IMF'nin risk raporu ve Türkiye'nin pozisyonu

AKP beslemesi kartel medyası, birkaç günden beri Ankara'nın kulağına IMF suyu kaçırıyor. Başbakan R. T. Erdoğan'ın "şişirme rakamlar"la büyüme havası bastığı süreçte, IMF'nin risk uyarılarından söz ediyorlar. IMF'nin risk raporlarını AKP'nin önüne koyuyorlar.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, bu sürpriz IMF sürecini değerlendirirken, Türkiye'yi kuşatma altına alan küresel odakların "içerideki stratejik ortakları" olan AKP'den yeni tavizler kopartacaklarına dikkat çekiyor.AKP hükümeti zaten bu tavizlerle bugüne kadar geldi, ayakta kalabildi.Ruhban okulunun açılmasından "suriçi İstanbul'da ekümeniklik" taleplerine olumlu karşılık verilmesine kadar, pek çok alanda Türkiye'den taviz kopartmak istiyorlar. Karton Kürdistan devleti hususunda işler pişirildi zaten. PKK terörünü ise, "PKK koordinatörü ataması" ile diledikleri siyasal zemine çektiler.IMF'nin "risk raporu" tezgahtarlığı biraz da taviz vermeye hazırlık yapan AKP hükümetinin, "içteki milli direnç"e karşı elini rahatlatmak, önünü açmak içindir. Bu sebeple "risk korkusu" salmaktadırlar. AKP, bu risk raporlarını ve ekonomik endişeleri, bazı "milli kulaklar"a üflemek suretiyle, ne yapalım bunları yapmaya mecburuz pozisyonu oluşturmaya çalışıyor.İki açıdan Türk ekonomisi için risk-misk yoktur.Batmış bir ekonomi için "risk"ten bahsetmek zaittir? Hazinesindeki ve piyasalarındaki tüm finansmanı "ecnebiler"e ait olan veya "borç" olan bir ekonominin daha aşağıya batacak yeri kalmamış demektir. Bu sebeple risk, Türk ekonomisi için değil, ülkedeki "ecnebi sermayesi" içindir, bir. Türk milleti zaten sürünüyor; sürünenin düşme riski olmaz.Türk ekonomisini çok kısa sürede toparlayacak Nobel Ödülüne aday milli bir model vardır; bu model, tüm riskleri sıfırlayacak kudrettedir, iki. BTP'nin Milli Ekonomi Modeli, Türk ekonomisini kim ne kadar batırırsa batırsın, o batırılan yerden çıkartıp şahlandıracak bir milli modeldir; yüzlerce bilim adamı ve iktisatçı tarafından Nobel'e aday gösterilmesi boşuna değildir. Dünya bunu konuşuyor; Rusya bu modelin bazı enstrümanlarını uygulamaya geçirdi bile?Modelin sahibi Prof. Dr. Baş, çok önemli bir noktaya ısrarla dikkat çekiyor: ülkemizin kaynaklarının AKP tarafından el altından ecnebilere peşkeş çekilmesinin önü, ülkenin sahipleri ve ülkeyi korumakla hukuken mükellef olanlar acilen almalıdırlar. Gerisi kolay? Türkiye'nin finansman problemi, 24 saatlik bir iştir Nobel Ödülü'ne aday gösterilen Milli Ekonomi Modeli'ne göre. Bu iş, 2 kere 2'nin 4 etmesi kadar kesin ve nettir; nitekim dünya bilim adamları bu modelin matematiğine ve formülasyonuna hayran kalmışlardır.Türk aydınları bu gerçekleri bilmiyor mu? Pehhh? Hem de nasıl!Prof. Dr. Baş'ı, en az kendi babaları kadar tanırlar.Milli Ekonomi Modeli'nin gizli gizli hatmediyorlar.Bir-birbuçuk ay önce Taha Akyol'u Ankara havalimanında görmüştüm; etrafındakilere göstermeme gayretkeşliği içinde elinde Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli vardı? Rengi benzi solmuş vaziyetteydi. Taha bey, liberal-kapitalist küresel ekonominin Türkiye'deki kıdemli avukatlarındandır. Milli Ekonomi Modeli'ni okuyunca herhalde, elindeki tüm çelik-çomakları alınmış vaziyete düşmüş olmalı ki, çadır gibiydi yüzü.Haysiyetli her aydından doğal olarak beklendiği gibi, ondan da beklenen, Türkiye'yi ve Türk milletini pençeleri arasına alıp sömürdükçe sömüren batmış liberal-kapitalist modele temenna çekmek değil, gizli gizli okuduğu Milli Ekonomi Modeli'ne hakkını teslim etmektir. Yüzlerce bilim adamının haykırdığı gerçekleri milletimizden kaçırmak yahut duymazlıktan gelmekle hiç kimse bir arpa boyu yol alamaz. Akyol, ne kadar dünya dönmüyor dese de, dünya dönüyor, Milli Ekonomi Modeli konuşuluyor. Her türlü sümenaltı etme faaliyetlerine rağmen Türk milleti, Milli Ekonomi Modeli'ni özümsedi, içselleştirdi. Dağ başındaki yaşlı bir amcaya sorun; TV'lerden gördüğü ve dinlediği bu milli modeli, takır takır size anlatsın?BTP'ye ve Milli Ekonomi Modeli'ne olan yoğun teveccüh, bu güne kadar paslaşarak ülkeyi bu badirelere sürükleyen politik mandacıları, din ve milliyet istismarcılarını, azınlık ruhluları ve besleme karteli paniğe sevk etmiştir. Elleri-ayakları birbirlerine dolanmaktadır. Aynı nakaratları ve ortak iftiraları gizli-açık yaygınlaştırmaya çalışırken, milletin bu kirli nakaratlara kulak asmadıklarını gözlemlemeleri, onları bitirmektedir.BTP'nin henüz kurulduğu ve teşkilatlanma sürecine girdiği dönemde "bunlar askerin adamı, asker kurdurdu?" diye toplumu iğfal etmeye çalıştılar. Tutmadı, milletimiz yutmadı; BTP, milletimizin gönlünde "iktidar olamaya layık model ve somut çözümler sahibi tek parti" haline geldi. Her kesimden yüzbinler, milyonlar "bu sefer BTP" demeye başladı.Bu "milli teveccüh"ü ve "milli çığır"ı fark eden aynı cenah, baktılar ki o itham tutmadı; belki, "bunlar tarikatçı?" yaftası ve iftirasıyla önlerini keseriz diye hesap ediyorlar. Son dönemde bu yafta ve klasik nakarata yapıştılar? Tutmaz; güneş balçıkla sıvanmaz.Türk milletini kurtlar sofrasından sağ salim çekip alacak, kalkınma için gerekli her türlü finansmanını kısa zamanda halledecek, sivil-asker devlet-millet bütünlüğünü sağlayacak bir BTP gerçeği var. Bir Milli Ekonomi Modeli gerçeği var. Nobel Ödülüne aday bir somut "ekonomi tezi" var. Dünyanın en önde ekonomistleri ve bilim adamları bu gerçekleri haykırırken, çapulcu seviyesini bile aratacak düzeyde kirli balçıklarla bu "milli oluş"u ve "milli model"i sıvamak mümkün değildir.  Politik mandacılar, din ve milliyet istismarcıları, azınlık ruhlular ve besleme karteli boş yere ve yanlış yerde debeleniyor.İnşallah bunlar da akıllarını başlarına devşirirler; hem kendileri kurtulur, hem de Türkiye'nin kurtuluşu daha kısa sürede gerçekleşir.