Türkiye Avrupa Birliği üyelik hayaliyle avunup dururken Avrupa'nın Türklere gerçek bakış açısını ortaya koyan bir kitap yayınlandı. Kitap Türkleri, 'düşman' olarak niteledi.
İngiliz Financial Times gazetesi, Andrew Wheatcroft tarafından kaleme alınan ve Avrupa'daki Türk korkusunu ve korku duygusunun kendisini ele alan "Kapıdaki Düşman" adlı bir kitabı okuyucularına tanıttı. Haberde, kitapta, Avrupa'nın çeşitli ülkelerini yüzyıllar boyunca yönetmiş Habsburg Hanedanı ile Osmanlılar'ın uzun bir süre neden savaştıkları ve sonunda neden savaşmayı bıraktıkları sorusuna yanıt arandığı kaydedildi. Kitapta yazarın Türk korkusunun izlerini 1071 Malazgirt Savaşına kadar sürdüğü belirtilerek, o zamandan bu yana Türk savaşçıların amansız gaddarlığı hakkında bir imaj oluştuğu ve bu imajın İstanbul'un 1453'de alınması ile perçinlendiği belirtildi.
Viyana kuşatması unutulmuş değilKapıdaki Düşman adlı kitabın asıl odak noktasının bu eski savaşlar değil ancak Osmanlı'nın 1683'te Viyana'yı almak için yaptığı kuşatma olduğu belirtilirken, kuşatma için yapılan hazırlıklar ve IV. Sultan Mehmet ve Büyük Vezir Kara Mustafa'nın kişilikleri de ele alındı. Kitabın en ilginç bölümlerinden birinin savaşın nasıl başladığı ve uzun süren Osmanlı-Habsburg karşılaşmaları sırasında nasıl bir değişime uğradığı bölüm olduğu belirtildi. Gazete, yazarın iki konuyu karıştırdığını belirterek, bunların Hristiyan Avrupa'nın Osmanlı İmparatorluğu'ndan ve günümüzün modern Türkiye'sinden korku duymaları ve Batı'nın militan İslam'dan duyduğu korku olduğunu bildirdi. Haberde, bazı insanların, Türkler'in Avrupa Birliği'ne girmeleri durumunda, bu durumun Viyana'da yaşadıkları yenilginin tersine çevrilmesi anlamına geleceği konusunda ısrarcı olmalarının kendi bakış açılarıyla sınırlandırılabileceği belirtilirken, sözde "Teröre Karşı Savaş"a ilham veren korkunun bu önyargıdan daha geniş ve derinlerde olduğu kaydedildi.
İngiliz Financial Times gazetesi, Andrew Wheatcroft tarafından kaleme alınan ve Avrupa'daki Türk korkusunu ve korku duygusunun kendisini ele alan "Kapıdaki Düşman" adlı bir kitabı okuyucularına tanıttı. Haberde, kitapta, Avrupa'nın çeşitli ülkelerini yüzyıllar boyunca yönetmiş Habsburg Hanedanı ile Osmanlılar'ın uzun bir süre neden savaştıkları ve sonunda neden savaşmayı bıraktıkları sorusuna yanıt arandığı kaydedildi. Kitapta yazarın Türk korkusunun izlerini 1071 Malazgirt Savaşına kadar sürdüğü belirtilerek, o zamandan bu yana Türk savaşçıların amansız gaddarlığı hakkında bir imaj oluştuğu ve bu imajın İstanbul'un 1453'de alınması ile perçinlendiği belirtildi.
Viyana kuşatması unutulmuş değilKapıdaki Düşman adlı kitabın asıl odak noktasının bu eski savaşlar değil ancak Osmanlı'nın 1683'te Viyana'yı almak için yaptığı kuşatma olduğu belirtilirken, kuşatma için yapılan hazırlıklar ve IV. Sultan Mehmet ve Büyük Vezir Kara Mustafa'nın kişilikleri de ele alındı. Kitabın en ilginç bölümlerinden birinin savaşın nasıl başladığı ve uzun süren Osmanlı-Habsburg karşılaşmaları sırasında nasıl bir değişime uğradığı bölüm olduğu belirtildi. Gazete, yazarın iki konuyu karıştırdığını belirterek, bunların Hristiyan Avrupa'nın Osmanlı İmparatorluğu'ndan ve günümüzün modern Türkiye'sinden korku duymaları ve Batı'nın militan İslam'dan duyduğu korku olduğunu bildirdi. Haberde, bazı insanların, Türkler'in Avrupa Birliği'ne girmeleri durumunda, bu durumun Viyana'da yaşadıkları yenilginin tersine çevrilmesi anlamına geleceği konusunda ısrarcı olmalarının kendi bakış açılarıyla sınırlandırılabileceği belirtilirken, sözde "Teröre Karşı Savaş"a ilham veren korkunun bu önyargıdan daha geniş ve derinlerde olduğu kaydedildi.