İİT'nin çaresizlik toplantısı geçen hafta yapıldı

Geçtiğimiz Perşembe ve Cuma günleri İİT'ler bir araya geldi. İİT ne mi demek? İslam İşbirliği Teşkilatı. 
İTT toplantısı tam bir magazin programı olarak gerçekleşti. Sisi gelecek mi? Erdoğan görevi Sisi'ye (sonraki dönem başkanı) nasıl devredecek? Hele 'eller cebe, benden 2 milyon dolar' tam bir magazindi. 
Bu toplantılardaki gündeme, tartışmalara, açıklamalara, sonuç bildirgesine bakınca toplananların, halklarından uzak, İslam Coğrafyasında yaşanan vahşete, fakirliğe, sömürüye gözlerini kapatmış, emperyalist ülkelerin uydusu haline gelmiş, kapitalizmin sadık hizmetkârları olduğu görülecektir. 
Bu tip toplantılar da icraat olmaz. İyi bir hatip duygusal ve vurucu cümleler kurarak hem oradakilerini, hem de halklarını bir sonraki toplantıya kadar tatmin ederler.  
Bu toplantının hatibi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'dı. Kurduğu cümleler, yaptığı tespitler vurucuydu. Ama o toplantıya katılan devlet yöneticileri ve kendisi çizdiği portrenin neresindeydi? 
Mesela! O vurucu cümlelerin bir kaçını beraber irdeleyelim;
Erdoğan; "Müslümanlar olarak üstesinden gelmemiz gereken sorunların başında mezhepçilik fitnesi geliyor, ırkçılık fitnesi geliyor."
*Mezhepçilik fitnesini İslam Toplumuna nasıl girdi ve kim soktu? Fitnenin hedefi nedir? Bu fitneden nasıl kurtulacağız? 
Erdoğan; "Terör örgütlerinin tüm zulümleri Müslümanlaradır."
*Neden acaba?  
Erdoğan; "Bir kişi de ölse tüm insanlığın ölümü gibidir."
*İktidarınız döneminde gerek ülke içinde ve gerekse ülke dışında siyasi tercih ve kararlarınızdan ötürü bir kişinin ölümüne sebep oldunuz mu, olacak adımlar attınız mı?
Erdoğan; "Bölücü değil birleştirici olmalıyız."
*Birleştirici olabilmek için ortak bir payda lazım? Bu ortak payda tartışılmaz olmalı. Yani ilahi olmalı. Böyle bir ortak paydanız var mı? (Sakın İslam, demeyin. Sisi'de, Esad'da, Suud'da, Hamaney'de, Erdoğan'da İslam'ız, Müslüman'ız, diyor.) 
Erdoğan; "Kardeşliği sadece sözde bırakmamalıyız."
Evet, ama önce kardeş olduğumuzu kabul etmek ve kardeşlik hukukuna sadık kalmak gerekmez mi? Alevi ve Şiiler kardeşiniz mi?
Erdoğan; "BM'nin reforme edilmesi şarttır."
*Evet, doğrudur. Ama onlarca kez BM genel kurulunda bulundunuz. Daimi üyelerin devlet başkanlarıyla görüştünüz. Bu fikirlerinizi neden o ortamlarda paylaşmıyorsunuz? 
Erdoğan; "Filistin ile birlikte tüm bölgede kalıcı barış sağlanmasının yegane yolu bir an önce işgalin sona ermesi ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin'in kurulmasıdır."
*Filistin'i işgal eden, Kudüs'ü işgal eden, Müslümanları katleden, en kutsal değerlerimize hakaret eden İsrail. İsrail'e ihtiyacımız var, diyen de sizsiniz. Nasıl bağımsızlık ve barış olacak? Yaser Arafat'a 'barışın önündeki engel ve bunak' dediğinizi biliyoruz.
Erdoğan; "KKTC'deki kardeşlerimize uygulanan izolasyonu kırmalıyız."
*'Besleme' diyerek mi? Yoksa Rumlarla birleşin, diyerek mi? Su vanalarını kapatarak mı? Nasıl kıracağız?
Hülasa! Laf çok. Batıldan dönen yok.
* * *
Çoğunluğa göre adalet
Irak, Türkiye üzerinden işgal edildi. Bizzat ABD dış işleri bakanı bunu açıkladı. Artı zamanın savunma bakanı Vecdi Gönül'de itiraf etti.
Libya yine hükümet onayıyla ülkemiz üzerinden darmadağın edildi. Mısır'ın, Tunus'un iç işlerine çok iyi (!) karıştık. 
Ürdün ve ülkemiz üzerinden yapılan müdahalelerle Suriye bu hale geldi. 
Daha bir ay önce Irak, ülkemize 'askerini çek' uyarısında bulundu. BM'ye şikayet etti.
Yemen'i vuran Arabistan. Arabistan'a siyasi ve askeri destek veren ülkelerin hepsi bu toplantıya katıldı. Bizde varız. 
Toplantı sonunda yapılan oylamada Suriye'nin iç işlerine karıştığı gerekçesiyle İran'ın kınanmasına karar verildi. 
Adalet işte. Yeri ve zamanı belli olmuyor. 
NOT; AZERBAYCAN TOPRAKLARINI İŞGAL EDEN VE SAVAŞAN ERMENİSTAN İLE İLGİLİ TEK SATIR YOK.