Hükümetin komşularla sıfır sorun politikası yerle yeksan oldu.
Kendi içinde mantık hatası olan bu proje yerini komşularla adeta “savaş” noktasına getirdi.
Suriye konusunda Ankara’nın tutumu malum.
Oysa kısa bir süre öncesine kadar Erdoğan Esad ile kankaydı. Birbirlerine hitap şekilleri sevgili dostum, kardeşim şeklindeydi. Bu noktadan diktatör Esad’a geldik. Hatta Türkiye’nin Suriye’ye girmesi bile konuşulur hale geldi.
Çünkü ABD öyle istedi çünkü çıkarları böyle olmasını gerektiriyor.
Konu detaylı, bizim bu yazıda üzerinde duracağımız konu ise İran.
Türkiye’nin ABD ile paralel devam eden politikası Suriye’den sonra İran’la da aramızın açılmasına neden oldu.
Başbakan Erdoğan nükleer müzakerelerin İstanbul’da yapılmasına karşı çıkan İran’a “dürüst değilsiniz” cevabı vermişti.
Tahran’dan çok sert cevap geldi.
Açıklamalar oldukça dikkat çekici.
Bakın İran Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Alaaddin Burucerdi ne diyor?
“Türkiye artık dışlanmıştır. Türkiye’nin Suriye konusundaki radikal ve mantıksız tavrını göz önünde bulundurduğumuzda, Türkiye fiilen toplantıya ev sahipliği yapma yetkinliğini kaybetmiştir”
İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanvekili İsmail Kevseri de
“Maalesef, Türk yetkilileri yeterince dürüst değiller çünkü kendi sözlerini söylemiyorlar. Ankara, bir nevi dünya emperyalizminin taşeronu ve aracı haline gelmiştir. Erdoğan ve Türkiye’deki karar vericiler, kendileri karar veremiyor ve onlara dikta edilenleri yapmaktalar” sözleriyle Ankara’nın tutumunu özetliyor.
Yazımızın başında belirttiğimiz gibi ABD’yi memnun etme adına komşularıyla ne yazık ki savaş noktasına geldi.
ABD ve avanesi istedi diye tarihi, kültürel ve dini bağları olan iki önemli komşu ile köprüleri atan Ankara söz konusu batılı ülkeler olunca adeta süt dökmüş kediye dönüyor.
Örneğin Avrupa’nın minik ülkesi Slovakya’dan gelen açıklama.
Slovakya Yüksek Mahkeme Başkanı Stefan Harabin, “Hangi düzeyde Türk yetkilisi olursa olsun, eğer Slovakya’da Ermeni soykırımını inkâr ederse, derhal beş yıl hapis cezasına çarptırılacaktır” dedi.
Bakalım her konuşmasında Suriye’ye posta koyan İran’a istikamet veren delikanlı başbakanımız bu minik Avrupa ülkesine nasıl bir cevap verecek?
Kendi içinde mantık hatası olan bu proje yerini komşularla adeta “savaş” noktasına getirdi.
Suriye konusunda Ankara’nın tutumu malum.
Oysa kısa bir süre öncesine kadar Erdoğan Esad ile kankaydı. Birbirlerine hitap şekilleri sevgili dostum, kardeşim şeklindeydi. Bu noktadan diktatör Esad’a geldik. Hatta Türkiye’nin Suriye’ye girmesi bile konuşulur hale geldi.
Çünkü ABD öyle istedi çünkü çıkarları böyle olmasını gerektiriyor.
Konu detaylı, bizim bu yazıda üzerinde duracağımız konu ise İran.
Türkiye’nin ABD ile paralel devam eden politikası Suriye’den sonra İran’la da aramızın açılmasına neden oldu.
Başbakan Erdoğan nükleer müzakerelerin İstanbul’da yapılmasına karşı çıkan İran’a “dürüst değilsiniz” cevabı vermişti.
Tahran’dan çok sert cevap geldi.
Açıklamalar oldukça dikkat çekici.
Bakın İran Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Alaaddin Burucerdi ne diyor?
“Türkiye artık dışlanmıştır. Türkiye’nin Suriye konusundaki radikal ve mantıksız tavrını göz önünde bulundurduğumuzda, Türkiye fiilen toplantıya ev sahipliği yapma yetkinliğini kaybetmiştir”
İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanvekili İsmail Kevseri de
“Maalesef, Türk yetkilileri yeterince dürüst değiller çünkü kendi sözlerini söylemiyorlar. Ankara, bir nevi dünya emperyalizminin taşeronu ve aracı haline gelmiştir. Erdoğan ve Türkiye’deki karar vericiler, kendileri karar veremiyor ve onlara dikta edilenleri yapmaktalar” sözleriyle Ankara’nın tutumunu özetliyor.
Yazımızın başında belirttiğimiz gibi ABD’yi memnun etme adına komşularıyla ne yazık ki savaş noktasına geldi.
ABD ve avanesi istedi diye tarihi, kültürel ve dini bağları olan iki önemli komşu ile köprüleri atan Ankara söz konusu batılı ülkeler olunca adeta süt dökmüş kediye dönüyor.
Örneğin Avrupa’nın minik ülkesi Slovakya’dan gelen açıklama.
Slovakya Yüksek Mahkeme Başkanı Stefan Harabin, “Hangi düzeyde Türk yetkilisi olursa olsun, eğer Slovakya’da Ermeni soykırımını inkâr ederse, derhal beş yıl hapis cezasına çarptırılacaktır” dedi.
Bakalım her konuşmasında Suriye’ye posta koyan İran’a istikamet veren delikanlı başbakanımız bu minik Avrupa ülkesine nasıl bir cevap verecek?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024