Bir işçi bayramını daha geride bıraktık. Gerçi işçiler hak ararken bayram mı olur, anlayamadım!
Bayram hak alındığında yapılır. Alınan hak devamlı ise alındığı gün her yıl bayram olarak kutlanır.
Türkiye'de öylemi? Hayır.
Meydanlar dolar taşar. Bazı alanlarda protesto, slogan ve tehditler yapılır, bazı alanlarda halay çekilir, bazı alanlarda sendika başkanları konuşur.
Başkanlar son kaleyi terk etmeyeceklerini, işçilerin karşısında kahramanca haykırır.
Hâlbuki ilk kaleyi terk eden son kaleyi de o gün vermiştir.
Her halde anlaşmalı olacak ki, her kale terk edilirken bağırılır, çağırılır, polisle meydan muharebesi yapılır. Ama sonunda global tefecilerin dediği olur.
Asıl insanı üzen bazı partilerin hak arama gününe katılarak sözde, işçilerle beraber olduklarını gösterme çabalarıdır.
Sormak gerekmez mi, sen, işçi için ne yapacaksın, hangi projelerin var?
Ama sormaya da gerek yok. Çünkü hepsi görünen köy. Ne bir projeleri ve ne de hak verme gayretleri var. Görüntü vermek için ordalar.
Basın-yayına baktığımızda bunların da insan, emek, hak, adalet diye bir kaygıları olmadığını görüyorum.
Tek hedeflerin var, biçare insanları istismar ederek reyting sağlamak. Bugüne kadar hangi kanalda bir işçi ailesi nasıl hayatta kalıyor, çocuklarını hangi şartlarda yetiştiriyor, onların okul-sağlık giderlerini nasıl karşılıyor gibi insanımızı konu alan haber veya değerlendirmeler gördünüz, izlediniz mi?
Yok, izleyemezsiniz. Yalnız şu da bir gerçek ki, yıllardan beri alamadıkları hakkın sözde bayramını kutlayan işçiler her seçim dönemlerinde gidip, kendilerine hak vermeyecek siyasi partileri tercih ederler.
Bugün hangi parti olursa olsun ne işçiye, ne memura, ne köylüye hak filan veremez. Çünkü teslim oldukları kapitalizm buna müsaade etmez.
Çünkü kapitalizm modern köleliğin adıdır. Kölenin olmadığı yerde efendi de olmaz. O zaman kapitalizmin efendiliğini sürdürebilmesi için hak edilen değil takdir edilene razı olan kalabalıklar lazımdır.
Bu ülkede sadece işçiye değil herkese hakkını verecek tek bir anlayış vardır. O da Bağımsız Türkiye Partisi ve Lideri Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş'ın bütün projeleri ve insanlığa ışık olan Milli Ekonomi Modeli'nin merkezinde insan vardır. İnsanın emeği vardır, hakkı vardır, hukuku vardır.
1 Mayıs dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'de işçilerin çok zor durumda olduğuna işaret ederek, "İşçiler Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) projeleriyle gerçek bayramı yaşayacak" derken, bunun nasıl olacağını da açıklıyordu.
"Milli Ekonomi Modelimiz BRICS devletleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) tarafından uygulanmakta ve 4 milyar insan projelerimizden istifade etmektedir.
120'yi aşkın ülke modelimizdeki tüketimi teşvik projelerini hayata geçirmiştir. Dünyada ilk defa bir ekonomi modeli tüketim eksenli analiz olarak hazırlanmıştır. O da Milli Ekonomi Modelidir."
Milli Ekonomi Modeli uygulandığı dönemde işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin ve tüm dar gelirli vatandaşların geçim derdinin sona ereceğini vurgulayan Prof. Dr. Haydar Baş, işçi kesiminin hem üretimi sağlayan emek gücü, hem de bir tüketici olduğunu dile getirdi.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, şunları kaydetti: "İşçi istediği takdirde ortaya koyacağı proje ve tasarı ile birlikte devletten faizsiz kredi alabilecek. O da işveren konumuna gelebilecektir. Çalışanların işçi olarak kalmak veyahut işveren olmaları, şahsi takdiri ile alakalı olacaktır. Bugün açlık sınırının altındaki asgari ücret, BTP iktidarında 7 bin TL olacak, böylece işçilerimizin geçim derdi de sona erecektir."
Evet, gerek işçiler ve gerekse tüm halkımız bayram yapmak istiyorsa bu sese kulak verip, bu Modelin uygulanmasına zemin hazırlamalıdır.
Bahri Boz / diğer yazıları
- Alınamayan hakkın bayramı mı olur? / 03.05.2019
- Strateji / 23.01.2019
- Çare / 21.06.2018
- Mağduriyet / 04.06.2018
- Devlet ve devlet adamı / 28.01.2017
- Tarih ve fitne / 22.11.2016
- İnsan / 29.10.2016
- Muhasebe / 24.10.2016
- Dinini satmak! / 20.10.2016
- Yeni Mesaj / 30.09.2016
- Strateji / 23.01.2019
- Çare / 21.06.2018
- Mağduriyet / 04.06.2018
- Devlet ve devlet adamı / 28.01.2017
- Tarih ve fitne / 22.11.2016
- İnsan / 29.10.2016
- Muhasebe / 24.10.2016
- Dinini satmak! / 20.10.2016
- Yeni Mesaj / 30.09.2016