Yarın dananın kuyruğu kopacak. Günlerdir AB konusunda estirilen fırtına dinecek. AB ülkeleri de Türkiye de kendi limanına çekilecek.
Yarınki Kopenhag Zirvesi'ne büyük ümitler bağlamıştı, hükümet AKP Genel Başkanı Erdoğan, bu uğurdaki koşuşturmacaları yüzünden şöyle bir gönül huzuru içinde Ramazan'ını geçirememişti.
Sürekli Batı başkentlerinde koşuşturduğu için orucunu dahi tutamamıştı.
Ancak bunca markaj, bunca vaatkâr demeçlerine rağmen AB ülkelerinden umduğu karşılığı bulamayınca AB Dönem Başkanı'na karşı sesini yükseltti.
Erdoğan, "tarih verilmemesi çifte standardın kendisi AB beklediğimiz müzakere tarihi açıklamazsa sonuçlarına katlanır" dedi.
Erdoğan, MHP Lideri Bahçeli'nin taktiğini izliyor. AB'den umduğunu bulamayacağını anlayınca tabana selam kabilinden sesini yükseltir gibi oldu.
Ancak, AB'nin katlanacağı sonuçların ne olduğu konusunda net bir mesaj yok.
Yine çift manalı lastikli cümlelerle AB ile ipi koparmıyor. Yukarıdaki cümlelerle seçmenin duygularını okşarken, "biz yolumuza devam ederiz" diyerek yine AB'ne selam vermeden edemiyor.
Son üç gündür CNN ve NTV'nin AB gündemini ilgiyle izliyorum.
Sürekli konuk ettikleri AB yetkilileri ve uzmanlarını konuşturmaları çok iyi oldu. Zaten konuşmalarına dahi gerek yok. Birand'ın soruları karşısındaki alaycı duruşları, Türkiye'yle kimi zaman dalga geçen, kimi zaman tehditler savuran üslupları AB'nin Türkiye'ye bakışını gösteriyordu.
Birand'ın, bir AB parlamenterine: "Erdoğan'ın son gün takındığı sert üsluba dair" sorusuna verdiği cevap ilginçti.
Kurt AB politikacısı, "bu tehditler ters teper. Büsbütün ipleri koparmayın" karşı tehdidinde bulunuyordu.
Erdoğan'ın ters tepecek ikinci hamlesi de, AB konusunda Bush'tan himmet beklemesi.
Türkiye'nin AB karşısında köşeye sıkıştığını gören Bush, usta bir manevra ve ilginç bir zamanlamayla Erdoğan'ı Washington'a davet etti.
Davetin sebebi, Irak konusunda iktidarı kafakola almak. Erdoğan'ın derdi ise, AB ile nişan yüzüğü takmak; yani, koyun can derdinde kasap mal derdinde hesabı...
Erdoğan, Bush'tan himmet bekliyor.
Ancak ABD'nin etkili gazetesi New York Times, Erdoğan'a kötü haberi veriyor: AB ülkelerinin bir çoğu hem ABD'nin Irak müdahalesine, hem de Türkiye'nin AB'ye üyeliğine karşı.
Gazete, "en iyi şartlar altında Türkiye'nin AB'ye üye olması için yıllar geçmesi gerekiyor. Avrupa Türkiye'nin talebini 15 yıldır savsaklıyor. Son sinyaller de fazla ümitvar değil."
Bakalım hesaplar tutacak mı?
Yarınki Kopenhag Zirvesi'ne büyük ümitler bağlamıştı, hükümet AKP Genel Başkanı Erdoğan, bu uğurdaki koşuşturmacaları yüzünden şöyle bir gönül huzuru içinde Ramazan'ını geçirememişti.
Sürekli Batı başkentlerinde koşuşturduğu için orucunu dahi tutamamıştı.
Ancak bunca markaj, bunca vaatkâr demeçlerine rağmen AB ülkelerinden umduğu karşılığı bulamayınca AB Dönem Başkanı'na karşı sesini yükseltti.
Erdoğan, "tarih verilmemesi çifte standardın kendisi AB beklediğimiz müzakere tarihi açıklamazsa sonuçlarına katlanır" dedi.
Erdoğan, MHP Lideri Bahçeli'nin taktiğini izliyor. AB'den umduğunu bulamayacağını anlayınca tabana selam kabilinden sesini yükseltir gibi oldu.
Ancak, AB'nin katlanacağı sonuçların ne olduğu konusunda net bir mesaj yok.
Yine çift manalı lastikli cümlelerle AB ile ipi koparmıyor. Yukarıdaki cümlelerle seçmenin duygularını okşarken, "biz yolumuza devam ederiz" diyerek yine AB'ne selam vermeden edemiyor.
Son üç gündür CNN ve NTV'nin AB gündemini ilgiyle izliyorum.
Sürekli konuk ettikleri AB yetkilileri ve uzmanlarını konuşturmaları çok iyi oldu. Zaten konuşmalarına dahi gerek yok. Birand'ın soruları karşısındaki alaycı duruşları, Türkiye'yle kimi zaman dalga geçen, kimi zaman tehditler savuran üslupları AB'nin Türkiye'ye bakışını gösteriyordu.
Birand'ın, bir AB parlamenterine: "Erdoğan'ın son gün takındığı sert üsluba dair" sorusuna verdiği cevap ilginçti.
Kurt AB politikacısı, "bu tehditler ters teper. Büsbütün ipleri koparmayın" karşı tehdidinde bulunuyordu.
Erdoğan'ın ters tepecek ikinci hamlesi de, AB konusunda Bush'tan himmet beklemesi.
Türkiye'nin AB karşısında köşeye sıkıştığını gören Bush, usta bir manevra ve ilginç bir zamanlamayla Erdoğan'ı Washington'a davet etti.
Davetin sebebi, Irak konusunda iktidarı kafakola almak. Erdoğan'ın derdi ise, AB ile nişan yüzüğü takmak; yani, koyun can derdinde kasap mal derdinde hesabı...
Erdoğan, Bush'tan himmet bekliyor.
Ancak ABD'nin etkili gazetesi New York Times, Erdoğan'a kötü haberi veriyor: AB ülkelerinin bir çoğu hem ABD'nin Irak müdahalesine, hem de Türkiye'nin AB'ye üyeliğine karşı.
Gazete, "en iyi şartlar altında Türkiye'nin AB'ye üye olması için yıllar geçmesi gerekiyor. Avrupa Türkiye'nin talebini 15 yıldır savsaklıyor. Son sinyaller de fazla ümitvar değil."
Bakalım hesaplar tutacak mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014