Bugün, Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a "Narsisistik Kişilik Bozukluğu" tanısı koyduğu için hakaret suçlamasıyla yargılanan Dr. Mustafa Altıoklar'ın, gerçekten ilginç olan savunmasından (Tamamı köşeme sığmayacak kadar uzun olduğu için) bazı alıntılar yapacağım.
Peşin olarak ifade edeyim, Sayın Altıoklar'ın savunmasının ve sözlerinin tamamına katılmamaktayım, fakat ilginç ve bir ilk olması sebebiyle sizlerle paylaşıyorum.
İşte savunmadan bazı alıntılar;
Henüz 24 yaşındayken hâkimler ya da savcılar benden, davalarıyla ilgili şahısların akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair raporlar talep ettiler.
Şimdi ise o günlerin üzerinden tam otuz yıl geçti ve değirmende değil, hekimliğimin yanı sıra yazar ve yönetmen olarak iştigal ettiğim karakter analizleriyle ağarmış saçlarımla, artık epeyce tecrübeli bir hekim olarak vardığım Narsisistik Kişilik Bozukluğu kanaatimden dolayı "şüpheli" sıfatıyla karşınızdayım.
Söz konusu şüphe ise hakaret ettiğimdir.
Her şeyden önce akıl hastalığına hakaret demek, akıl hastalarına hakarettir.
Ben sözlerimde hakaret unsuru bulmamaktayım, ... Çünkü ben teşbih yapmadım, teşhis koydum.
Davaya söz konusu olan açıklamamda ise aynen meslektaşlarım olan Türk Tabipler Birliği mensubu hekimlerin duyduğu kaygıyı kamuoyuyla paylaştım.
Bizler hekimiz. İnsanın bin bir ruh halini, bin bir duygu durumunu biliriz. Başbakan Erdoğan'ın duygu durumundan endişe duyuyoruz.
Fevkalade endişe duyuyoruz. Kendisi, çevresi, ülkemiz adına endişe duyuyoruz. Endişemizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Sabık Başbakan'ın uzaktan gördüğüm kadarıyla omurga sorunundan bahsetmem hakaret sayılmazken; bir psikiyatrik kanaat teşhisimin hakaretten sayılması esas itibariyle ikirciklidir.
Davamız konusu olan teşhisim acil bir durumun önlemi olarak kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Bununla birlikte içinde bulunduğum çevrede kuduz hastalığı taşıyan bir vaka teşhis etsem, hem müdahale etmek, hem de kamuoyuna bildirmekle yükümlü olduğumu yasalar söylemektedir. Çünkü burada kamuoyunun sağlığı söz konusudur.
Teşhisim koruyucu hekimliğin gereğidir.
Müştekinin doktor yorumu yapmamı hakaret sayarak şikâyet etmesi, narsisistik kişilik bozukluğu teşhisini doğrulamaktadır.
Çünkü narsisistik kişilik bozukluğunun en temel teşhis kriterlerinden birisi de eleştiriye tahammülsüzlüktür.
Bir kişiye narsisistik kişilik bozukluğu denebilmesi için aşağıda verilen kişilik özelliklerinin beşinin bulunması yeterlidir:
1. Kendisinin özel, eşi bulunmaz ve herkesten çok daha önemli olduğunu düşünür.
2. Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik ve yetenekleri olduğunu sürekli deklare eder.
3. Üstün, seçilmiş ve ilahi kuvvetlerce vazifelendirilmiş olarak bilinmeyi bekler.
4. Kendilerine hayrandır. Çok beğenilmek ve sürekli dışardan onay görmek ister.
5. Her şeyi yapmaya hak kazanmış ve özellikle kayırılacak bir kişi olduğunu düşünür.
6. Kendi çıkarları için, amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf yanlarını kullanır.
7. Empati yapamaz, başkalarının duygularını ve gereksinimlerini tanımaz.
8. Her başarılıyı kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanır.
9. Küstah, kendini beğenmiş davranış ya da tutumlar sergiler.
İşte kendisi için de, yakın çevresi için de, ülkemiz için de, içinde yaşadığımız coğrafyamız ve hatta dünya için de endişelerimiz bu noktadan kaynaklanmaktadır.
Recep Erdoğan'ın akıl sağlığı durumunun bilirkişilerce rapor edilmesini talep ederim.
Teşhis koyan bir hekimi yargılayan bu mahkeme, hakaret davasına baktığı için değil, teşhis koyan tıp bilimini yargıladığı için tarihe geçecektir.
Saygılarımla?
NERDE HABER ORDA YORUM
RTE: "PYD terör örgütüdür, biz terör örgütü ile masaya oturup barış görüşmesi yapamayız."
- Öcalan hayır kurumu mu işletiyordu peki?!
* * *
Antalya'da skandal! Erdoğan'ı karşılamaya gitmeyen belediye işçilerinin savunması istendi.
- Skandal olan işçilerin karşılamaya gitmemesi mi yoksa savunma istenilmesi mi, onu anlayamadım?!
* * *
Erdoğan'ın Genel Sekreteri'nden itiraf: "Urla villaları kaçak olabilir..."
- Demek istiyor ki "Kaçaksa kaçak size ne kardeşim!"
* * *
Mehmet Görmez IŞİD'i 60-70'lerin sol hareketlerine benzetti.
- Tabi tabi, o zamanın solcuları da tekbir getirerek kafa kesiyordu zaten!
TWITTER'DAN SEÇMELER
Brezilyalı karikatürist Carlos Latuff; Erdoğan Türkiye'nin Führer'i olmak istiyor Türkiye'yi Sultanlığa Götürüyor
@seroerim
* * *
...bütünü gör(e)meyen, detaylarda kaybolmayı marifet sayar...
@AlewKeskin
* * *
Esad'ın Türkiye'ye selamı var: "7 düvelle savaşıyorum düşmanlarım bile bana hırsız demedi"
@AHac20111
* * *
Türkiye ülke olarak kasım seçimlerinde tutuklandı. Maalesef bence bu zulmün sadece başlangıcı
@ReyhanKocaosma1
Peşin olarak ifade edeyim, Sayın Altıoklar'ın savunmasının ve sözlerinin tamamına katılmamaktayım, fakat ilginç ve bir ilk olması sebebiyle sizlerle paylaşıyorum.
İşte savunmadan bazı alıntılar;
Henüz 24 yaşındayken hâkimler ya da savcılar benden, davalarıyla ilgili şahısların akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair raporlar talep ettiler.
Şimdi ise o günlerin üzerinden tam otuz yıl geçti ve değirmende değil, hekimliğimin yanı sıra yazar ve yönetmen olarak iştigal ettiğim karakter analizleriyle ağarmış saçlarımla, artık epeyce tecrübeli bir hekim olarak vardığım Narsisistik Kişilik Bozukluğu kanaatimden dolayı "şüpheli" sıfatıyla karşınızdayım.
Söz konusu şüphe ise hakaret ettiğimdir.
Her şeyden önce akıl hastalığına hakaret demek, akıl hastalarına hakarettir.
Ben sözlerimde hakaret unsuru bulmamaktayım, ... Çünkü ben teşbih yapmadım, teşhis koydum.
Davaya söz konusu olan açıklamamda ise aynen meslektaşlarım olan Türk Tabipler Birliği mensubu hekimlerin duyduğu kaygıyı kamuoyuyla paylaştım.
Bizler hekimiz. İnsanın bin bir ruh halini, bin bir duygu durumunu biliriz. Başbakan Erdoğan'ın duygu durumundan endişe duyuyoruz.
Fevkalade endişe duyuyoruz. Kendisi, çevresi, ülkemiz adına endişe duyuyoruz. Endişemizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Sabık Başbakan'ın uzaktan gördüğüm kadarıyla omurga sorunundan bahsetmem hakaret sayılmazken; bir psikiyatrik kanaat teşhisimin hakaretten sayılması esas itibariyle ikirciklidir.
Davamız konusu olan teşhisim acil bir durumun önlemi olarak kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Bununla birlikte içinde bulunduğum çevrede kuduz hastalığı taşıyan bir vaka teşhis etsem, hem müdahale etmek, hem de kamuoyuna bildirmekle yükümlü olduğumu yasalar söylemektedir. Çünkü burada kamuoyunun sağlığı söz konusudur.
Teşhisim koruyucu hekimliğin gereğidir.
Müştekinin doktor yorumu yapmamı hakaret sayarak şikâyet etmesi, narsisistik kişilik bozukluğu teşhisini doğrulamaktadır.
Çünkü narsisistik kişilik bozukluğunun en temel teşhis kriterlerinden birisi de eleştiriye tahammülsüzlüktür.
Bir kişiye narsisistik kişilik bozukluğu denebilmesi için aşağıda verilen kişilik özelliklerinin beşinin bulunması yeterlidir:
1. Kendisinin özel, eşi bulunmaz ve herkesten çok daha önemli olduğunu düşünür.
2. Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik ve yetenekleri olduğunu sürekli deklare eder.
3. Üstün, seçilmiş ve ilahi kuvvetlerce vazifelendirilmiş olarak bilinmeyi bekler.
4. Kendilerine hayrandır. Çok beğenilmek ve sürekli dışardan onay görmek ister.
5. Her şeyi yapmaya hak kazanmış ve özellikle kayırılacak bir kişi olduğunu düşünür.
6. Kendi çıkarları için, amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf yanlarını kullanır.
7. Empati yapamaz, başkalarının duygularını ve gereksinimlerini tanımaz.
8. Her başarılıyı kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanır.
9. Küstah, kendini beğenmiş davranış ya da tutumlar sergiler.
İşte kendisi için de, yakın çevresi için de, ülkemiz için de, içinde yaşadığımız coğrafyamız ve hatta dünya için de endişelerimiz bu noktadan kaynaklanmaktadır.
Recep Erdoğan'ın akıl sağlığı durumunun bilirkişilerce rapor edilmesini talep ederim.
Teşhis koyan bir hekimi yargılayan bu mahkeme, hakaret davasına baktığı için değil, teşhis koyan tıp bilimini yargıladığı için tarihe geçecektir.
Saygılarımla?
NERDE HABER ORDA YORUM
RTE: "PYD terör örgütüdür, biz terör örgütü ile masaya oturup barış görüşmesi yapamayız."
- Öcalan hayır kurumu mu işletiyordu peki?!
* * *
Antalya'da skandal! Erdoğan'ı karşılamaya gitmeyen belediye işçilerinin savunması istendi.
- Skandal olan işçilerin karşılamaya gitmemesi mi yoksa savunma istenilmesi mi, onu anlayamadım?!
* * *
Erdoğan'ın Genel Sekreteri'nden itiraf: "Urla villaları kaçak olabilir..."
- Demek istiyor ki "Kaçaksa kaçak size ne kardeşim!"
* * *
Mehmet Görmez IŞİD'i 60-70'lerin sol hareketlerine benzetti.
- Tabi tabi, o zamanın solcuları da tekbir getirerek kafa kesiyordu zaten!
TWITTER'DAN SEÇMELER
Brezilyalı karikatürist Carlos Latuff; Erdoğan Türkiye'nin Führer'i olmak istiyor Türkiye'yi Sultanlığa Götürüyor
@seroerim
* * *
...bütünü gör(e)meyen, detaylarda kaybolmayı marifet sayar...
@AlewKeskin
* * *
Esad'ın Türkiye'ye selamı var: "7 düvelle savaşıyorum düşmanlarım bile bana hırsız demedi"
@AHac20111
* * *
Türkiye ülke olarak kasım seçimlerinde tutuklandı. Maalesef bence bu zulmün sadece başlangıcı
@ReyhanKocaosma1
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Zühtü Kazancı / diğer yazıları
- Ateist devlet olmayacağız / 08.09.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022