılıklı Türkiyeli bu Amerikan ve İsrail uşaklarından kurtulduğu gün, hem kendini, hem de İslam coğrafyasını en büyük fitneden kurtarmış olacaktır.
Acınacak halleri var.
Bir taraftan güya 12 Eylül askeri darbesini soruşturma numarası çekiyorlar. Diğer taraftan Suriye’de meşru Esad yönetimini ve Müslüman halkı hedef alan eli kanlı ihtilalcilere destek sağlıyorlar.
Bir taraftan “bebek katili” olarak namı dünyayı tutmuş ve 30 bin insanı katletmekten idama mahkum edilmiş Apo ve PKK ile halvette Türkiye’nin geleceğini şekillendiriyorlar. Öte taraftan Suriyeli eli kanlı katillere her türlü lojistik destek ve mühimmatı sağlıyorlar.
İş o raddeye vardı ki, Türkiyeli İslamcıların semirttiği Suriyeli isyancılar, dönüp polisimizi şehit ediyorlar!
Öte taraftan İsrail, Müslüman Suriye’ye füzeyle, bombayla saldırıyor. Beri taraftan aynı andan Türkiyeli İslamcılar, Müslüman Suriye’ye beyanatlarla ve semirttikleri eli kanlı isyancılarla saldırıyor.
Türkiyeli İslamcılar, içeride Apo ve PKK’ye yaptıkları teşrifatçılık ve verdikleri hizmet yetmiyormuş gibi; dışarıda işgalci Amerika ve yayılmacı İsrail’e tezgahtarlık yapıyorlar, taşeronluk yapıyorlar.
Zere kadar imanı ve iz’anı olanın ayıkması için şu tablo yeterince açıktır:
Türkiyeli İslamcılar ile yayılmacı İsrail, Müslüman Suriye’ye karşı aynı safta!
Çoluk-çocuk Müslümanlar can veriyor.
Müslüman kanı akıyor.
İslam medeniyeti yok oluyor.
Müslümanların koyun sürüleri gibi boğazlanıp can verdiği böylesi bir vahşi fitneye ve iç savaşa yarım kelime katkısı olanın Allah’ın rahmetinden nasibi yoktur… Vallahi yoktur, billahi yoktur.
İslamcı geçinen bu tezgahtarlar, mahşer gününde, alınlarına “bunun Allah’ın rahmetinden nasibi yoktur” diye yazılı olarak getirilecektir. Hz. Peygamberin ikazı aynen böyledir:
“Her kim, bir mü’minin öldürülmesine yarım kelime ile dahi olsa katkı sağlarsa, kıyamet günü, alnında “Bunun Allah’ın rahmetinden nasibi yoktur” diye yazılmış olarak Allah’ın huzuruna getirilir” (İbn Mace, Sünen, Diyat 1).
Türkiyeli İslamcılar, öylesine zavallı, öylesine aşağılık vaziyete düştüler ki; işgalci Amerika’nın toplum mühendisliği adına “olta yemi” olarak ortaya atıp toplum yutmayınca vazgeçtiği “Suriye’de Esad kimyasal silah kullanıyor” yalanını, “doğru” diye Türk milletine yutturmaya kalkışıyorlar.
Türkiyeli İslamcıların şu kirli ve vahşi vaziyetlerine bakın…
Vahamete bakın… Birleşmiş Milletler Bağımsız Uluslararası Suriye Soruşturma Komisyonu Üyesi Carla Del Ponte, Suriye yönetimi değil, isyancılar kimyasal silah kullandı, açıklaması yapıyor. Del Ponte, Sarin gazını Suriyeli isyancı teröristlerin kullandığını raporluyor.
Amerikan yönetimi bile “kimyasal silah” yalanından çark ediyor. ABD eski Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın özel kalem müdürü Lawrence Wilkerson ise, kimyasal silah kullanımı İsrail’in örtülü operasyonu olabilir, diyor.
Yalanı uyduranlar bile vazgeçtiği süreçte; Amerika’nın kapı kulu Türkiyeli İslamcılar, takılmış kırık plaka gibi “Esad kimyasal kullanıyor” yalanını tekrar edip duruyorlar.
Bu alaca karanlıkta İsrail, Müslüman Suriye’ye vuruyor. Türkiyeli İslamcılar da, İsrail’in vurduğu Müslüman Suriye’ye vuruyor.
Bunlar mı İslamcı!? İslam’a kurban olsunlar bunlar… Kraldan daha kralcı, işgalciden daha işgalci, İsrail ile aynı safta bombacı ve ihtilalci vaziyet arz eden bu İslamcı kılıklı vicdansızların iman ve İslam ile alakası olamaz!
Türkiyeli İslamcıların bu işgalci Amerika ve yayılmacı İsrail kapı kullukları gösteriyor ki, bunlar, Rusya Devlet Başkanı Putin’in kesip attığı tırnak bile olmazlar!
Putin, Suriye’ye haksız biçimde saldıran İsrail’i ikaz ediyor, kulağını çekiyor. Bir daha denemeye kalkışma diyor.
Putin’in ikazı ve meydan okuması, sadece İsrail’e yönelik değil elbette… İsrail’in safında yer alan Amerika başta olmak üzere tüm bölge ve dünya ülkelerine!
Ve tabi anlayan için… Türkiyeli İslamcılara!
Türk milleti, İslamcı kılıklı Türkiyeli bu Amerikan ve İsrail uşaklarından kurtulduğu gün, hem kendini, hem de İslam coğrafyasını en büyük fitneden kurtarmış olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019