Ülkemizdeki siyaset mantığını bu iki kelimeye sığdırabiliriz. Böyle bir ülkenin sosyal devlet olması, halkın refah ve huzur içinde yaşaması mümkün mü? Cevap ortada.
Hep sorduk (!) Her istediği yapan, istediği kanunu geçiren, yeri geldiğinde kararnamelerle devlet yöneten, yargı, emniyet, ordu başta olmak üzere bütün devlet kurumlarına parti ideolojisi ayarını veren, istediğini istediği gibi satan 21 yıllık tek parti iktidarının geldiğimiz noktada mazereti olabilir mi? Oldu, diyelim! Peki, bu mazeretler kabul edilebilir mi?
Aklen mazereti olamaz ve aklen mazerette kabul edilemez. Ama Erdoğan ve yandaşları aklın ötesi bir mantıkla devleti yönettikleri ve insanları yönlendirdikleri için iktidarlarını muhafaza ediyorlar.
Nedir o aklın ötesi siyaset? İnsanların duygularına hitap edip, milli ve manevi değerler üzerinden rakiplerini, devlet ve millete hasım gösterip, kendilerini mağdur ilan etmek!
Terör, dış güçler, beşinci kol, FETÖ, PKK, Yunan, Rum, Ermeni, Bizans, din, ezan, bayrak en çok kullanılan mazeret ve istismar başlıkları.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcı Ahmet Erimhan, millet nazarında çizilen 21 yıllık Erdoğan ve yönetim anlayışını tek cümle ile özetledi:
"İslamcı Başbakan, AB'nin Adamı, BOP Eş Başkanı, asker ile mücadele eden adam, Fetö'yü teslim alan yiğit, dünyaya kafa tutan reis, Suriye Fatihi (vb. resimlerinden sonra)
Erdoğan'ın 2023 imajı: Devlet ile birlikte yürüyen, Milliyetçi Cumhurbaşkanı!"
Erdoğan'ı bu kadar güçlü kılan neydi?
Tek cevabı var: Muhalefet. Şikayet etmek, muhalefet yapmak mıdır? 21 yıldır şikayet ediyorlar ve seçimler bitti hala şikayet ediyorlar.
Demek ki insanımızı şikayeti değil mazereti dikkate alıyor.
Şikayeti bırakıp, mazeretçinin iddialarını çürütüp, çözüm ortaya koyan bir parti var mı? Var tabi. Bağımsız Türkiye Partisi.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin kurucu ve ebedi Genel Başkanı Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın 22 yıl önce 2001'in son günü ve 2002'nin ilk günü gazetemizde yayımlanan, '2001 yılının portresi ve Türkiye' ve '2002'de milli model şart' başlıklı yazılarını, Salı ve Çarşamba günü tekrar gazetemizde yayımlandı.
Bu yazıları lütfen okuyun. 21 yıl sonunda sorunlar aynı, sebepler aynı, açıklamalarda aynı.
Oysa Haydar Baş o günde çözümü ortaya koyuyor ve takip eden yıllarda Milli Ekonomi Modeli ve sosyal devlet projeleriyle tam bağımsız Türkiye'nin, emeğinin karşılığını alan halkın, 'Adalet mülkün temelidir' (Hz. Ali) hakikatinin anahtarını milletimizin önüne koyuyordu.
Milletimiz o, anahtarı almadı. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hakk'a vuslatının ardından Hüseyin Baş aynı anahtarı, aynı azim ve kararlılıkla vatandaşa uzattı, uzatıyor.
Eminim ki yakın zamanda insanımız o anahtara sahip çıkacaktır. Çünkü başka seçenek kalmadı; Ya olacağız, ya öleceğiz…
Muhalefet ne yapıyor?
2001'li yıllara dönersek! İnsanımız o zaman iktidardan şikayetçi olanları iktidar yaptı. İktidar oldular ve dediğim şikayetçiliği bırakıp mazeretçi oldular. 21 yıldır mazeret üretiyorlar. Muhalefette kalanlar ise müzmin şikayetçiliğe devam ediyorlar.
Muhalefetin şikayetleri neden kale alınmıyor?
Çünkü samimi değiller. Sıcak gündem hapisteki Can Atalay. Ben işin hukuki boyutu değil sosyal yansımasına bakıyorum.
Milletin sorunu Can Atalay mı? Bizden temiz kağıdı isteyen YSK, Can Atalay'dan temiz kâğıdı istemedi mi?
TİP onca komünist varken neden bu ismi aday yaptı? Gündem olmak, gündemde kalmak için mi? Meclis'teki şovlar bunun içi miydi?
Merak ediyorum! Hapisteki birini seçilecek yerden aday gösterip, serbest bırakılmasını istemek hukuki midir?
Şov yapmak siyaset midir? Milleti yormaktan usanmadınız mı? Ne zamana kadar Erdoğan ve iktidarı için çalışacaksınız?
Partisi kaynayan Bay Kemal, Can Atalay için hemen çıkıp, 'seçilmiş milletvekilini hukuksuzca, hakkında karar olmadan hapiste tutmak, sadece onu değil ona oy veren insanları da tutuklamaktır' dedikten sonra Erdoğan'dan, bu kararı veren hukukçulardan hesap soracağız, dedi.
Boş verin yorumu! Gülün arkadaşlar gülün. Hesap soracakmış… Gülün, gülün…
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025