Hilafet isteyen Mossad ajanları!

Türkiye Filistin yürüyüşü sonrası elinde hilafet bayrağı ile yolda yürüyen İsmail Aydemir'in, üniversite öğrencisi Ege Akersoy'dan yediği yumruğu konuşuyor.

Çok hassas ve kırılgan bir dönemden geçiyoruz.

Millet olarak birbirimize karşı her zamankinden çok daha fazla anlayışlı ve birleştirici bir üslupla yaklaşmamız gerekiyor.

Biz birlikte Türk milletiyiz.

Türk milletinin evlatları arasında böylesine nahoş hadiselerin yaşanması son derece üzücüdür.

Milletimizin geçmiş tarihi incelenip irdelendiğinde, yeryüzünde bu denli ve kökleri bu kadar derinlere uzanan başka bir medeniyetin bileşenlerinin olmadığına tanıklık etmekteyiz.

Bizim atalarımız olan ön Türkler, Amerika kıtası bu ismi almadan binlerce yıl evvel o coğrafyalarda büyük uygarlıklar ve kadim medeniyetler kurmuş bir milletin evlatlarıydı.

Keza dünyanın her yerinde durum bundan farklı değildi.

Biz Türkler, asla dışarıdan yapılan müdahalelerle sırtı yere gelmemiş olan bir milletiz.

Bu hasletler ve hususi özellikler, sadece Türk milletine has özelliklerdir.

Bizi dışarıdan yıkamayacağını anlayan Türk düşmanlarının üzerinde kafa yorduğu en elzem konu, Türk milletinin içeriden yıkılmasını sağlayacak yol ve yöntemlerin oluşturulmasıydı.

Aynı tezgâh, kurtuluş savaşı yılları esnası ve sonrasında da sahneye konmuştu.

Maske hep aynıydı.

Dini gerekçeler ve kullanılan motifler.

Hilafet tartışmaları da, bu fesat ve bölücü unsurların yapmış oldukları mühendislik çalışmalarının eseriydi.

Şehit edilen yiğit Türk askeri Kubilay da, aynı tezgâhın kurbanıydı.

Aslında Kubilay'ı şehit edenlerin din diye, diyanet diye, hilafet diye bir derdi yoktu.

Onlar kendilerine verilmiş olan görevi yerine getiren, Türk milletine düşman odakların oyuncaklarıydı.

Cumhuriyetimiz bu hain emellerden ve planlayıcılarından çok çekmiş ve ağır bedeller ödemiştir.

"Hilafet isteriz" diye bağırıp çağıranların Mossad ajanı olmadıklarını nereden biliyorsunuz!?

Zaten günümüze ve defakto uygulamalara bakıldığında, bir kişinin dudakları arasına sıkışıp kalan koskoca bir Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletini görmüyor muyuz?

Bugün hilafeti talep edenlerin, Kubilay'ı şehit eden anlayışlarla nasıl bir ayrılığı söz konusudur?

Bana göre ayrılık değil, tam bir söz birliği vardır.

Hedefte, Türk milleti vardır!

Hedefte, Türkiye Cumhuriyeti devleti vardır!

Bunların ortak hedefindeki isim, Türk'ün namusunu, izzet ve şerefini kurtaran, büyük kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk'tür.

Hilafet isteriz diyenlerin tek tek sorgulanması gerekmez mi?

Demokratik bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti devletinde, siz ne istediniz de önünüze engel çıkarıldı?

Asla böyle bir durum söz konusu değildir.

Bugün tuz kokmuş, devletin asli kurumlarının temellerine dinamit konulmuştur.

En yüce kurum olan Anayasa Mahkemesi'nin kararları tanınmaz hale gelmiştir.

Siz kafa yoracaksanız buraya yormalısınız!

Bakınız buradan uyarımızı bir kere daha yapıyor ve tarihe not düşüyoruz.

Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin fabrika ayarlarına acilen geri dönünüz!

Devletimizin bekası sayılan hayati kurumlarımızın temelleriyle, bu kadar sarsıcı bir şekilde oynamayınız!

Anayasamız mevcut haliyle Türkiye'yi dünyanın birinci sınıf ülkesi yapmaya yarayacak, gerek ve yeter şartlara haizdir.

Unutmayın!

Türkiye yara alırsa, içerisinde bulunanların tamamı çok daha fazla yara alır.

Atatürk'e yüzümüzü döndüğümüz gün, merhaba esenlik diyeceğiz.