İmam Cevad’ın, oğlu Hadi’nin imamlığına dair ifadeleri -2-
Mûsâ’nın işlerini de baliğ olunca kendisine bıraktı. Ali b. Muhammed buluğ çağına erdiği gün Abdullah b. Müsavir bunların idaresini ona bırakacaktır
19.05.2024 09:19:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Muhammed b. Hüseyin el-Vasitî'den şöyle rivâyet edilmiştir: "İmam Cevad'ın azadlısı Ahmed b. Ebû Halid şahitlik eder ki, Ebû Ca'fer Muhammed b. Ali b. Mûsâ b. Ca'fer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b.Ali b. Ebû Tâlib beni şahit tuttu ki; Ebû Ca'fer kendisinin ve kardeşlerinin işlerinin yönetimini, yürütülmesini oğlu Ali'ye vasiyet etti.
Mûsâ'nın işlerini de baliğ olunca kendisine bıraktı. Ali b. Muhammed buluğ çağına erdiği gün Abdullah b. Müsavir bunların idaresini ona bırakacaktır.
Artık kendisinin ve kardeşlerinin işlerini o yönetecektir. Mûsâ'nın işlerinin yönetimi de kendisine geçer. O ikisinden sonra işlerini kendi yönetir. Her ikisinin de (Ali ve Mûsâ) sadakalar konusunda babalarının şartına bağlı kalmaları gerekir.
Bu vasiyetname 220 yılının Zilhicce ayının üçüne tekâbül eden pazar gününde tanzim edildi. Ahmed b. Ebû Halid şahitliğini kendi el yazısıyla yazdı.
Cevval olarak bilinen Hasan b. Muhammed b. Abdullah b. Hasan b. Ali b. Hüseyin b. Ali Ebû Tâlib de mektubun baş tarafında Ahmed b. Ebû Halid'in şahitlik ettiği şeye şahitlik etti ve kendi el yazısıyla şahitliğini yazdı. Hizmetçi Nasr da şahitlik etti ve kendi eliyle şahitliğini yazdı."
"Bize Muhammed b. Ali anlattı ve dedi ki: Bize Abdulvahid b. Muhammed b. Abdus el-Attar anlattı ve dedi ki: Bize Ali Muhammed b. Kuteybe Nişaburî anlattı ve dedi ki: Bize Hamdan b. Süleyman anlattı ve dedi ki: Bize Sakr b. Ebû Dulef anlattı ve dedi ki: Ebû Ca'fer Muhammed b. Ali er-Rızâ'nın şöyle dediğini duydum:
'Benden sonra imam oğlum Ali'dir. Onun emri benim emrim, sözü de benim sözümdür. Ona itaat etmek babasına itaat etmektir. Ondan sonraki imam ise oğlu Hasan'dır. Onun emri babasının emri, sözü babasının sözüdür. Ona itaat etmek babasına itaat etmektir.'
Bir başka baskıda ise şöyle denmektedir: "... Sonra İmam sustu. Dedim ki: 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Ali'den sonraki imam kimdir?'
'Oğlu Hasan'dır' dedi.
Ben dedim ki: 'Hasan'dan sonra kim imam olacaktır?'
İçin için ağladı. Ve sonra şöyle buyurdu: 'Hasan'dan sonra oğlu Muhammed...'
Ben, 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Niçin Kâim olarak adlandırılmıştır?' dedim.
Buyurdu ki: 'Çünkü adının unutulmasından ve imamlığına inananların çoğunun irtidat etmesinden sonra kıyam edecektir.'
Dedim ki: 'Niçin Muntazar olarak adlandırılmıştır?'
'Çünkü ortadan kaybolacak ve bu gaybetinin günleri artacak, süresi uzadıkça uzayacaktır. Samimi bir inanca sahip olanlar onun ortaya çıkışını bekleyecek, şüphe içinde olanlar da onu inkâr edeceklerdir. İnkârcılar ondan söz edilmesini alayla karşılayacaklardır.
Çıkışı için tarihler verenler yalan söyleyeceklerdir. Gecikmesine sabredemeyen aceleciler helak olacaklardır. İlâhî takdire teslim olanlar ise kurtulacaklardır' buyurdu."
"Bize Ali b. Muhammed es-Sindî anlattı ve dedi ki: Bize Muhammed b. Hasan anlattı ve dedi ki: Bize Abdullah b. Ca'fer el-Himyerî, Ahmed b. Hilal'den, o da Ümeyye b. Ali el Kaysî'den naklen anlattı. El-Kaysî dedi ki: İmam Cevad'a, 'Senden sonra yerine geçecek kimdir?' dedim.
'Oğlum Ali'dir' dedi. Sonra şöyle dedi: 'Yakında bir şaşkınlık dönemi olacaktır.'
Dedim ki: 'O zaman nereye gidelim?'
İmam, 'Medine'ye' dedi.
(Râvi Medine kelimesini özel isim olarak değil şehir anlamında algılayarak soruyor)
'Hangi medineye gidelim?'
'Bizim bu Medine'mize... Bundan başka bir Medine var mı?' dedi."
Ahmed b. Hilal anlatıyor: "Muhammed b. İsmail b. Bezi bana anlattı ki: Ümeyye b. Ali gelip İmam Cevad'a yukarıdaki hadiste geçen soruyu sordu. İmam da ona aynı cevabı verdi."
Aynı rivâyet zinciriyle Ümeyye b. Ali el-Kaysî'den, o da Ebû'l- Heysem et-Temimî'den şöyle rivâyet etmiştir; İmam Ca'fer Sâdık şöyle buyurdu:
"Üç isim peş peşe imam olunca, onların dördüncüsü Kâim Mehdî'dir. Bu isimler şunlardır; Muhammed, Ali ve Hasan..."
Burada ayrıca şöyle geçer: "Muhammed, Ali ve Hasan isimleri peş peşe imam olunca dördüncüleri Kâim Mehdî'dir."
Himyerî, Ahmed b. Muhammed b. İsâ'dan, o da babasından rivâyet etmiştir:
İmam Cevad Irak'a gidip gelmek üzere Medine'den çıkmak istediği sırada kendisinden sonraki imamın o olduğunu açıkladıktan sonra Ebû'l-Hasan'ı (İmam Hâdî'yi) kucağına oturttu ve, 'Irak'ın kıymetli hediyelerinden sana nasıl bir hediye getirmemi istersin?' dedi.
Dedi ki: 'Ateş pâresi gibi keskin ve parlak bir kılıç getirmeni istiyorum.'
Sonra oğlu Mûsâ'ya döndü, 'Sen ne istersin?' diye sordu.
O, 'Bir at' dedi.
İmam (a.s.), 'Ebû'l-Hasan (İmam Hâdî) daha çok bana, bu ise annesine benziyor' buyurdu." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hadi eserinden)
Mûsâ'nın işlerini de baliğ olunca kendisine bıraktı. Ali b. Muhammed buluğ çağına erdiği gün Abdullah b. Müsavir bunların idaresini ona bırakacaktır.
Artık kendisinin ve kardeşlerinin işlerini o yönetecektir. Mûsâ'nın işlerinin yönetimi de kendisine geçer. O ikisinden sonra işlerini kendi yönetir. Her ikisinin de (Ali ve Mûsâ) sadakalar konusunda babalarının şartına bağlı kalmaları gerekir.
Bu vasiyetname 220 yılının Zilhicce ayının üçüne tekâbül eden pazar gününde tanzim edildi. Ahmed b. Ebû Halid şahitliğini kendi el yazısıyla yazdı.
Cevval olarak bilinen Hasan b. Muhammed b. Abdullah b. Hasan b. Ali b. Hüseyin b. Ali Ebû Tâlib de mektubun baş tarafında Ahmed b. Ebû Halid'in şahitlik ettiği şeye şahitlik etti ve kendi el yazısıyla şahitliğini yazdı. Hizmetçi Nasr da şahitlik etti ve kendi eliyle şahitliğini yazdı."
"Bize Muhammed b. Ali anlattı ve dedi ki: Bize Abdulvahid b. Muhammed b. Abdus el-Attar anlattı ve dedi ki: Bize Ali Muhammed b. Kuteybe Nişaburî anlattı ve dedi ki: Bize Hamdan b. Süleyman anlattı ve dedi ki: Bize Sakr b. Ebû Dulef anlattı ve dedi ki: Ebû Ca'fer Muhammed b. Ali er-Rızâ'nın şöyle dediğini duydum:
'Benden sonra imam oğlum Ali'dir. Onun emri benim emrim, sözü de benim sözümdür. Ona itaat etmek babasına itaat etmektir. Ondan sonraki imam ise oğlu Hasan'dır. Onun emri babasının emri, sözü babasının sözüdür. Ona itaat etmek babasına itaat etmektir.'
Bir başka baskıda ise şöyle denmektedir: "... Sonra İmam sustu. Dedim ki: 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Ali'den sonraki imam kimdir?'
'Oğlu Hasan'dır' dedi.
Ben dedim ki: 'Hasan'dan sonra kim imam olacaktır?'
İçin için ağladı. Ve sonra şöyle buyurdu: 'Hasan'dan sonra oğlu Muhammed...'
Ben, 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Niçin Kâim olarak adlandırılmıştır?' dedim.
Buyurdu ki: 'Çünkü adının unutulmasından ve imamlığına inananların çoğunun irtidat etmesinden sonra kıyam edecektir.'
Dedim ki: 'Niçin Muntazar olarak adlandırılmıştır?'
'Çünkü ortadan kaybolacak ve bu gaybetinin günleri artacak, süresi uzadıkça uzayacaktır. Samimi bir inanca sahip olanlar onun ortaya çıkışını bekleyecek, şüphe içinde olanlar da onu inkâr edeceklerdir. İnkârcılar ondan söz edilmesini alayla karşılayacaklardır.
Çıkışı için tarihler verenler yalan söyleyeceklerdir. Gecikmesine sabredemeyen aceleciler helak olacaklardır. İlâhî takdire teslim olanlar ise kurtulacaklardır' buyurdu."
"Bize Ali b. Muhammed es-Sindî anlattı ve dedi ki: Bize Muhammed b. Hasan anlattı ve dedi ki: Bize Abdullah b. Ca'fer el-Himyerî, Ahmed b. Hilal'den, o da Ümeyye b. Ali el Kaysî'den naklen anlattı. El-Kaysî dedi ki: İmam Cevad'a, 'Senden sonra yerine geçecek kimdir?' dedim.
'Oğlum Ali'dir' dedi. Sonra şöyle dedi: 'Yakında bir şaşkınlık dönemi olacaktır.'
Dedim ki: 'O zaman nereye gidelim?'
İmam, 'Medine'ye' dedi.
(Râvi Medine kelimesini özel isim olarak değil şehir anlamında algılayarak soruyor)
'Hangi medineye gidelim?'
'Bizim bu Medine'mize... Bundan başka bir Medine var mı?' dedi."
Ahmed b. Hilal anlatıyor: "Muhammed b. İsmail b. Bezi bana anlattı ki: Ümeyye b. Ali gelip İmam Cevad'a yukarıdaki hadiste geçen soruyu sordu. İmam da ona aynı cevabı verdi."
Aynı rivâyet zinciriyle Ümeyye b. Ali el-Kaysî'den, o da Ebû'l- Heysem et-Temimî'den şöyle rivâyet etmiştir; İmam Ca'fer Sâdık şöyle buyurdu:
"Üç isim peş peşe imam olunca, onların dördüncüsü Kâim Mehdî'dir. Bu isimler şunlardır; Muhammed, Ali ve Hasan..."
Burada ayrıca şöyle geçer: "Muhammed, Ali ve Hasan isimleri peş peşe imam olunca dördüncüleri Kâim Mehdî'dir."
Himyerî, Ahmed b. Muhammed b. İsâ'dan, o da babasından rivâyet etmiştir:
İmam Cevad Irak'a gidip gelmek üzere Medine'den çıkmak istediği sırada kendisinden sonraki imamın o olduğunu açıkladıktan sonra Ebû'l-Hasan'ı (İmam Hâdî'yi) kucağına oturttu ve, 'Irak'ın kıymetli hediyelerinden sana nasıl bir hediye getirmemi istersin?' dedi.
Dedi ki: 'Ateş pâresi gibi keskin ve parlak bir kılıç getirmeni istiyorum.'
Sonra oğlu Mûsâ'ya döndü, 'Sen ne istersin?' diye sordu.
O, 'Bir at' dedi.
İmam (a.s.), 'Ebû'l-Hasan (İmam Hâdî) daha çok bana, bu ise annesine benziyor' buyurdu." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hadi eserinden)