İşsizlik Türkiye'nin en önemli problemi?Bunu ekonomiden sorumlu olan iktidar da söylüyor ama, bırakın çözüme adım atmayı tam tersine politikalar uyguluyor.İşsizlik, resmi rakamlara göre yüzde 14,5 olarak hesaplanıyor; resmi rakamlar işsiz kabul etmediği halde gerçekte işsiz olanlar da buna katıldığında yüzde 20'inin üstüne çıkıyor. Olaya biraz daha reel bakıp da halkın içine girip gözlemlediğinizde ise işsizlik yüzde 40'ı da aşmış vaziyette bulunuyor.Sırf bu rakamlardaki farklılık bile bence hükümetin işsizliği çözme gibi bir niyetinin bulunmadığını ortaya koyuyor.Gerçekten niyeti olsaydı, işsizlik gerçeğini bir takım masabaşı oyunlarıyla gizlemeye çalışmazdı.Şimdi rakamlara bir bakalım. 72 milyonluk Türkiye'de resmi rakamlara göre çalışabilir olarak kabul edilen kişi sayısı 21 milyon. Yani 51 milyon kişi çalışamazmış.Bu 51 milyon kişi içinde hiç çalışabilecek insan yok mu? Yoksa çalışabilir kişi sayısı az gözüksün de gerçek işsizlik rakamları ortaya çıkmasın gibi bir dert mi var? Bu çalışabilir kabul edilen 21 milyonun 9 milyonu ise kayıtdışı çalışıyor. İlginç olan nokta şu: Eğer 9 milyon kişi kayıtdışı ise sen resmi olarak bu rakamı nasıl hesaplayabiliyorsun? Eğer sayarak bunu hesapladıysan bu nasıl kayıtdışı?Yani anlayacağınız ortada ekonomi yönetimi gibi bir şey yok. Ekonomi "saldım çayıra Mevlam kayıra" tarzda yönetiliyor.Vergi ve ceza toplarken ekonomi yönetimi var, hem de şahin olarak; işsizliğin çözümünde, işçilerin güvence probleminin çözümünde, işverenin sırtındaki yüklerin azaltılmasında ise ekonomi yönetiminin yerinde yeller esiyor.Hükümet seçime doğru giderken hep, "Beraber yürüdük bu yollarda" şarkısını söylüyor, seçimden hemen sonra ise "Kendin ettin kendin buldun" şarkısını?Bir de bakıyoruz ki siyasilerimizin beraber yürüdükleri meğer millet değilmiş, azınlıklar, rantiye ve ülkemiz üzerinde hesapları olanlarmış?Neyse, biz yine konumuz işsizliğe dönelim.Hükümet zaman zaman teşvik programları kapsamında iş yaratma maliyetleri açıklıyor. Neymiş efendim, tarımda bir kişilik iş yaratmanın maliyeti 180 bin lira civarında, şu sektörde 250 bin, bu sektörde 300 bin vs. Bu rakamları alt alta topladığınızda resmi işsizlere bile iş bulmanın maliyeti trilyonlara varıyor.Soru şu: çalışanların parasını devlet mi veriyor yoksa işveren mi? İşveren. Peki, bu rakamlarla milletin kafasını karıştırmanın ne alemi var.İşveren diyor ki, bir, maliyetlerim yüksek bunları aşağıya çek, iki, pazar sorunum var bana pazar bul. Bunlar hallolursa, işveren ve üretici için ne işçi problemi var ne de başka bir şey.Türkiye bir tarım ülkesidir. Bugün tarıma gerçekten destek verilse, Türkiye'de işsiz bir kişi kalmaz. Bu madencilik için de geçerlidir, sanayi için de?Tarımda iş oluşturmak için gerekli olan malzeme bir tarla, tohum, gübre, ilaç, elektrik ve sudur. Ve bunun için de 180 bin liraya ihtiyaç yok. Millete atıl durumda olan arazilerden üretmesi karşılığı verirsin, ürettiği mala da kar edeceği şekilde bir fiyat belirlersin bak o zaman nasıl işsizlik çözülüyor. Fakat AB ve ABD kafasıyla, onların gözlüğüyle meselelere bakan bir siyasi irade bu çözümü uygulayamaz. Bunun için milli bir gözlük lazım, milli bir proje lazım.Bunu da ancak Milli Ekonomi Modeli'ne sahip Bağımsız Türkiye Partisi'nde görüyoruz.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, biz önce tüketimi canlandırmaktan başlayacağız diyerek üretimi tetiklemenin gerçek yolunu gösteriyor.Tüketim arttıkça üretim artar, üretim artıkça işsizlik kendiliğinden ortadan kalkar. Bu işin tek çıkar yolu budur.O zaman "masabaşında nasıl olur da rakamlar saptırırım" diye bir telaş da kalmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025