İngiliz ajanı Humpher; tuzağa düşürüp kandırdığı Abdülvehhab'dan uzun zaman haber alamadığını belirterek bir süre sonra Londra'ya döndüğünde Sömürgeler Bakanı ile aralarında geçen şu konuşmayı naklediyor: "Bakan, özellikle Muhammed Abdülvehhab'a nüfuz ederken gösterdiğim ustalıktan ötürü son derece sevinçliydi. Hiç unutmam; 'M.Abdülvehhab'a nüfuz etmek Sömürgeler Bakanlığı'nın en büyük hedefidir' diyordu. Bakan, bir takım anlaşmalar yaparak gelecekte bizim için yapacağı işleri kendisine anlatmamı ısrarla istiyordu. Sürekli söylüyordu:
'Sömürgeler Bakanlığı için katlandığın bunca zahmet sonucu sadece Şeyh Muhammed Abdülvehhab'ın keşfi ve ona nüfuz edilmesi neticesi elde edilmiş olsa idi. Yine de bunca eziyet ve zahmete değer'. Sömürgeler Bakanı, Şeyh'in ne olduğundan endişe ettiğimi görünce, soğukkanlılıkla 'rahat ol, Şeyh şimdiye kadar ona öğrettiklerinden şaşmamıştır. Bizim gizli memurlarımız Isfahan'da şimdiye kadar onunla temas halindeydiler ve gönderdikleri raporlardan bugüne kadar hiç yolundan caymadığı anlaşılıyor' dedi. Sonraları Şeyh ile tekrar görüştüğümde bana Isfahan'da benim kardeşim olduğunu söyleyen Abdülkerim adında biriyle tanıştığını söyledi. O, bu vesile ile Şeyh'in güvenini kazanarak sırlarını öğrenmeyi başarmış. Bu arada Safiye de daha sonra Isfahan'a gelerek iki aylığına daha Şeyh'le evlenmiş. Şiraz yolculuğu sırasında Safiye Şeyh'e eşlik etmemiş. Abdülkerim'le birlikte Şiraz'a gitmişler. Abdülkerim orada, Safiye'den daha güzel bir mut'a bulmuş Şeyh'e. Bu kadının ismi Asiye ve Şiraz'da mukim Yahudilerden imiş"...***İngilizler bu ajan misyonerler vasıtasıyla İslam'ın temel itikadî esaslarını zaafa uğratmak suretiyle Osmanlı'nın hâkimiyeti altındaki topraklarda Osmanlı'nın inancı olan Ehl-i Sünnet itikadının hilafına bir itikat meydana getirmeye çalışmışlardır. Ve başarılı da olmuşlardır. İngiliz ajanı Humpher etki altına aldığı Muhammed Abdülvehhab hakkında "... Yeni mezhebini açıklayacağı ve halkı davet edeceği hususunda ciddi bir şekilde karar almıştı" demektedir. Burada sözü edilen mezhep, dört mezhebin itikat esasları ve kurallarının dışında çok daha farklı prensipler içeren "Vehhabilik" mezhebidir. İngilizler İslam'ın temel esaslarını zedelemek ve Osmanlı'nınkinden farklı itikadî kural ve kaideler oluşturmak suretiyle Hicaz Bölgesi'ni ve hatta bütün Ortadoğu'yu, Osmanlı Devleti'nin bünyesinden koparmayı ve sömürgele-ştirmeyi hedefliyorlardı. Bu sebeple Ehl-i Sünnet akaidine zıt bir itikadî akım oluşturulması şarttı. Bu maksatla pek çok koldan faaliyetlerini devam ettiren İngilizler; Goldziher, Gaitana, Renan gibi Sünnet müessesesine saldıran ve vahyi münakaşaya açan müsteşrikleri devreye koydular...
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
'Sömürgeler Bakanlığı için katlandığın bunca zahmet sonucu sadece Şeyh Muhammed Abdülvehhab'ın keşfi ve ona nüfuz edilmesi neticesi elde edilmiş olsa idi. Yine de bunca eziyet ve zahmete değer'. Sömürgeler Bakanı, Şeyh'in ne olduğundan endişe ettiğimi görünce, soğukkanlılıkla 'rahat ol, Şeyh şimdiye kadar ona öğrettiklerinden şaşmamıştır. Bizim gizli memurlarımız Isfahan'da şimdiye kadar onunla temas halindeydiler ve gönderdikleri raporlardan bugüne kadar hiç yolundan caymadığı anlaşılıyor' dedi. Sonraları Şeyh ile tekrar görüştüğümde bana Isfahan'da benim kardeşim olduğunu söyleyen Abdülkerim adında biriyle tanıştığını söyledi. O, bu vesile ile Şeyh'in güvenini kazanarak sırlarını öğrenmeyi başarmış. Bu arada Safiye de daha sonra Isfahan'a gelerek iki aylığına daha Şeyh'le evlenmiş. Şiraz yolculuğu sırasında Safiye Şeyh'e eşlik etmemiş. Abdülkerim'le birlikte Şiraz'a gitmişler. Abdülkerim orada, Safiye'den daha güzel bir mut'a bulmuş Şeyh'e. Bu kadının ismi Asiye ve Şiraz'da mukim Yahudilerden imiş"...***İngilizler bu ajan misyonerler vasıtasıyla İslam'ın temel itikadî esaslarını zaafa uğratmak suretiyle Osmanlı'nın hâkimiyeti altındaki topraklarda Osmanlı'nın inancı olan Ehl-i Sünnet itikadının hilafına bir itikat meydana getirmeye çalışmışlardır. Ve başarılı da olmuşlardır. İngiliz ajanı Humpher etki altına aldığı Muhammed Abdülvehhab hakkında "... Yeni mezhebini açıklayacağı ve halkı davet edeceği hususunda ciddi bir şekilde karar almıştı" demektedir. Burada sözü edilen mezhep, dört mezhebin itikat esasları ve kurallarının dışında çok daha farklı prensipler içeren "Vehhabilik" mezhebidir. İngilizler İslam'ın temel esaslarını zedelemek ve Osmanlı'nınkinden farklı itikadî kural ve kaideler oluşturmak suretiyle Hicaz Bölgesi'ni ve hatta bütün Ortadoğu'yu, Osmanlı Devleti'nin bünyesinden koparmayı ve sömürgele-ştirmeyi hedefliyorlardı. Bu sebeple Ehl-i Sünnet akaidine zıt bir itikadî akım oluşturulması şarttı. Bu maksatla pek çok koldan faaliyetlerini devam ettiren İngilizler; Goldziher, Gaitana, Renan gibi Sünnet müessesesine saldıran ve vahyi münakaşaya açan müsteşrikleri devreye koydular...
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden