Müjdeyi ben vereyim; İstanbul'da yaşayanlara "İstanbul vergisi" geliyor.Başbakan R. T. Erdoğan, sinyal verdi. Erdoğan uzun zamandan beri bu "muhteşem proje""sini seslendiriyordu.Daha doğrusu toplumun hazmetme kapasitesinin oluşmasını bekliyordu. Şartlar oluştu.Mühür da elinde, Süleyman da o?Vatandaş, İstanbul'da yaşamak için "İstanbul vergisi" verecek yahut "İstanbul vizesi" ile girecek.Artık İstanbul'a bedava girmek yok? Taşı toprağı altın diyerek her isteyen İstanbul'a giremeyecek.Bu projeye en çok kim seviniyor biliyor musunuz; "Ekümenik Patrik" olduğunu söyleyip duran Bartholomeos.Bu projeyle "suriçi İstanbul" rahatlatılacak çünkü. Bartholomeos'a meydan açılmış olacak. Belediye Başkanlığı döneminden beri, bu "engelli İstanbul" projesini seslendiriyordu Erdoğan.Önce "nakil ilmühaberi"nden söz etmişti Belediye Başkanı iken? Sonra "İstanbul vizesi". Daha sonra "İstanbul harcı".Bir ara "parası olmayanı İstanbul'a sokmama" görüşü ağır bastı.Neticede "İstanbul'da yaşama bedeli"nde karar kılındı. Başbakan R. T. Erdoğan, 1995'te "Anadolu'dan gelecek olanlar nakil ilmühaberi almalı, 'Nereye ve niçin gidiyorsun? Gittiğin yerde işin, evin var mı?' diye sorulmalı, belgeleyemeyenler İstanbul'a sokulmamalı" demişti. 2005 Temmuz'unun ortasında ise "1995'te 'İstanbul'a nakil ilmühaberi ile girilmeli' dedim. 'Belediye başkanı vize istiyor' dediler. Neden? İnsanların neden geldiğini, nereye gideceklerini, çalışmaya mı, seyahat etmeye mi geldiklerini bilelim? Geldiği yer belli olmayan, nereye yerleştiği belli olmayanlar İstanbul'a bedel ödetiyorlar" diye esmişti.Erdoğan, 2007 Şubatı'nın hemen başında yaptığı Valiler Toplantısı'nda "İstanbul, maalesef büyük bir köy haline gelmiştir? İstanbul'a geliyorsun, geldin. Sor bakayım bu kişiye, ne sorulacak? 'Niye geldin? Yerin var mı? İşin var mı? Paran var mı? Niye geliyorsun İstanbul'a? Bunlar yoksa neden geldin?" diye gürlemişti.Bu arada "Paran yoksa, ne işin var İstanbul'da!" korosuna, TOKİ Başkanı E. Bayraktar ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı K. Topbaş'ta da katıldılar.Topbaş, "İstanbul'un taşı toprağı altın diye geldim, iş bakacağım" diyeni artık İstanbul'a almamak lazım, diyor. IMF izin vermediği için polis sayısı artırılamıyor, diyor.Meğer işin içinde IMF de varmış?TOKİ Başkanı Bayraktar da geçen ayın ortasında bombayı patlatıyor: Göçü durduramayız; ama parası-pulu olmayanların İstanbul'a girişini engellemeliyiz.Bunlar Anayasa'yı okumuyorlar, demeyeceğim; çok iyi okuyorlar? Mühür bende ise, Süleyman da ben isem, istediğimi İstanbul'a alırım, dilediğimi almam, diyorlar.Parası olan gelir, parası olmayan İstanbul'a giremez, diyorlar. Aynı anlayış, her sahada hakim değil mi?! Bu IMF'ci anlayışla, parası olmayan Türkiye'de de yaşayamaz, kendinize yer beğenin dünyada veya ahirette derlerse şaşmayın? Çünkü bunlara göre, İstanbul bu nüfusu kaldıramadığı gibi, Türkiye'nin toprakları ve borç yükü de bu nüfusu kaldıramıyor. Dolayısıyla, geriye marş marş demeye hazırlanıyorlar. Buna ancak "demokratik diktatörlük" sistemi denebilir.Derken Başbakan Erdoğan yine sahne alıyor geçen hafta? İstanbul'da yaşamanın bir bedeli olmalı, diyor.İstanbul'da "yaşama bedeli", bir taşla birçok kuşu vuracak bir proje.Ankara ve İstanbul'a konuşlanmış AKP kurmayları, şu kadar yıldan beri yerel ve merkezi yönetimde tek başımıza iktidarız; lakin "hiçbir somut çözümümüz olmayınca" Türk ekonomisi iflas etmiş, Türk tarımı bitmiş, sanayi durmuş, emniyet ve asayiş yok olmuş demiyorlar. Sayemizde ne köyde ekmek kalmış, ne şehirde, demiyorlar. Vatanı bile parsel parsel sattık, demiyorlar.İstanbul dar diyorlar? Türkiye de dar diyorlar.Oynayamayan gelin yerim dar dermiş... Karadeniz'de bu serzenişe, kazma kullanmayan gelin de incir saplı kazma istermiş, diye ilave ederler.Sadece İstanbul dar değil? Türkiye'yi dar ettiler Türk milletine? Millet, karnını doyuracak Türkiye bulamıyor; vatanı satılmış. Şimdi İstanbul'dan da kovulur, köyünden de, Türkiye'den de?Ne diyelim; kendi düşen ağlamaz? Milli Ekonomi Modeli ile herkese 500 YTL vatandaşlık maaşı bağlayacağım, asgari ücrati 2 000 TYL yapacağım, işte projem işte modelim diyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beye kulak asmayanlar, bu IMF'cilerin eliyle, İstanbul'dan da kovulacaklar, Türkiye'den de?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019