İnsanlık adresini kaybetmiş

Etrafınıza bir bakınız, insanların telaşla bir sağa bir sola koşuştuğunu, yüzlerindeki ifadelere bakınca da bilinçsiz bir arayış içerisinde olduğunu görürsünüz. Belli ki bir şeyler arıyor!Sağlıkla alakalı birkaç tetkik için memleketin sayılı araştırma hastanelerinden birinde birkaç gün bulunmam gerekti. Hastanede bulunduğum zaman zarfında uzun hasta kuyruklarında bol bol düşünme fırsatım oldu. Gözlemlerim ve yaşadığım bazı olaylar neticesinde düşünce ufkumda beliren bir tespitimi sizlerle paylaşmak istedim. "İnsanlık adresini kaybetmiş" nerede ne arayacağını, nasıl davranacağını, nereye gideceğini şaşmış bir vaziyettedir.Sadece hastane örneğimizden yola çıkmakla; tedavi olmak üzere geldiği hastanede doktorunu arayan, tedavi olacağı bölümü bulamayan, elinde evrakları çaresizlik içinde dolaşan bir sürü insan manzaralarına rastlamanız, içinde bulunulan kargaşanın tarifi için yeterlidir sanırım.Genel manzara; insanlık adresini kaybetmiş, nerede bulacağını bile bilmekten aciz bir hele düşürülmüş.Dünyanın hemen her yerinde, insanın bulunduğu her ortamda, benzer manzaralara rastlamanız mümkündür. Çünkü problem insanın kendisiyle ilgilidir. İnsanların genellikle; yolunu kaybetmiş ya da hareket saati gelmiş yolcunun vasıtasına erişmek için sarf ettiği çaba misali koşuşturduklarını, heyecanla karışık bir ayrış içinde bulunduğunu, ararken bile neyi aradıklarını ifade etmekte zorlandıklarını görürsünüz.Nerede olursanız olun, küçük bir birim üzerinde yapacağınız tespit, genel hakkında size önemli ipuçları verecektir. Bakış açınızı biraz daha geniş tutup toplumun genel haline baktığınız zaman bu tespitimizde ne kadar haklı olduğumuz meydana çıkacaktır.Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Toplumda meydana gelen hadiseler, fertlerin gönüllerinde var olan düşüncelerinin dışa yansımalarıdır" tespiti benim ufkumda büyük yankı bulmuş bir sözdür.İnsanlar, gerek maddi, gerekse de manevi planda kendinden uzaklaştırılmış, adeta meçhule giden bir yolcunun halini yansıtmaktadır. Nereden gelip, nereye gittiğini, nasıl gideceğini, ne aradığını, aradığını nerede bulacağını bilmekte bile problemlerle karşı karşıya olduklarını görürsünüz.  İşte size adresini kaybetmiş, ya da kaybettirilmiş olan insanlığın halini anlatan bir kıssa.Nasrettin Hoca, bir gün bir mağaranın önünde bir şeyler ararken görülür. - Hoca ne arıyorsun burada? Diye sorulur.- Mağaranın içinde yüzüğümü kaybettim, dışarıda onu arıyorum.- Hocam, içeride kaybettiğin yüzüğü dışarıda ararsan bulamazsın ki...- Öyle de, içerisi karanlık olduğu için daha aydınlık olan dışarıda arıyorum...Kafalar dağınık, düşünceler bulanık, adresler kayıp, ne yapsın insanoğlu?İnsanımızın, "Durun! Buralar çıkmaz sokak" diyen, önüne düşüp, elinden tutacak, kılavuzunu buluncaya kadar, bu sıkıntılar devam edecektir. Toplum kendi refahı için, maddi ve manevi kalkınmazsını temin edecek, millete kılavuzluk edecek, rehber ve örnek insan gerçeği ile buluşuncaya kadar bu kargaşa devam edeceğe benzemektedir.Yine Prof. Dr. Haydar Baş'ın orijinal tespitlerinden birini hatırlatarak yazımıza son verelim;"İnsanların içerisinde bulunduğu problemlerin çözümü; çağındaki örnek insanlarla buluşmasından geçmektedir."