Varlık âleminin özetidir, eşrefi mahlûktur, insansız hiçbir şeyin anlamı ve kıymeti yoktur.
Onun iyisi meleklerden üstün, kötüsü ise hayvandan daha aşağıdır.
Yaratılış istikametinde hayatın devam etmesi için, insanın yaradılış maksadını bilmesi gerekir.
Allah, ilk insanı yani Adem'i peygamber olarak yarattı. Ondan gelen çocuklarına da yaradılış maksadını bilen ve yaşayışını bunun üzerine bina eden Adem'e (a.s.) uymalarını emretti. Bu emre uymayan Kabil ilk cinayetin müsebbibi oldu.
Şunu demek istiyoruz; insan, yaradılışının gereğini yaptığında her şey çok güzel, yok, kendi nefsi istikametinde hayata baktığında zülüm ve vahşetin sebebi oluyor. Yeryüzündeki iyi veya kötü olayların sebebidir.
En iyi yaşam biçimini ortaya koyan Kur'an- ı Kerim'dir. En iyi rehber Hz. Peygamber efendimizdir.
Ona sağlığında itaat eden insanlar, Hz. Peygamber'in ölümünden sonra Allah ve Resulünün emirlerini devre dışı bırakanlar, niyet değişikliği yaparak zulmün yolunu açmışlardır.
Hâlbuki ortada hem Kur'an var hem de bir dünya delil var. Bir insanın isminin önünde halife veya emirel müminin olması gerçeği ifade etmiyor. Elbette sistemin ve hukukun büyük önemi var burada en önemli olan insandır.
İnsan, kendi varlık sebebini bilir ve Ehl-i Beyt çizgisinde yaşarsa, sosyal hayatın hangi noktasında olursa olsun hem hak için hem de halk için faydalı olur.
Kuralları hayata geçirecek olan, insandır.
Kötü niyetli olan, en iyi kuralla zulüm eder. İyi bir insansa en kötü kurallarla insana hizmet eder.
Düşünelim!
Emeviler'de, Abbasiler'de ve de Osmanlılar'da delil olarak Kur'an-ı Kerim vardı. Ve günümüzde de var ama bu halkı idare edenler varlık sebeplerini bilmediler. Bulundukları konum kendilerine İslam inanış ve itikadına göre verilmediği halde gasp ettikleri konumu insanları sindirmek, kendilerini ve devleti ilahlaştırarak İSLAM hukukunu ya devre dışı bırakmışlar veya kendi despotluklarının devamı için kullanmışlardır.
Yeryüzünde yaşayan insanların gerek ferdi anlamda gerekse ülkemiz ve ülkelerin huzur ve barış içinde yaşaması için, hak emirlerini kusursuz hayatına geçiren Hz. Peygamber efendimizden sonra Ehl-i Beyt imamlarının çizgisinde bir hayat sürmesi gerekir.
Onun iyisi meleklerden üstün, kötüsü ise hayvandan daha aşağıdır.
Yaratılış istikametinde hayatın devam etmesi için, insanın yaradılış maksadını bilmesi gerekir.
Allah, ilk insanı yani Adem'i peygamber olarak yarattı. Ondan gelen çocuklarına da yaradılış maksadını bilen ve yaşayışını bunun üzerine bina eden Adem'e (a.s.) uymalarını emretti. Bu emre uymayan Kabil ilk cinayetin müsebbibi oldu.
Şunu demek istiyoruz; insan, yaradılışının gereğini yaptığında her şey çok güzel, yok, kendi nefsi istikametinde hayata baktığında zülüm ve vahşetin sebebi oluyor. Yeryüzündeki iyi veya kötü olayların sebebidir.
En iyi yaşam biçimini ortaya koyan Kur'an- ı Kerim'dir. En iyi rehber Hz. Peygamber efendimizdir.
Ona sağlığında itaat eden insanlar, Hz. Peygamber'in ölümünden sonra Allah ve Resulünün emirlerini devre dışı bırakanlar, niyet değişikliği yaparak zulmün yolunu açmışlardır.
Hâlbuki ortada hem Kur'an var hem de bir dünya delil var. Bir insanın isminin önünde halife veya emirel müminin olması gerçeği ifade etmiyor. Elbette sistemin ve hukukun büyük önemi var burada en önemli olan insandır.
İnsan, kendi varlık sebebini bilir ve Ehl-i Beyt çizgisinde yaşarsa, sosyal hayatın hangi noktasında olursa olsun hem hak için hem de halk için faydalı olur.
Kuralları hayata geçirecek olan, insandır.
Kötü niyetli olan, en iyi kuralla zulüm eder. İyi bir insansa en kötü kurallarla insana hizmet eder.
Düşünelim!
Emeviler'de, Abbasiler'de ve de Osmanlılar'da delil olarak Kur'an-ı Kerim vardı. Ve günümüzde de var ama bu halkı idare edenler varlık sebeplerini bilmediler. Bulundukları konum kendilerine İslam inanış ve itikadına göre verilmediği halde gasp ettikleri konumu insanları sindirmek, kendilerini ve devleti ilahlaştırarak İSLAM hukukunu ya devre dışı bırakmışlar veya kendi despotluklarının devamı için kullanmışlardır.
Yeryüzünde yaşayan insanların gerek ferdi anlamda gerekse ülkemiz ve ülkelerin huzur ve barış içinde yaşaması için, hak emirlerini kusursuz hayatına geçiren Hz. Peygamber efendimizden sonra Ehl-i Beyt imamlarının çizgisinde bir hayat sürmesi gerekir.
Bahri Boz / diğer yazıları
- Alınamayan hakkın bayramı mı olur? / 03.05.2019
- Strateji / 23.01.2019
- Çare / 21.06.2018
- Mağduriyet / 04.06.2018
- Devlet ve devlet adamı / 28.01.2017
- Tarih ve fitne / 22.11.2016
- İnsan / 29.10.2016
- Muhasebe / 24.10.2016
- Dinini satmak! / 20.10.2016
- Yeni Mesaj / 30.09.2016
- Strateji / 23.01.2019
- Çare / 21.06.2018
- Mağduriyet / 04.06.2018
- Devlet ve devlet adamı / 28.01.2017
- Tarih ve fitne / 22.11.2016
- İnsan / 29.10.2016
- Muhasebe / 24.10.2016
- Dinini satmak! / 20.10.2016
- Yeni Mesaj / 30.09.2016