İhanetin tarifini yapmak son derece zordur. Çok çeşitleri vardır. Bu nedenle her ihanetin tarifi kendine hastır. İhanet insanın karakterinde olan nefse bağlı olarak kişinin elinde olan bir davranış biçimidir. Yaratanın yarattığına verdiği nefis ile ve gönderdiği peygamberlerle verdiği ilim arasında insan, davranışlarında serbest bırakılmıştır. Bir insanın en büyük ihaneti kendisini yaratanın emirlerini yerine getirmemesidir. Allah(c.c) kuran-ı Kerimde insanlara bazı görevleri Peygamberi vasıtası ile bildirmiştir. Bunların arasında müşriklerle ilgili son derece önemli görevler mevcuttur. Örneğin inanmayanlarla dost olmayın emridir. Bırakın dost olmayı ne yazık ki AB aşkı ABD sevgisi ve hayranlığı arşı alaya çıktı. Onları kendilerine rehber edinenler öncelikle dinlerine ihanet etmiş olmaktadırlar. Şurası muhakkak ki çok yönlü bir dünyada teknolojik imkanlar aracılığı ile insanlık her dakika iç içe yaşamaktadır. Bu emri yerine getirme bir mazeret olamaz. Her an istenildiğinde temaslar, gene teknoloji ile arzu edildiği gibi ayarlanabilir ve yönlendirilebilir. Onları rehber almak kesinlikle Yaratan'a ihanettir. Rehberimiz, kitabımız ve peygamberimiz olmalıdır. Elbette Zamanımızda bu doğrultuda yol gösterme görevi inançlı ilim adamlarımızındır. Hepimiz biliriz ki kılavuzu karga olanın burnu hak ettiği yere saplanır. Şimdi bakalım?Bir adam çıkıp bir müşrik topluluğu en güçlü ilan ederek milletimize ona uymayı ve itaati tavsiye ediyor. Ona sıkı sıkı bağlı birisi Bu kimseyi kılavuz kabul edenlerden bazıları çıkıp, vahşi topluluğa her türlü imkanı sunarak din kardeşi olan bir topluluğa zarar verilmesine vesile oluyorsa, daha ileri giderek açıkça, ve hayasızca,
Bu kafirlere yaranmak için, Dua ederse müşrik erlere,Düşürürse kendini ve milletini alçak hallere,Biri oturup ağlarken üç beş sübyan Yahudi'yeHem de onlar kaza ile öldü diye.Aslında cehennemden kurtuldular. Gafillik!.. Peki ağlamak niye?Sen eğer imanlı olsaydın,Hepimizin her gün ağladığı gibi,Methettiğin hainlerin şehit ettiği kahramanlara değil,Onlar zaten ölü değil.Amma sakat kalan gazilere,Geride bıraktıkları mazlumlara ağlasaydın?Seni anlamada deliller açık, Tanımaktan aciz olanları bir anlasaydım?Dört yıl önce birileri, Cumhuriyetin yıl dönümünde, kilisede bir Papa'nın heykelinin önünde,"Anayasa değil tasa. Seninki esas yasa"Diyerek, bağımsızlığı AB ye satıyorsa,Utanmadan, korkmadan, imza atıyorsa,İmzayı atmış olanlar, Yirmi dokuz Ekimde hala,Bağımsızlık cakaları satıyorsa.Milyonlarca insan bunu gördüğü halde Uykuda yatıyorsa,Benim hakkımdır sormak. Bu ne perhiz bu ne turşu? Cumhuriyete ihanettir. Hatta,Milletin sessiz duruşu.Yol yapımı yolsuzluğa,Diyologlar dinsizliğe,Özelleştirmeler işsizliğe,Borçlanmalar kişisizliğe, AB aşkı vatansızlığa Sebep olmuşsa eğer,Arife tarif gerekmez.Kendiniz karar verin. Hala demezseniz eyvah! Biz bitmişiz meğer.Bir ata sözü gerekli."Şahlanan ata kimse vuramaz eyer"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017