Net bir iç ve dış politikası olmayan Türkiye; ne dosta güven, ne de düşmana korku vermektedir. Hükümetin devletin ve milletin faydası ekseninde bir politika izlenmediği ortadadır. Cumhurbaşkanın başbakan gibi hareket ettiği çift başlı bir yönetim şekli... Günübirlik hareket eden bir politika anlayışı ile yurtiçinde ve yurtdışında sürekli imaj kaybeden Türkiye. Son örneklerden bir tanesi de Barzani Peşmergelerinin Türkiye üzerinden silahları ile Kobani'ye geçişleridir. PYD'yi PKK ile eş gördüğünü ifade eden Erdoğan, Obama ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra bir kez daha kendisiyle çelişiyor. Bakın bu telefon görüşmesinde Erdoğan: 1. PYD'ye silah desteği verilmesini istemez. 2. Peşmergelerin Kobani'ye geçmelerini önerir. Netice de ABD, PYD'ye havadan silah desteği verir. AKP hükümeti hadiseleri hala masal gibi algılamaktadır. Bu masalın sonunda da gökten üç elma düşer. Biri PYD'ye, biri IŞİD'e, birisi de kim daha hızlı koşarsa ona misali. Sayın Erdoğan yaptığı konuşmada "Ben demedim mi, silah vermeyin diye gördünüz başkasının da eline geçiverdi" der. PYD'ye karşı çıkan AKP Hükümeti, Peşmergelerin geçişine müsaade ettiğine göre, 'yeni gelin' misali hem ağlar hem gider moddadır. Teklif telefon görüşmesinden önce talimat olarak alınmıştır. Nitekim TBMM de tezkere ile yabancı askerlerin geçiş izni zaten AKP ve MHP'li vekiller tarafından kabul edilmiş, işin alt yapısı hazırlanmıştır. Gelelim işin en acı tarafına, Türk topraklarında geçiş müsaadesi Türk yetkililer tarafından değil de bizzat Obama tarafından verilmektedir. İşte böyle bir devlet yapılanmasından bahsediyoruz. Şimdi soralım böyle idare edilen devletin dünya çapına etkisi ne olabilir. * * *Türkiye 2009-2010 döneminde BM Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici üyeliğe başvurduğunda aldığı desteği hatırlayın. Türkiye, 192 ülkenin oy kullandığı 151 oyla BMGK üyesi olmuştu. Hem de 1. tur seçimlerde, üstelik 128 oy bile alsa seçilmiş olacaktı. Aradan sadece 4 yıl geçti. Türkiye yeniden BM geçici üyelik için başvurdu. Bu defa 60 ülkenin desteğini alabildi. Üstelik 150 ülkeden destek beklemelerine rağmen. Bu ne demek? 4 yıl içinde Türkiye 91 ülkenin desteğini kaybetti. Bir başka ifade ile yarıdan çok devlet Türkiye'ye sırtını döndü. Dost acı söyler. Türkiye süratle uçuruma doğru sürükleniyor. Adeta bağımlı olmuş şekilde hareket ediyor. Her geçen gün güç kaybediyor, diz çöküyor. AKP hükümeti son 4 yıl boyunca özellikle Arap Baharı sürecinde Yahudi ve Hıristiyanlarla beraber hareket edip Müslümanların birbirine düşürülmesine katkı sunmuştur. Sonuç: "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez." Maide Suresi, 51. Ayet
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Dünya ateş çemberinde: Türkiye’nin stratejisi ne olmalı? / 10.03.2025
- Wilson’dan İmralı’ya: Türkiye’yi bölme planı mı devrede? / 04.03.2025
- Oruç, ilahi bir emir ve bilimsel bir şifadır / 03.03.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Dünya ateş çemberinde: Türkiye’nin stratejisi ne olmalı? / 10.03.2025
- Wilson’dan İmralı’ya: Türkiye’yi bölme planı mı devrede? / 04.03.2025
- Oruç, ilahi bir emir ve bilimsel bir şifadır / 03.03.2025