Beşar Esad, sadece arkasındaki Rusya ve Çin desteğine güvenerek iyice azıtmış Arap Baharı sürecinden ayakta kalarak çıkabileceğini sanıyorsa bence büyük bir yanılgı içerisinde.
Çünkü Rusya ve Çin bugün Suriye’ye desteğini sürdürüyor ama bu desteğin ne zaman sona ereceğini bilemezsiniz. Her an Rusya desteğini çekebilir. Rusya’nın desteğini çektiği Suriye’ye İran’dan başka kimse destek vermez ve sadece İran’ın desteği Suriye’yi kurtaramaz.
Suriye’de Arap Baharı isyanlarının başlamasının üzerinden 1 yıla yakın bir süre geçti. Arap Baharı’nın uğradığı hiçbir ülkede liderler Beşar Esad’ın direndiği kadar direnememiş ve iktidarda kalamamıştı.
Esad, bu kadar ayakta kalabilmesini diğer liderlerin sahip olmadığı desteklere sahip olmasına borçlu. Rusya, Çin ve İran’ın bugüne kadarki desteği Suriye’nin Batılıların istediği formata gelmesine engel oldu.
ABD, Suriye’ye verdiği desteği kaldırması için Rusya’yı ikna etmeye çalışıyor. Rusya’nın tüm taleplerine ABD’nin evet demesi Suriye’nin Rus desteğinden mahrum kalması anlamına gelecek.
Bunları hesap etmiyorsa ve sadece Rusya desteğiyle ayakta kalacağını sanıyorsa zaten Beşar Esad, Suriye’nin başında kalmayı hak etmiyor demektir. Eğer Esad, bugüne kadar kendisine ulaşan akl-ı selim tavsiyelere kulak verseydi, belki de Rusya’nın desteği olmadan da ayakta kalabilmeyi başarabilirdi.
Bugüne kadarki taktiklerle Suriye’de mesafe alınamadığını gören isyancılar son günlerde yeni taktikler uygulamaya başladılar.
Bütün dünyaya Suriye’de bir iç savaş olduğu izlenimini verebilmek için yeni taktik gereği artık bombalı saldırılar düzenlenmeye başladı. Bundan sonraki süreçte Suriye’de bomba sesleri hiç eksik olmayacak gibi görünüyor.
Geçtiğimiz hafta Suriye’nin başkenti Şam’da bomba yüklü araçla eş zamanlı düzenlenen iki saldırıda sivil ve asker pek çok kişi öldü. Son bir yılda devam eden isyanlarda üç bombalı saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırıların ikisi aynı gün yaşandı. Bir günde iki saldırı birden yaşanması bana göre bir taktik değişikliğinin bariz göstergesi.
Yeni taktik değişikliği neyi amaçlıyor?
Bin Ali, Mübarek, Kaddafi’yi devirdikleri gibi Beşar Esad’ı deviremeyeceklerini gören Arap Baharı taşeronları için böyle bir taktik değişikliğinin zaruret halini aldığını öncelikle ifade edelim. Eğer bu taktik değişikliğine gidilmeseydi Esad, kısa süre sonra ülkedeki gücünü daha da pekiştirip zaferini ilan edecekti.
Şimdi isyancı teröristler farkı yöntemlerle saldıracak Suriye’ye. Bu yeni yöntemde sadece Esad yok hedefte, aynı zamanda halk da var. Yani Suriye’de güvenlik tamamen ortadan kaldırılacak. Kimsenin kendini güvende hissetmediği bir terör ortamı oluşturulmak isteniyor olabilir. Bu sayede hem Esad yıpratılacak, hem halk demoralize edilecek hem de ülkeye müdahale edebilmek için akbaba sürüsü gibi pusuda bekleyen yabancılara müdahale gerekçesi oluşturulmuş olacak.
Çünkü Rusya ve Çin bugün Suriye’ye desteğini sürdürüyor ama bu desteğin ne zaman sona ereceğini bilemezsiniz. Her an Rusya desteğini çekebilir. Rusya’nın desteğini çektiği Suriye’ye İran’dan başka kimse destek vermez ve sadece İran’ın desteği Suriye’yi kurtaramaz.
Suriye’de Arap Baharı isyanlarının başlamasının üzerinden 1 yıla yakın bir süre geçti. Arap Baharı’nın uğradığı hiçbir ülkede liderler Beşar Esad’ın direndiği kadar direnememiş ve iktidarda kalamamıştı.
Esad, bu kadar ayakta kalabilmesini diğer liderlerin sahip olmadığı desteklere sahip olmasına borçlu. Rusya, Çin ve İran’ın bugüne kadarki desteği Suriye’nin Batılıların istediği formata gelmesine engel oldu.
ABD, Suriye’ye verdiği desteği kaldırması için Rusya’yı ikna etmeye çalışıyor. Rusya’nın tüm taleplerine ABD’nin evet demesi Suriye’nin Rus desteğinden mahrum kalması anlamına gelecek.
Bunları hesap etmiyorsa ve sadece Rusya desteğiyle ayakta kalacağını sanıyorsa zaten Beşar Esad, Suriye’nin başında kalmayı hak etmiyor demektir. Eğer Esad, bugüne kadar kendisine ulaşan akl-ı selim tavsiyelere kulak verseydi, belki de Rusya’nın desteği olmadan da ayakta kalabilmeyi başarabilirdi.
Bugüne kadarki taktiklerle Suriye’de mesafe alınamadığını gören isyancılar son günlerde yeni taktikler uygulamaya başladılar.
Bütün dünyaya Suriye’de bir iç savaş olduğu izlenimini verebilmek için yeni taktik gereği artık bombalı saldırılar düzenlenmeye başladı. Bundan sonraki süreçte Suriye’de bomba sesleri hiç eksik olmayacak gibi görünüyor.
Geçtiğimiz hafta Suriye’nin başkenti Şam’da bomba yüklü araçla eş zamanlı düzenlenen iki saldırıda sivil ve asker pek çok kişi öldü. Son bir yılda devam eden isyanlarda üç bombalı saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırıların ikisi aynı gün yaşandı. Bir günde iki saldırı birden yaşanması bana göre bir taktik değişikliğinin bariz göstergesi.
Yeni taktik değişikliği neyi amaçlıyor?
Bin Ali, Mübarek, Kaddafi’yi devirdikleri gibi Beşar Esad’ı deviremeyeceklerini gören Arap Baharı taşeronları için böyle bir taktik değişikliğinin zaruret halini aldığını öncelikle ifade edelim. Eğer bu taktik değişikliğine gidilmeseydi Esad, kısa süre sonra ülkedeki gücünü daha da pekiştirip zaferini ilan edecekti.
Şimdi isyancı teröristler farkı yöntemlerle saldıracak Suriye’ye. Bu yeni yöntemde sadece Esad yok hedefte, aynı zamanda halk da var. Yani Suriye’de güvenlik tamamen ortadan kaldırılacak. Kimsenin kendini güvende hissetmediği bir terör ortamı oluşturulmak isteniyor olabilir. Bu sayede hem Esad yıpratılacak, hem halk demoralize edilecek hem de ülkeye müdahale edebilmek için akbaba sürüsü gibi pusuda bekleyen yabancılara müdahale gerekçesi oluşturulmuş olacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024