İcazeti milletten almak, İcazeti ehline vermek

Siyasilerin, ülkenin problemlerini çözebilmelerinin en önemli şartı icazeti milletinden almasıdır. Bir milletin de ülkesine ve sahip olduğu bütün değerlere sahip çıktığının en önemli göstergesi icazeti ehline vermesidir.Siyaset icazeti milletinden almaz, ülke ve millet üzerinde hesabı olanlardan alır ve millet de oynanan oyunları fark etmeyerek, göz boyamalara aldanarak ehil olmayanları iş başına getirirse o ülke ve milletin uzun süre ayakta kalabilmesi mümkün değildir. Çünkü kale içeriden işgal edilmiştir ve atılan her adım bizleri biraz daha karanlığa sürüklemektedir.İcazeti milletinden alanlar, her zaman milleti adına var olur, milletine hizmet eder, gittiği her yerde milletini temsil eder, milleti aleyhindeki menfur senaryolara geçit vermez, sürekli milletinin bağımsızlığını, huzurunu ve refahını düşünür, ekonomiyi milletini kalkındırmak için yönetir, ülkenin bütün kaynaklarını, imkanlarını milletinin kullanımına sunar, milletini küçük görmez, hakir görmez?İcazeti milletinden almayanlar ise kimlerden icazet aldıysa onlara hizmet eder, gittiği her yerde onların emirlerini yerine getirir, kendi milletine bile yabancı gözüyle bakar ve icazeti verenlerin planları doğrultusunda milletini yönlendirir, ülkenin bütün kaynak ve imkanlarını ve de milletini icazetini aldıklarının kullanımına sunar, milletini seçim dönemleri hariç küçük ve hakir görür, çıkardığı kanunlar bile hep icazeti aldıkları içindir?Peki, milletin icazetine ehil olmak ne demektir? Bir ülkeyi yönetmek büyük bir sorumluluktur. İnancımıza göre bir kulun hakkını yemek bile Cennete girmeye ve Cenab-ı Hakk'ın affına engelken, milyonlarca insanın idaresini üstlenmek kolay bir sorumluluk değildir.Ehil olmanın birinci şartı bu sorumluluğun farkında olmak ve başta da belirttiğimiz gibi icazeti yabancılardan, dışarılardan değil, milletinden almaktır.Diğer önemli şartı ise millet adına ne yapılacağının bilinmesidir. Eğer bir milleti yönetmeye talipseniz plan ve programa sahip olmak zorundasınız. Bu program ülkemiz üzerinde menfur hesapları olan dün Sevr'i önümüze koyanların dayattıkları olmamalıdır. Tamamen milli olmalıdır.Bu, ekonomide kendi kaynaklarımızı, kendi paramızı, kendi emeğimizi devreye koyarak topyekun kalkınmaktır. Başkalarının borç paralarıyla, başkalarının akıllarıyla oluşturulan programlar asla milli olmaz ve bu millete hiçbir faydası yoktur. Sadece ekonomide değil, hukukta, siyasette, sosyal yaşamda, kültürde de milli olmak esastır.Maalesef ülkemizin tarihine baktığımızda bu şartlara sahip olan tek lider Mustafa Kemal Atatürk'tür. Milletin icazetiyle iş başına gelmiştir ve milli projeler hayata geçirmiştir. Diğer siyasilerimiz maalesef AB, ABD, IMF, Dünya Bankası kapılarında dolaşıp durmuşlar, onlardan akıl ve para dilenmişlerdir.Fakat bu milletimizin kaderi değildir.Milletimize ne mutlu ki, bugün Türk milleti Prof. Dr. Haydar Baş gibi yaz demeden, kış demeden, oruç demeden, hastalık demeden milletimizin ayağına giden ve icazetini milletten isteyen bir lidere sahip.Ne mutlu ki, bu liderin Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezi gibi milli projeleri var ve bu modeller 350'yi aşkın yerli yabancı bilim adamı tarafından çözüm olarak ilan edildi ve takdir edildi.