"İki keklik bir kayada ötüyor
Ötme keklik derdim bana yetiyor.”
(Balıkesir türküsü)
Keklik hep düz ovada avlanmaz!
Bazı yörelerimizde, yalçın kayalık dağlarda, kafesle-sepetle tüfeksiz keklik avı yapılır. Yabâni keklikler, iki evcil keklik yardımıyla çağırılır. Celep denen keklik, çok güzel öter. Robat denilen keklik ise kavgacıdır. Celep'in sesine gelen keklikler, Robat'la kavgaya başlayınca uzaktan ipi çekilen sepet üzerlerine düşer ve av tamamlanır. Sabra dayalı, keyifli bir avdır.
Her on yılda bir, NATO veya BM veya AB-D generallerine yaptırılan darbelere alışkın Türkiye'de on bir yıldır farklı bir yöntem var!
Onlarca yıl "Baskıcı-Zorba-Cuntacı-Faşist-İşgâlci-Vesâyetçi" sıfatlarıyla ordusu millete yabancılaştırılan veya yabancılaşan; defalarca on yıl öncenin kahramanları hain, hainleri kahramanlaştırılarak bir bilinmeyen haline getirilen devlet, flulaştı!
Türk milliyetçiliği temeline kurulu devleti yönetsin diye milletin görevlendirdiği Hükümet, milleti 36 etnik parçaya ayrıştırıp içlerinden en şımarık ve kuduruğu olan PKK'lılara verdiği tavizlerle devleti acze düşürdü!
Daha önce; solcular, komunistler, marksistler tarafından "halklar-halkların kardeşliği-halklara eşitlik-haklara özgürlük" terâneleriyle parçalanmaya çalışılan millet, bu defa dinci, Allahçı, Allah ile aldatan mürâilerce ayrıştırılarak, yok edilmeğe çalışılıyor!
Kimin, kimden, niye dilediği belli olmadan özür dileyen dileyene!
On yıl önce canlı yayınlarda, teröristlere karşı başarıyla mücâdele veren kahramanların madalya törenlerini izlerdik! O yıllarda, Celep'lik işini, dinci partiler yapardı! Bol vaatlerle, Allah'lı-Billah'lı yemînlerle ağlayıp yalvararak camilerde-cemaatlerde, kerhânelerde-meyhânelerde keklik çağırmak için öterlerdi!
Kavgacı Robat'lık ise muhalefet partilerine kalırdı! Celepin ötüşüne gelen kekliklerle kıyasıya kavga ederlerdi!
Son on iki yılda; Celep'lik eden AKP'yi ve Robat rolündeki CHP'yi hayret ve şüpheyle izliyorum! Olaylara avcı endîşesiyle bakıyorum!
Meselâ; Deniz Baykal'ın, ötüşüne milyonları çağıran, "Muhtar bile olamaz" denilen Tayyip Erdoğan'ın siyasal yasağını kaldırttırmasındaki sebebi ve mantığı, hiç anlayamadık! O halledilince yerine monte edilen Gandi Kemal'in, bebek katili bölücübaşının kadîm avukatını genel başkan yardımcılığına getirmesini ve bölücülükte AKP ile yarışa girmesini de anlayamadık, anlayamıyoruz!
Keklik avcısının Okyanus ötesinden olduğu bes-belliydi oysa! Sepetin ipinin ucu da Pensilvanya'daki Ilımlı İslam'cı yeni dinli Fetullah Gülen'deydi ve çok belliydi de... Robat Baykal'ın, Erdoğan'la kavga etmesi gerekirken ona destek vermesi, ya avcının aklını karıştırdı, ya da bu başka bir av!
Çünkü yasağını kaldırttıktan sonra Baykal, Tayyip Erdoğan'la kavgaya başladı! Biz merakla heyecanla celeple robat kavgasını seyrederken Pesilvanya'dan ipi çektirilen sepet, Baykal'ın başına düştü! Sonra "Dokunan yanar" uygulamasıyla teker teker generallerin, muhalif yazar ve gazetecilerin, emniyetçilerin sepete koyulmalarını izledik hayretle!
Baykal'ın yerine avlağa sürülen celep Gandi Kemal'e yoğunlaştık bu kere!
Sesi güzeldi! Rak rak rubarak diye ötüyor, nerdeyse Tayyip Erdoğan kadar keklik topluyordu! Ama bu sefer de robatlığı Tayyip Erdoğan yapıyordu! Bu, ezber bozan bambaşka bir keklik avıydı!...
Son seçimlerden sonra celepler ikiye çıktı! Y-CHP ve Y-MHP celeplikte yarışa girdiler! Ama bazen celepler, hiç beklenmeyen bir şekilde gürültüyle kanat çırparak topladıkları keklikleri kaçırıyorlar, aklımız karışıyor!
Bölücü terör örgütüyle mücâdelede canı yanmış, yaslı/yaralı yüzbinlerce Şehit Ailesi ve yakınlarını ve onlara destek veren milyonlarca Devlet'e-Millet'e-Vatan'a sâdık insanın canını acıtıyor, öfkesini kabartıyorlar!
Bu av şekli yeni!...
Galiba onlarca yıl Celepler ve Robatlar görev yaparken avcı, sepet yerine çok büyük ve geniş bir ağ kullanmış ki gürültüyle havalanan keklikler, uçuyor ama kaçamıyorlar!
Dünün "Ergenekon Savcısıyım" diyen BOP Eş Başkanı, bugün Ergenekon Avukatı rolünde ve emekli de değil! Görevdeyken kendilerinden başkasına "Allah yarattı" demeyen, kimseye tenezzül etmeyen ama emekli olduktan sonra vatan kurtarmaya soyunan NATO-AB veya ABD'nin "Bizim çocuklar" sıfatlı generallerine alışkındık!
Onların görevdeyken başka, emekli olduktan sonra başka davrandıklarını biliyorduk ama bu sefer robatlık yapan BOP Eş Başkanı'nın davranışlarını algılamakta zorlanıyoruz! Millet olarak avcı mı yoksa av mıyız bilemiyoruz!
Cilvegözü Gümrük Kapısı'nda bombalı araç patlatılıyor! Sivil insanlar katlediliyor! Y-CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Edipoğlu, bir televizyonda; Türkiye'den Suriye'ye gönderilen "İnsani Yardım" araçları arasında giden bir aracın patlatıldığını söylüyor!
BOP Eş Başkanı Başbakan, bu patlamadan sorumlu tutarak Suriye'yi tehdît ediyor!
Bu arada AKP ile BDP arasında, İmralı ile görüşüp, yakında affedilmese bile ev hapsine çıkarılacağı müjdesini kimin götüreceği çekişmeleri yapılıyor!
"Rak rak rubarak" diye iki celep ötüşüyle kulaklarımız giderken Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi gereği, gerilmiş ağdan kaçabilen keklik te yok!
Keklik yerine koyulan Türk Milleti, bu sefer toptan sepetlenmek isteniyor!
Bir millî avcı çıkmalı artık!
Avlağımızda onlarca yıldır avlanan bu yabancıları döverek avlarını ellerinden alıp geldikleri gibi geri göndermeli artık! Milletin de kendi bağrından fışkıran II. Kuva-yı Milliye'cileri fark etmeleri, görmeleri, duymaları farz artık!
Yoksa; robat veya robatlara aldanan Paşalar'ın hangi sepetle kafeslendiklerini fark edemez ve altında kalacağımız ağın içinde, başa geçirilen çuvalı bile çok ararız!...
Ötme keklik derdim bana yetiyor.”
(Balıkesir türküsü)
Keklik hep düz ovada avlanmaz!
Bazı yörelerimizde, yalçın kayalık dağlarda, kafesle-sepetle tüfeksiz keklik avı yapılır. Yabâni keklikler, iki evcil keklik yardımıyla çağırılır. Celep denen keklik, çok güzel öter. Robat denilen keklik ise kavgacıdır. Celep'in sesine gelen keklikler, Robat'la kavgaya başlayınca uzaktan ipi çekilen sepet üzerlerine düşer ve av tamamlanır. Sabra dayalı, keyifli bir avdır.
Her on yılda bir, NATO veya BM veya AB-D generallerine yaptırılan darbelere alışkın Türkiye'de on bir yıldır farklı bir yöntem var!
Onlarca yıl "Baskıcı-Zorba-Cuntacı-Faşist-İşgâlci-Vesâyetçi" sıfatlarıyla ordusu millete yabancılaştırılan veya yabancılaşan; defalarca on yıl öncenin kahramanları hain, hainleri kahramanlaştırılarak bir bilinmeyen haline getirilen devlet, flulaştı!
Türk milliyetçiliği temeline kurulu devleti yönetsin diye milletin görevlendirdiği Hükümet, milleti 36 etnik parçaya ayrıştırıp içlerinden en şımarık ve kuduruğu olan PKK'lılara verdiği tavizlerle devleti acze düşürdü!
Daha önce; solcular, komunistler, marksistler tarafından "halklar-halkların kardeşliği-halklara eşitlik-haklara özgürlük" terâneleriyle parçalanmaya çalışılan millet, bu defa dinci, Allahçı, Allah ile aldatan mürâilerce ayrıştırılarak, yok edilmeğe çalışılıyor!
Kimin, kimden, niye dilediği belli olmadan özür dileyen dileyene!
On yıl önce canlı yayınlarda, teröristlere karşı başarıyla mücâdele veren kahramanların madalya törenlerini izlerdik! O yıllarda, Celep'lik işini, dinci partiler yapardı! Bol vaatlerle, Allah'lı-Billah'lı yemînlerle ağlayıp yalvararak camilerde-cemaatlerde, kerhânelerde-meyhânelerde keklik çağırmak için öterlerdi!
Kavgacı Robat'lık ise muhalefet partilerine kalırdı! Celepin ötüşüne gelen kekliklerle kıyasıya kavga ederlerdi!
Son on iki yılda; Celep'lik eden AKP'yi ve Robat rolündeki CHP'yi hayret ve şüpheyle izliyorum! Olaylara avcı endîşesiyle bakıyorum!
Meselâ; Deniz Baykal'ın, ötüşüne milyonları çağıran, "Muhtar bile olamaz" denilen Tayyip Erdoğan'ın siyasal yasağını kaldırttırmasındaki sebebi ve mantığı, hiç anlayamadık! O halledilince yerine monte edilen Gandi Kemal'in, bebek katili bölücübaşının kadîm avukatını genel başkan yardımcılığına getirmesini ve bölücülükte AKP ile yarışa girmesini de anlayamadık, anlayamıyoruz!
Keklik avcısının Okyanus ötesinden olduğu bes-belliydi oysa! Sepetin ipinin ucu da Pensilvanya'daki Ilımlı İslam'cı yeni dinli Fetullah Gülen'deydi ve çok belliydi de... Robat Baykal'ın, Erdoğan'la kavga etmesi gerekirken ona destek vermesi, ya avcının aklını karıştırdı, ya da bu başka bir av!
Çünkü yasağını kaldırttıktan sonra Baykal, Tayyip Erdoğan'la kavgaya başladı! Biz merakla heyecanla celeple robat kavgasını seyrederken Pesilvanya'dan ipi çektirilen sepet, Baykal'ın başına düştü! Sonra "Dokunan yanar" uygulamasıyla teker teker generallerin, muhalif yazar ve gazetecilerin, emniyetçilerin sepete koyulmalarını izledik hayretle!
Baykal'ın yerine avlağa sürülen celep Gandi Kemal'e yoğunlaştık bu kere!
Sesi güzeldi! Rak rak rubarak diye ötüyor, nerdeyse Tayyip Erdoğan kadar keklik topluyordu! Ama bu sefer de robatlığı Tayyip Erdoğan yapıyordu! Bu, ezber bozan bambaşka bir keklik avıydı!...
Son seçimlerden sonra celepler ikiye çıktı! Y-CHP ve Y-MHP celeplikte yarışa girdiler! Ama bazen celepler, hiç beklenmeyen bir şekilde gürültüyle kanat çırparak topladıkları keklikleri kaçırıyorlar, aklımız karışıyor!
Bölücü terör örgütüyle mücâdelede canı yanmış, yaslı/yaralı yüzbinlerce Şehit Ailesi ve yakınlarını ve onlara destek veren milyonlarca Devlet'e-Millet'e-Vatan'a sâdık insanın canını acıtıyor, öfkesini kabartıyorlar!
Bu av şekli yeni!...
Galiba onlarca yıl Celepler ve Robatlar görev yaparken avcı, sepet yerine çok büyük ve geniş bir ağ kullanmış ki gürültüyle havalanan keklikler, uçuyor ama kaçamıyorlar!
Dünün "Ergenekon Savcısıyım" diyen BOP Eş Başkanı, bugün Ergenekon Avukatı rolünde ve emekli de değil! Görevdeyken kendilerinden başkasına "Allah yarattı" demeyen, kimseye tenezzül etmeyen ama emekli olduktan sonra vatan kurtarmaya soyunan NATO-AB veya ABD'nin "Bizim çocuklar" sıfatlı generallerine alışkındık!
Onların görevdeyken başka, emekli olduktan sonra başka davrandıklarını biliyorduk ama bu sefer robatlık yapan BOP Eş Başkanı'nın davranışlarını algılamakta zorlanıyoruz! Millet olarak avcı mı yoksa av mıyız bilemiyoruz!
Cilvegözü Gümrük Kapısı'nda bombalı araç patlatılıyor! Sivil insanlar katlediliyor! Y-CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Edipoğlu, bir televizyonda; Türkiye'den Suriye'ye gönderilen "İnsani Yardım" araçları arasında giden bir aracın patlatıldığını söylüyor!
BOP Eş Başkanı Başbakan, bu patlamadan sorumlu tutarak Suriye'yi tehdît ediyor!
Bu arada AKP ile BDP arasında, İmralı ile görüşüp, yakında affedilmese bile ev hapsine çıkarılacağı müjdesini kimin götüreceği çekişmeleri yapılıyor!
"Rak rak rubarak" diye iki celep ötüşüyle kulaklarımız giderken Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi gereği, gerilmiş ağdan kaçabilen keklik te yok!
Keklik yerine koyulan Türk Milleti, bu sefer toptan sepetlenmek isteniyor!
Bir millî avcı çıkmalı artık!
Avlağımızda onlarca yıldır avlanan bu yabancıları döverek avlarını ellerinden alıp geldikleri gibi geri göndermeli artık! Milletin de kendi bağrından fışkıran II. Kuva-yı Milliye'cileri fark etmeleri, görmeleri, duymaları farz artık!
Yoksa; robat veya robatlara aldanan Paşalar'ın hangi sepetle kafeslendiklerini fark edemez ve altında kalacağımız ağın içinde, başa geçirilen çuvalı bile çok ararız!...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017

















































































