AKP iktidarı 18 ayını ortada top koşturarak geçirdi.
İktidar iki yıla yaklaşan iktidarı boyunca durumu idare etmekle yetindi.
Menfaatleri ve çıkarları birbiri ile çelişen iç ve dış güç odaklarına mavi boncuk dağıtakarak buraya kadar geldi.
Ancak cicim ayları sona erdi. Güç odakları arasındaki fay kırığı büyüdükçe AKP fay hattında tehlikeli anlar yaşıyor.
Herkesin ve her kesimin açtığı kredi tükendikçe iktidar zor anlar yaşıyor.
Üst üste gelen ekonomik ve siyasi artçı şoklar iktidara zor anlar yaşatıyor.
Önce dışsal şoklar... ABD'nin Irak'ta bataklığa saplandıkça hırçınlaşması... İsrail'in dünyaya meydan okurcasına canileşmesi ile Ortadoğu'nun topyekün bir girdaba dönüşmesi...
Merak ediyorum, AKP, ABD ve İsrail'in Büyük Ortadoğu Projesi için düğün-cenaze, cami-okul yaşlı-çocuk demeden giriştiği katliama, işkence ve tecavüze ortak olmak için can atıyor mu?
Ve merak ediyorum, bu insanlık dışı tecavüz ve işkence fotoğraflarına rağmen Başbakan geçen yıl yaptığı duayı tekrarlıyor mu?
"ABD askerlerinin, genç kız ve erkeklerinin sağ salim dönmesi için dua ediyor mu?"
Ve AB'den müzakere tarihi yaklaştıkça yeni tavizler, yeni bedeller ödemeye hazır mı?
Hazır oldukları gözüküyor.
Çünkü Abdullah Gül, AB için "idamlık gömleği giydik" diyor.
Ama bütün bunlara rağmen ABD'den ve AB'den Türkiye'yi rahatlatacak jestler gelmiyor.
Tam aksine ABD faizleri yükseltme, AB Kıbrıs konusunda hala Türkiye'yi köşeye sıkıştırma politikasını sürdürdükçe iktidar hop oturup hop kalkıyor.
Bu dışsal şoklara petrol fiyatlarındaki yükseliş, İMF'nin yeni stand-by dayatması eklendikçe döviz krizi tetikleniyor.
Ve iktidarı asıl sarsan içsel şoklar. 2 yıldır memnun etmeye çalıştığı finans-medya ve asker-bürokrasi dörtgenine iyice sıkışmış durumda.
Tıpkı MHP'nin yaşadığı kaderi yaşıyor AKP.
İlk gün iktidar gücünü hissettiremeyen AKP, ertelediği sorunların altında boğuluyor.
İktidarın, tabanını rahatlatacak adımları ilk günden atmak yerine süreç içinde güç odaklarının rızasını alarak hayata geçiren projesi çöktü.
İçerdeki güç odaklarının AB'nin verdiği evödevleri dışında hiç bir demokratik atılımlara tahammül edemeyeceğini hesaplayamadı AKP...
Şimdi gerilim arttıkça ekonomik kriz için stres birikiyor.
Bütün bu tabloya AKP'nin ekonomide hiçbir özgün projesinin olmayışı eklenince fırtınalı bir denizde savrulan Türkiye manzarası ile karşı karşıyayız.
İktidar iki yıla yaklaşan iktidarı boyunca durumu idare etmekle yetindi.
Menfaatleri ve çıkarları birbiri ile çelişen iç ve dış güç odaklarına mavi boncuk dağıtakarak buraya kadar geldi.
Ancak cicim ayları sona erdi. Güç odakları arasındaki fay kırığı büyüdükçe AKP fay hattında tehlikeli anlar yaşıyor.
Herkesin ve her kesimin açtığı kredi tükendikçe iktidar zor anlar yaşıyor.
Üst üste gelen ekonomik ve siyasi artçı şoklar iktidara zor anlar yaşatıyor.
Önce dışsal şoklar... ABD'nin Irak'ta bataklığa saplandıkça hırçınlaşması... İsrail'in dünyaya meydan okurcasına canileşmesi ile Ortadoğu'nun topyekün bir girdaba dönüşmesi...
Merak ediyorum, AKP, ABD ve İsrail'in Büyük Ortadoğu Projesi için düğün-cenaze, cami-okul yaşlı-çocuk demeden giriştiği katliama, işkence ve tecavüze ortak olmak için can atıyor mu?
Ve merak ediyorum, bu insanlık dışı tecavüz ve işkence fotoğraflarına rağmen Başbakan geçen yıl yaptığı duayı tekrarlıyor mu?
"ABD askerlerinin, genç kız ve erkeklerinin sağ salim dönmesi için dua ediyor mu?"
Ve AB'den müzakere tarihi yaklaştıkça yeni tavizler, yeni bedeller ödemeye hazır mı?
Hazır oldukları gözüküyor.
Çünkü Abdullah Gül, AB için "idamlık gömleği giydik" diyor.
Ama bütün bunlara rağmen ABD'den ve AB'den Türkiye'yi rahatlatacak jestler gelmiyor.
Tam aksine ABD faizleri yükseltme, AB Kıbrıs konusunda hala Türkiye'yi köşeye sıkıştırma politikasını sürdürdükçe iktidar hop oturup hop kalkıyor.
Bu dışsal şoklara petrol fiyatlarındaki yükseliş, İMF'nin yeni stand-by dayatması eklendikçe döviz krizi tetikleniyor.
Ve iktidarı asıl sarsan içsel şoklar. 2 yıldır memnun etmeye çalıştığı finans-medya ve asker-bürokrasi dörtgenine iyice sıkışmış durumda.
Tıpkı MHP'nin yaşadığı kaderi yaşıyor AKP.
İlk gün iktidar gücünü hissettiremeyen AKP, ertelediği sorunların altında boğuluyor.
İktidarın, tabanını rahatlatacak adımları ilk günden atmak yerine süreç içinde güç odaklarının rızasını alarak hayata geçiren projesi çöktü.
İçerdeki güç odaklarının AB'nin verdiği evödevleri dışında hiç bir demokratik atılımlara tahammül edemeyeceğini hesaplayamadı AKP...
Şimdi gerilim arttıkça ekonomik kriz için stres birikiyor.
Bütün bu tabloya AKP'nin ekonomide hiçbir özgün projesinin olmayışı eklenince fırtınalı bir denizde savrulan Türkiye manzarası ile karşı karşıyayız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014