İnsanın bu dünyada yiyerek tükettiği, giyerek eskittiği ve Allah yolunda harcayıp da ahireti için biriktirdiğinden başka bir malı yoktur. İnsanın mirasçılarına bırakacağı mal için bütün gayretini sarfetmesi, bu uğurda Rabbinin gazabına uğraması gerçekten hayret vericidir. Resûlullah Efendimiz (s.a.a) bu gerçeği şöyle açıklamıştır:
Abdullah İbnu'ş-Şihhir (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.a) Elhakümü't-tekasür sûresini okurken yanına geldim. Bana, "İnsanoğlu malım malım der. Halbuki ademoğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var? (Gerisini ölümle terk eder ve insanlara bırakır." (Müslim, Zühd 3, 4, (2958); Nesai, Vesaya 1 (6, 238); Tirmizi, Tefsir, Tekasür, 3351).
Hz. Peygamber bir gün, "Hanginiz, vârisinin malını kendi malından daha çok sever?" diye sordu. Ashâb, "Ey Allah'ın Resulü! İçimizden herkes, kendi malını varisinin malından daha çok sever" dediler. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.a), "Kişinin gerçek malı, hayatında Allah yolunda verdiği maldır. Harcamayıp, biriktirip, geriye koyduğu da varislerinin malıdır" buyurdu. (Buhârî, Rikak 12).
"Mallarınız ve çocuklarınız, sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın!" (Münafikun, 9).
Bazen de insanlar çocukları için yatırım yaparlar ve çocuklarının fakir kalacağı korkusuyla cimrilik ederler. Hâlbuki cimrilikle zengin olunamayacağını, bıraktığı malları boşa harcayabileceklerini, hatta bazen servetin kötü yollara sevk edebileceğini düşünmelidir. Her zenginin, miras sebebiyle zengin olmadığını, mirasa konanların ise, çoğu zaman boşa harcadıklarını da bilmek gerekir. Çocukları iyi olursa, Allah-ü Teâlâ'nın onlara kâfi geleceğini, kötü olurlarsa, bıraktığı malları, kötü yollarda harcayabileceklerini düşünmelidir ve bundan dolayı da ahirette hesaba çekileceğini hiç bir zaman unutmamalıdır.
Nitekim Kur'an-ı Kerim'de de mealen buyuruluyor ki: "Mallarınız, çocuklarınız, sizin için fitnedir, imtihandır." (Teğabun, 15).
Bir diğer açıdan değerlendirdiğimizde ise, paranın, malın salih, cömert kimsede bulunduğu zaman güzelleşmesi ve hayra dönüşmesidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Mal, salih kimse için ne güzeldir." (Taberânî).
Tabii ki burada asıl önemli olan husus ise malın salih olan kişilerde olması ve o malın o kimse tarafından Allah'ın muradı doğrultusunda harcanmasıyla en güzel şekilde infak ediliyor olmasıdır.
"Cömertlik üstün bir ahlaki fazilet olarak ayet ve hadislerle övülmüş, cimrilik ise yerilmiştir. Cimrilikten son derece sakınmak gerekir. Zira önceki milletlerin helâk olma sebeplerinden biri de cimriliktir.
Nitekim hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: "Cimrilikten son derece sakının. Zira sizden öncekileri cimrilik helak etmiştir. Cimrilik onları kan dökmeye ve helali haram saymaya sürüklemiştir."
"Üç şey insanı helaka sürükler. Bunlar; ısrarla tatbik edilen cimrilik, nefsin arzu ve isteklerine uymak ve kulun kendi kendini beğenmesidir."
"Allah'ım cimrilikten sana sığınırım. Korkaklıktan da sana sığınırım. Erzel-i ömre düşmekten de sana sığınırım."
"Kişinin en kötü hali, hırsa teşvik eden cimrilik ve şiddetli korkusudur."
"Sehavet, cennette biten bir ağaçtır. Cennet'e ancak cömertler girer. Cimrilik de cehennemde biten bir ağaçtır. Cehenneme de ancak cimriler girer."
"Hem cimrilik hem de korkaklık mü'mine yakışmaz."
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020