İsrail Gazze’de yine sivillere yönelik katliam yapmaya devam ediyor.
İsrail uçakları 1 saatten kısa bir sürede 200 saldırı gerçekleştirdi, onlarca ölü yüzlerce yaralı var. Bebekler, çocuklar, kadınlar katlediliyor. Ayrım yapılmadan binalar yerle bir ediliyor.
Türk hava sahasında eğitim alan İsrail pilotları Gazze’yi bombalıyor.
Bu da yetmedi, İsrail kara operasyonuna hazırlanıyor.
İsrail ordusu, 16 bin yedek subayı göreve çağırdı. 75 bin subay da yedek listeye alındı.
İsrail, Gazze sınırına asker, tank ve zırhlı araç yığıyor.
Ne ilginçtir ki, katliamı, insanlık suçunu fırsat buldukça yapan hep İsrail’dir ama sürekli Gazze’dekiler suçlanmaktadır. Bu son gerilimde de aynısı oldu.
Kurt-kuzu hikayesi… Kurt derenin yukarısında, aşağıdaki kuzuya “suyumu bulandırma” diyor, (nasıl bulandıracaksa), tüm dünya da kuzuyu suçlu ilan edip İsrail’in “suyunu bulandırma” diyor, kuzuya kurt adına elçi gönderiyor.
İsrail’e sadece uzaktan, göstermelik birkaç uyarı gelirken, ateşkes için Mısır’ın çiçeği burnunda başbakanı Gazze’ye gönderildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner, Mısır Başbakanı’ndan Gazze ziyareti sırasında ateşkes mesajı götürmesini istedi.
Bombardımana, katliama maruz kalan Gazze, durmaksızın bombardıman yapan İsrail ama “ateşi kes” demek için elçi Gazze’ye gönderiliyor. İşte dünyanın Filistin meselesine bakışı bu…
Mısır Başbakanı Hişam Kandil, Gazze’de temaslardayken bile İsrail bombardımanı durmuyor. Hatta ziyaret sırasında ateş etmeyeceğine söz vermesine rağmen…
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Netanyahu’ya İsrail’in güvenlik ihtiyacının farkında olduklarını ama provokasyona gelmemesi gerektiğini belirtti. Gazze İsrail’i provoke ediyormuş! Gazze provoke mi ediyor, İsrail katliam için bahane mi arıyor?
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Rhodes ise, “Hamas üzerinde bir ölçüde etkisi olan, Türkiye ve Mısır ile bazı Avrupalı ortaklara, Hamas’a, gerilimi azaltması için baskı yapma yönünde etkilerini kullanmaları çağrısını yapıyoruz. Odak noktamız, Hamas’ın şiddeti azaltması gerektiğini açıkça ortaya koymak için İsrail ve bunun yanında Türkiye, Mısır ve bazı Avrupa ülkeleriyle iletişim halinde olmak” dedi.
Katliamın sorumlusu Hamas ve Gazze ilan ediliyor ve her zamanki gibi Türkiye’nin ve Mısır’ın ABD ve İsrail elçisi, taşeron olması isteniyor.
Türkiye’deki derin sessizlik ise bir hayli düşündürücü…
Bir dönem one minute tiyatroları sergileyen siyasilerimiz, ne hikmetse konu İsrail olunca Suriye konusunda gösterdikleri cengaverliği(!) bir türlü gösteremiyorlar.
Dört yıl önce üç hafta içerisinde 1400 Gazzeli sivilin katliamıyla neticelenen İsrail saldırılarının üstünü sadece one minute tiyatrosuyla örten siyasilerimiz bakalım bu sefer nasıl bir örtü görevi üstlenecek?
Mısır’da, İran’da, Tunus’ta yüzbinlerce Müslüman sokaklara dökülerek İsrail katliamını protesto ederken, Türk milletinin sessizliği de oldukça düşündürücü.
Peygamber Efendimize (SAV) hakaret eden filme de tepki gösterilmemişti.
İşte size medeniyetler arası ittifak, dinlerarası diyalog faaliyetlerinin Türkiye’ye kazandırdıkları(!)
Adamlar dinine, Peygamberine, kitabına sövüyor sessiz kalıyorsun, Müslüman kardeşine, bebeğine yapmadığı katliam kalmıyor hiçbir tepki ortaya koymuyorsun…
Ama Suriye, İsrail projesi olan BOP’a direnç gösterdiği zaman, “niye direniyorsun” diyerek Haçlı ordularının en ön safında yalın kılıç savaşa hazırlanıyorsun.
İşte ılımlı İslam, ılımlı Müslüman tipi…
İsrail uçakları 1 saatten kısa bir sürede 200 saldırı gerçekleştirdi, onlarca ölü yüzlerce yaralı var. Bebekler, çocuklar, kadınlar katlediliyor. Ayrım yapılmadan binalar yerle bir ediliyor.
Türk hava sahasında eğitim alan İsrail pilotları Gazze’yi bombalıyor.
Bu da yetmedi, İsrail kara operasyonuna hazırlanıyor.
İsrail ordusu, 16 bin yedek subayı göreve çağırdı. 75 bin subay da yedek listeye alındı.
İsrail, Gazze sınırına asker, tank ve zırhlı araç yığıyor.
Ne ilginçtir ki, katliamı, insanlık suçunu fırsat buldukça yapan hep İsrail’dir ama sürekli Gazze’dekiler suçlanmaktadır. Bu son gerilimde de aynısı oldu.
Kurt-kuzu hikayesi… Kurt derenin yukarısında, aşağıdaki kuzuya “suyumu bulandırma” diyor, (nasıl bulandıracaksa), tüm dünya da kuzuyu suçlu ilan edip İsrail’in “suyunu bulandırma” diyor, kuzuya kurt adına elçi gönderiyor.
İsrail’e sadece uzaktan, göstermelik birkaç uyarı gelirken, ateşkes için Mısır’ın çiçeği burnunda başbakanı Gazze’ye gönderildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner, Mısır Başbakanı’ndan Gazze ziyareti sırasında ateşkes mesajı götürmesini istedi.
Bombardımana, katliama maruz kalan Gazze, durmaksızın bombardıman yapan İsrail ama “ateşi kes” demek için elçi Gazze’ye gönderiliyor. İşte dünyanın Filistin meselesine bakışı bu…
Mısır Başbakanı Hişam Kandil, Gazze’de temaslardayken bile İsrail bombardımanı durmuyor. Hatta ziyaret sırasında ateş etmeyeceğine söz vermesine rağmen…
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Netanyahu’ya İsrail’in güvenlik ihtiyacının farkında olduklarını ama provokasyona gelmemesi gerektiğini belirtti. Gazze İsrail’i provoke ediyormuş! Gazze provoke mi ediyor, İsrail katliam için bahane mi arıyor?
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Rhodes ise, “Hamas üzerinde bir ölçüde etkisi olan, Türkiye ve Mısır ile bazı Avrupalı ortaklara, Hamas’a, gerilimi azaltması için baskı yapma yönünde etkilerini kullanmaları çağrısını yapıyoruz. Odak noktamız, Hamas’ın şiddeti azaltması gerektiğini açıkça ortaya koymak için İsrail ve bunun yanında Türkiye, Mısır ve bazı Avrupa ülkeleriyle iletişim halinde olmak” dedi.
Katliamın sorumlusu Hamas ve Gazze ilan ediliyor ve her zamanki gibi Türkiye’nin ve Mısır’ın ABD ve İsrail elçisi, taşeron olması isteniyor.
Türkiye’deki derin sessizlik ise bir hayli düşündürücü…
Bir dönem one minute tiyatroları sergileyen siyasilerimiz, ne hikmetse konu İsrail olunca Suriye konusunda gösterdikleri cengaverliği(!) bir türlü gösteremiyorlar.
Dört yıl önce üç hafta içerisinde 1400 Gazzeli sivilin katliamıyla neticelenen İsrail saldırılarının üstünü sadece one minute tiyatrosuyla örten siyasilerimiz bakalım bu sefer nasıl bir örtü görevi üstlenecek?
Mısır’da, İran’da, Tunus’ta yüzbinlerce Müslüman sokaklara dökülerek İsrail katliamını protesto ederken, Türk milletinin sessizliği de oldukça düşündürücü.
Peygamber Efendimize (SAV) hakaret eden filme de tepki gösterilmemişti.
İşte size medeniyetler arası ittifak, dinlerarası diyalog faaliyetlerinin Türkiye’ye kazandırdıkları(!)
Adamlar dinine, Peygamberine, kitabına sövüyor sessiz kalıyorsun, Müslüman kardeşine, bebeğine yapmadığı katliam kalmıyor hiçbir tepki ortaya koymuyorsun…
Ama Suriye, İsrail projesi olan BOP’a direnç gösterdiği zaman, “niye direniyorsun” diyerek Haçlı ordularının en ön safında yalın kılıç savaşa hazırlanıyorsun.
İşte ılımlı İslam, ılımlı Müslüman tipi…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025