İlk cumhurbaşkanımız malumunuz üzere ömrünü haçlı Batı ile savaş, ekonomik ve siyasi mücadeleyle geçirmiş, tarihe yön vermiş bir milleti yeniden ayağı kaldırarak Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş M. Kemal Atatürk'tür.
Atatürk hayatı boyunca emperyalist haçlılar yanında din tüccarları, insanımızı din ile aldatanlar, İslam'ı, siyasi ve ticari çıkarları için kullananlarla da mücadele etmiştir.
Tabi bu mücadele zor bir mücadeledir. Ama Atatürk yılmamış, hakkı, hakikati bu millete öğretmek için hayatını ortaya koymuştur.
Tabi bu din menfaat çeteleri de boş durmamış. Daha Atatürk hayatta iken ona olmadık iftiralar atmış hatta kâfir diyecek kadar ileri gitmişlerdi. Tabi bunların nesli bitmedi, bitmez de. Çünkü şeytan ve şeytanın hizmetkârı olan münafıklar da kıyamete kadar aramızda olacaklardır.
Prof. Dr. Haydar Baş, 'Hoş Geldin Atatürk' eseri ile bu fitne odaklarına tarihi bir şamar indirmiş, milletimizi fitne ve fesattan, zandan, iftiradan korumuş ve milleti ile atasını barıştırmıştır.
Şimdi ilk cumhurbaşkanımız M. Kemal Atatürk'ün birkaç sözü ile İslam'a bakışını aktarayım:
Atatürk diyor ki; "Bizim dinimiz en makul ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için, akla, fenne, ilme ve mantığa tetabuk etmesi lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen mutabıktır."
Bir başka sözünde ise "Milletimiz daha da dindar olmalıdır diyorum. Ama bütün sadelik ve güzelliği ile dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Şuura aykırı ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor."
Atatürk, İslam'ın insana bakışını anlatıyor; "Bizim dinimiz milletimize aşağılık, miskin ve hor görülmeyi tavsiye etmez. Aksine Allah'ta, Peygamber de insanların ve milletlerin yücelik ve şereflerini muhafaza etmelerini emreder."
İnsanın ölçüsü imanı olmalıdır, diyor Atatürk;
"? Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir miyar vardır. Bu miyarla hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa halkın menfaatine uygundur, biliniz ki, o bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine muvafıksa kimseye sormayın, o şey dinidir.
Eğer bizim dinimiz aklın, mantığın tetabuk ettiği bir din olmasaydı ekmel olmazdı, ahir din olmazdı."
Atatürk, İslam âlemini birlik olmaya çağırıyor;
(Atatürk, ölümünden on beş gün kadar önce dünyadaki Müslümanlara gönderdiği mesajında) "Bütün dünyanın Müslümanları, Allah'ın son Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar, Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler."
İşte bu imana sahip Atatürk'ün son sözü, "ALEYKÜM SELAM" oluyor ve ebedi âleme rıhlet ediyor.
Ruhun şad olsun Atam. Sana minnettarız. (Geniş bilgi için bkz. Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri)
Son Cumhurbaşkanımız ise "İslam'ın güncellenmesi lazım. İslam'ı 14-15 asır öncesi hükümlerini bugün uygulayamazsınız" dedi.
Bu sözlerin İslam ahkâmında hükmü bellidir. Bunu Sayın Erdoğan da biliyor ki, sonradan yaptığı açıklamada (tabi gerekli tehdit ve gözdağlarını sıraladıktan sonra); "Dinimiz İslam ve kitabımız Kur'an-ı Kerim Rabbimizin emri gereği kıyamete kadar caridir" dedi.
Muhakkak ki, Sayın Cumhurbaşkanım. Ama bahsettiğiniz Kur'an ve İslam dini, zinayı, domuz etini, faizi kıyamete kadar yasakladı.
O Kur'an'da, "İslam'dan başka din yoktur" ayeti var. Ama duyduk, gördük ki, son 15 yılda ülkemizin önde gelen isimleri, 'dört hak dinden, İbrahimî dinlerden bahsetti, papazların dualarına âmin dedi. Papa'ya 'kutsiyetpenah' hitabıyla manevi övgüler düzdü, İslam ifadesiyle 'beytül mal olan devletin taşınır, taşınmaz mallarını, yer altı kaynaklarını, madenlerini sattı' gibi daha birçok konularda Kur'an'ın hükmü kıyamete kadar caridir. Bu konulara da bir açıklık getirseniz!
Atatürk hayatı boyunca emperyalist haçlılar yanında din tüccarları, insanımızı din ile aldatanlar, İslam'ı, siyasi ve ticari çıkarları için kullananlarla da mücadele etmiştir.
Tabi bu mücadele zor bir mücadeledir. Ama Atatürk yılmamış, hakkı, hakikati bu millete öğretmek için hayatını ortaya koymuştur.
Tabi bu din menfaat çeteleri de boş durmamış. Daha Atatürk hayatta iken ona olmadık iftiralar atmış hatta kâfir diyecek kadar ileri gitmişlerdi. Tabi bunların nesli bitmedi, bitmez de. Çünkü şeytan ve şeytanın hizmetkârı olan münafıklar da kıyamete kadar aramızda olacaklardır.
Prof. Dr. Haydar Baş, 'Hoş Geldin Atatürk' eseri ile bu fitne odaklarına tarihi bir şamar indirmiş, milletimizi fitne ve fesattan, zandan, iftiradan korumuş ve milleti ile atasını barıştırmıştır.
Şimdi ilk cumhurbaşkanımız M. Kemal Atatürk'ün birkaç sözü ile İslam'a bakışını aktarayım:
Atatürk diyor ki; "Bizim dinimiz en makul ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için, akla, fenne, ilme ve mantığa tetabuk etmesi lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen mutabıktır."
Bir başka sözünde ise "Milletimiz daha da dindar olmalıdır diyorum. Ama bütün sadelik ve güzelliği ile dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Şuura aykırı ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor."
Atatürk, İslam'ın insana bakışını anlatıyor; "Bizim dinimiz milletimize aşağılık, miskin ve hor görülmeyi tavsiye etmez. Aksine Allah'ta, Peygamber de insanların ve milletlerin yücelik ve şereflerini muhafaza etmelerini emreder."
İnsanın ölçüsü imanı olmalıdır, diyor Atatürk;
"? Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir miyar vardır. Bu miyarla hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa halkın menfaatine uygundur, biliniz ki, o bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine muvafıksa kimseye sormayın, o şey dinidir.
Eğer bizim dinimiz aklın, mantığın tetabuk ettiği bir din olmasaydı ekmel olmazdı, ahir din olmazdı."
Atatürk, İslam âlemini birlik olmaya çağırıyor;
(Atatürk, ölümünden on beş gün kadar önce dünyadaki Müslümanlara gönderdiği mesajında) "Bütün dünyanın Müslümanları, Allah'ın son Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar, Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler."
İşte bu imana sahip Atatürk'ün son sözü, "ALEYKÜM SELAM" oluyor ve ebedi âleme rıhlet ediyor.
Ruhun şad olsun Atam. Sana minnettarız. (Geniş bilgi için bkz. Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri)
Son Cumhurbaşkanımız ise "İslam'ın güncellenmesi lazım. İslam'ı 14-15 asır öncesi hükümlerini bugün uygulayamazsınız" dedi.
Bu sözlerin İslam ahkâmında hükmü bellidir. Bunu Sayın Erdoğan da biliyor ki, sonradan yaptığı açıklamada (tabi gerekli tehdit ve gözdağlarını sıraladıktan sonra); "Dinimiz İslam ve kitabımız Kur'an-ı Kerim Rabbimizin emri gereği kıyamete kadar caridir" dedi.
Muhakkak ki, Sayın Cumhurbaşkanım. Ama bahsettiğiniz Kur'an ve İslam dini, zinayı, domuz etini, faizi kıyamete kadar yasakladı.
O Kur'an'da, "İslam'dan başka din yoktur" ayeti var. Ama duyduk, gördük ki, son 15 yılda ülkemizin önde gelen isimleri, 'dört hak dinden, İbrahimî dinlerden bahsetti, papazların dualarına âmin dedi. Papa'ya 'kutsiyetpenah' hitabıyla manevi övgüler düzdü, İslam ifadesiyle 'beytül mal olan devletin taşınır, taşınmaz mallarını, yer altı kaynaklarını, madenlerini sattı' gibi daha birçok konularda Kur'an'ın hükmü kıyamete kadar caridir. Bu konulara da bir açıklık getirseniz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025