(dünden devam...)
Hz. Hatice (a.s), Resûlullah Efendimiz'in peygamberliğine ilk destek veren şerefli bir eş olmasıyla birlikte her daim Efendisinin en sıkıntılı anında, sözleriyle O'nu teselli eden; sevgisiyle, saygısıyla büyüklüğünü gösteren, bakışlarıyla, hizmetiyle gönlünü ferahlatan neşe dolu bir eş ve arkadaş olmuştur. Kendisinden sonra gelecek hanımlara da, hayatı anlama, kavrama ve yaşama konularında olduğu kadar, İslâm davasına sahip çıkma hususunda da maddi ve manevi her konuda verdiği destek ile eşsiz bir örnektir.
O yüce kadın, Allah Resûlü'ne (s.a.v.) iman ettikten sonra dâima Resûlullah'ın yanında olmuş ve bu büyük görevinde var gücüyle O'na yardımcı olmaya çalışmıştı. Bu doğrultuda bütün kınamalara, bütün çilelere, işkencelere katlanmış ve uzun müddet Mekke'de ilk Müslüman olan erkek Hz. Ali (a.s) ile birlikte tek başlarına Resûlullah'ın yanında yer alarak, O'nunla birlikte müşriklerin gözü önünde Mescidü'l-Haram'da namaza durmuşlardır.
İmam Bâkır (a.s) Resûl-i Ekrem'den (s.a.v.) şöyle nakleder:
"Mi'rac'dan dönmek istediğimde Cebrail'e (a.s.) dedim ki: 'Benden bir isteğin var mı?'
Dedi ki: 'İsteğim şudur ki; Allah'ın ve benim selamımı Hatice'ye (a.s.) ilet.'
Allah Resûlü (s.a.v.) Allah-u Teâla ve Cebrail'in (a.s.) selamını ilettiğinde, onların selamına, 'Şüphesiz ki (O'nun pak zatı) selamdır, selam O'ndandır ve O'nadır ve selam olsun Cebrail'e (a.s)' diye cevap verdi." (Biharu'l-Envar, c.18, s.385).
Allah Resûlü (s.a.v.) buyuruyor ki: "Cennet kadınlarının en faziletlileri Huveylid kızı Hatice, Muhammed (s.a.v) kızı Fâtıma, İmran kızı Meryem ve Firavun 'un eşi Mezahim kızı Asiye'dir." (Menakıb-i Emirü'l-Mü'minîn Ali, c.2, s.186).
Hz. Hatice'nin bir başka özelliği; Allah Resûlü'nün mübarek neslinin ondan devam etmesidir. Zira Hz. Mâriye hariç (ki onun oğlu İbrâhim küçük yaşta vefat etmiştir) diğer hanımlarının hiçbirisinin çocuğu olmamıştır.
Evet, Hz. Hatice, Hz. Fâtıma gibi bir evladı dünyaya getirme saadetine nâil olmuş ve Resûlullah'ın mübarek nesli kendisinden devam etmiş ve hepsinden önemlisi on bir masum Ehl-i Beyt İmam'ının büyük annesi olma şerefini kazanmıştır.
Vefâ ve sadâkat timsali Hz. Hatice (a.s.) annemiz, müşriklerin zulmü karşısında İki Cihan Güneşi Efendimiz'i hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Servetini O'nun dâvâsı uğrunda harcamaktan geri durmadı. Yirmi beş yıl kadar süren, mutlu bir evlilik hayatı yaşadı. Sıkıntılara, ezâ ve cefâlara fedakârâne bir şekilde sabretti. Tahammül gösterdi. Nihayet her fâni gibi onun da ömrü doldu. Hicret'ten üç yıl kadar önce Ramazan'da hastalanan Hz. Hatice (a.s.) annemiz, dünyada ektiklerini biçmeye, ebedî ve sıkıntısız bir hayata, Cennete vasıl olma anına gelmişti.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.), ölüm döşeğindeki sevgili eşi Hz. Hatice'ye (a.s.) şöyle buyurdu: "Hiçbir zaman sende bir kusur görmedim. Elinden gelenin en iyisini ifa ettin. Evimde çok zahmetler ve sıkıntılara katlandın ve bütün varlığını Allah yolunda infak ettin." (devam edecek...)
Hz. Hatice (a.s), Resûlullah Efendimiz'in peygamberliğine ilk destek veren şerefli bir eş olmasıyla birlikte her daim Efendisinin en sıkıntılı anında, sözleriyle O'nu teselli eden; sevgisiyle, saygısıyla büyüklüğünü gösteren, bakışlarıyla, hizmetiyle gönlünü ferahlatan neşe dolu bir eş ve arkadaş olmuştur. Kendisinden sonra gelecek hanımlara da, hayatı anlama, kavrama ve yaşama konularında olduğu kadar, İslâm davasına sahip çıkma hususunda da maddi ve manevi her konuda verdiği destek ile eşsiz bir örnektir.
O yüce kadın, Allah Resûlü'ne (s.a.v.) iman ettikten sonra dâima Resûlullah'ın yanında olmuş ve bu büyük görevinde var gücüyle O'na yardımcı olmaya çalışmıştı. Bu doğrultuda bütün kınamalara, bütün çilelere, işkencelere katlanmış ve uzun müddet Mekke'de ilk Müslüman olan erkek Hz. Ali (a.s) ile birlikte tek başlarına Resûlullah'ın yanında yer alarak, O'nunla birlikte müşriklerin gözü önünde Mescidü'l-Haram'da namaza durmuşlardır.
İmam Bâkır (a.s) Resûl-i Ekrem'den (s.a.v.) şöyle nakleder:
"Mi'rac'dan dönmek istediğimde Cebrail'e (a.s.) dedim ki: 'Benden bir isteğin var mı?'
Dedi ki: 'İsteğim şudur ki; Allah'ın ve benim selamımı Hatice'ye (a.s.) ilet.'
Allah Resûlü (s.a.v.) Allah-u Teâla ve Cebrail'in (a.s.) selamını ilettiğinde, onların selamına, 'Şüphesiz ki (O'nun pak zatı) selamdır, selam O'ndandır ve O'nadır ve selam olsun Cebrail'e (a.s)' diye cevap verdi." (Biharu'l-Envar, c.18, s.385).
Allah Resûlü (s.a.v.) buyuruyor ki: "Cennet kadınlarının en faziletlileri Huveylid kızı Hatice, Muhammed (s.a.v) kızı Fâtıma, İmran kızı Meryem ve Firavun 'un eşi Mezahim kızı Asiye'dir." (Menakıb-i Emirü'l-Mü'minîn Ali, c.2, s.186).
Hz. Hatice'nin bir başka özelliği; Allah Resûlü'nün mübarek neslinin ondan devam etmesidir. Zira Hz. Mâriye hariç (ki onun oğlu İbrâhim küçük yaşta vefat etmiştir) diğer hanımlarının hiçbirisinin çocuğu olmamıştır.
Evet, Hz. Hatice, Hz. Fâtıma gibi bir evladı dünyaya getirme saadetine nâil olmuş ve Resûlullah'ın mübarek nesli kendisinden devam etmiş ve hepsinden önemlisi on bir masum Ehl-i Beyt İmam'ının büyük annesi olma şerefini kazanmıştır.
Vefâ ve sadâkat timsali Hz. Hatice (a.s.) annemiz, müşriklerin zulmü karşısında İki Cihan Güneşi Efendimiz'i hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Servetini O'nun dâvâsı uğrunda harcamaktan geri durmadı. Yirmi beş yıl kadar süren, mutlu bir evlilik hayatı yaşadı. Sıkıntılara, ezâ ve cefâlara fedakârâne bir şekilde sabretti. Tahammül gösterdi. Nihayet her fâni gibi onun da ömrü doldu. Hicret'ten üç yıl kadar önce Ramazan'da hastalanan Hz. Hatice (a.s.) annemiz, dünyada ektiklerini biçmeye, ebedî ve sıkıntısız bir hayata, Cennete vasıl olma anına gelmişti.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.), ölüm döşeğindeki sevgili eşi Hz. Hatice'ye (a.s.) şöyle buyurdu: "Hiçbir zaman sende bir kusur görmedim. Elinden gelenin en iyisini ifa ettin. Evimde çok zahmetler ve sıkıntılara katlandın ve bütün varlığını Allah yolunda infak ettin." (devam edecek...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gülsüm Kavak / diğer yazıları
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -2- / 29.08.2021
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020