Dün, "Hz. Muhammed'i (sav) tanımaya mecburuz" demiştik. Bugünde ayetlerle ve Muhterem Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın görüşleri ışığında Peygamberimizi tanımak ve anlamaktan bahsedelim. "Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya 107)"Ey inananlar, Allah'a itaat edin ve Resulüne itaat edin" (Nisa 59)"O, arzusuna göre de konuşmaz. Sözü ancak vahy edilenden ibarettir." (Necm 3-4)"Andolsun, size içinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, bir sıkıntıya düşmeniz O'na pek ağır gelir, pek düşkündür size, müminlere esirger ve rahimdir." (Tövbe 128)"Peygamber size ne verirse onu alın ve neden vazgeçmenizi emrederse ondan vazgeçin." (Haşr 7)"Allah'a itaat edin ve Resule itaat edin eğer ( Allah'a ve Resulüne itaatten) yüz çevirirseniz muhakkak ki Allah, kafirleri sevmez." (Ali İmran 32)"Kim de Allah'a ve Resulüne karşı gelir ( itaatsizlik ederek) onun sınırlarını aşarsa, Allah onu ebedi kalacağı ateşe sokar." (Nisa 14)Yüce Allah'ın (c.c), Hz. Muhammed'i (sav) anlatan birkaç ayetini hatırladıktan sonra kendimize birkaç soru soralım; Peygamberimizi (sav) nasıl tanımalıyız? Görevi neydi? Niçin geldi? Ne getirdi? Neyle emredildi? Evet, soruları çoğaltabiliriz. İşte bu noktada Efendimizi (sav) tanımak, anlamak ve yaşamak için O'nu tanıyan, yaşayan ve anlatan bir rehbere ihtiyacımız vardır. Sözü uzatmadan ben, o rehbere (Prof. Dr. Haydar Baş'a) sözü bırakıyorum; "Hz. Peygamber'in hayatının incelenmesindeki gaye, sadece İslam tarihinin belli bir devresine ışık tutmak değildir. Bilakis, Saadet Asrı'nın nuruyla, yaşanan zamanı ve gelecek çağları aydınlatmaktır.İnsanımızın gönül ve düşünen dünyasına, İslam'ı, yaşanan bir hakikat olarak sunmak; hayatın her safhasında bulduğumuz, gördüğümüz örnek insan Allah Resulü'nü canlı bir hikmet yumağı ve ölçüler membaı hâlinde takdim etmek elbette bir zarurettir. Zira İslam, birçok dönemde, yaşanan bir gerçek olmaktan çıkarılmaya çalışılmış; sadece üzerinde konuşulan, tartışılan, araştırmalara konu olan değerler hazinesi olmaya terk edilmiş, insanlığımızla olan bağı koparılmak istenmiştir. İnsan ile İslam'ın arasının açılması için çok ciddi planlar yapılmış ve yapılmaktadır.Neticede; 'inandım' dediği hâlde, inançlarından haberdar olmayan; Rabbini sevdiğini iddia ettiği hâlde O'na yönelmeyen; dini dava edindiğini ilan ettiği hâlde canıyla, malıyla, hizmet ve gayretiyle ona sahip çıkmayan, ihmal, tembellik ve güvensizlik belasından kurtulamayan bir nesil gündeme getirilmek istenmektedir.Halbuki İslam'a, mümin sahip çıkar. Namazı, mümin kılar. Kâbe'ye, Müslüman yüz sürer. Zikre, ibadete, taate, hayra, kardeşliğe ancak, 'inandım' diyen insan koşar. Hak adına çile ve meşakkatlere ancak Müslüman göğüs gerer. Dün böyleydi, bugün ve yarın da böyle olması kaçınılmazdır. Zira inanmayandan dine sahip çıkması, namaz kılması, oruç tutması, zikretmesi, Hak rızası için çeşitli fedakârlıklara katlanması istenmez. İşte Asr-ı Saadet, bu sahiplenmede bize, 'inandım' diyen herkese ayna olmakta, müşahhas örnekler sunmaktadır. Nitekim, Kur'an-ı Kerim, "Sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü arzu edenler ve çok zikredenler için, Allah Resulü'nde en güzel örnek vardır" ölçüsünü getirir. Bu örnek, bazen kat'i bir emirdir, bazen tavsiyedir, bazen hikmet ve uyarıcı bir ibrettir.Her Müslüman; Allah'ın Kitabı'nı, Allah'ın dinini anlama, kavrama ve yaşama noktasında Resulûllah'ın siyretine, rehberlik ve örnekliğine muhtaçtır. Çünkü pek çok ayet, Peygamberin hayatındaki olaylarla açıklığa kavuşmakta, sahası ve içeriği belirlenebilmektedir. Allah'ın murat ettiği din, kâmil bir hayat olarak ancak Allah'ın sevdiğinde, Allah'ın Elçisi'nde gündeme gelebilir. Nitekim, Hz. Peygamber (s.a.v.), Kuran'ın canlı bir örneğidir. O'nun ile aynı yastığa baş koyan Hz. Aişe (r.a.) validemize, Allah Elçisi'nin ahlakından, hayat çizgisinden sorulduğunda; "Onun ahlakı Kuran'dı" der. Bu sebeple; Kuran'ı anlamak ve Allah'ın muradına ermek, Resulûllah'ı kâmil manada anlamak ve örnek almaktan geçer. Allah Resulü'nü en iyi anlayanlar ise ona vâris olanlardır. O'nun davasını yüklenen kâmil insanlar, Hak dostlarıdır."(Geniş bilgi için; Prof. Dr. Haydar Baş Rahmet'el lil-Alemin 1. Cilt giriş)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025