Marmara Depreminde 27 saat enkaz altında kalan Sami Dündar'ın yaşadıklarını beyazperdeye yansıtan "Her Şeyin Bittiği Yerden" adlı sinema filminin çekimlerine başlandı.
Çekimler öncesi film için eski SEKA İzmit İşletmesi alanında hazırlanan platoda düzenlenen basın toplantısında konuşan yönetmen Ezel Akay, ikna olabilmesinin tek yolunun, tekrarlarla "bir daha, bir daha, bir daha" çeşitli mecralarda "Hazır olun, başınıza çok kötü şeyler gelecek" demek olduğunu ifade eden Akay, sete giren herkesin korkuya kapıldığını, sağa sola bakmaya pek cesaret edemediğini, oysa bakılması gerektiğini dile getirdi. Film hakkında bilgi veren Akay, başrolde Okan Bayülgen'in olduğu filmde, Işın Karaca ve 50'ye yakın diyaloglu oyuncunun rol alacağını bildirdi. Akay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kalabalık bir dünyayı anlatıyoruz. Aramızda bu hikayeleri gerçekten yaşamış insanlar var. Bunlardan birisi o dönemde Gölcük'te Sami ile birlikte çalışan astsubay Suat Ay... Ay, danışmanlığımızı ve kurumsal ilişkilerimizi yürütüyor. Bandırmalı Erol (Çakır), yani Sami'yi bir ceset torbasında bulup, canlı olduğunu fark eden kişi aramızda. Bunlar gibi pek çok karakter, kendisini oynayacak kişilerle yüzleşmeyi bekliyor. Filmin bittiği yerden başlayacağız. Bir final sahnemiz var ve bugünde geçiyor. Filmin sonunda 17 Ağustos 2008 gecesine geliniyor. Onunla ilgili bir final sahnemiz var. Daha sonra çeşitli efekt sahneleriyle çalışmalarımız devam edecek, oyunculu sahnelere 1 Ekim'de başlanacak. Filmin mart ayında vizyona girmesi planlanıyor."
"Hala göçük altındayım"Filmin yapımcısı Sami Dündar, olayları ve filmi herkesten farklı algıladığını dile getirerek, "O göçüğün altında kaldım, 27 saat can çekiştim" dedi. Çok korktuğunu ifade eden Dündar, şunları kaydetti: "Bir an önce kurtulmak istiyorum. Burada bulunma sebebim, bir filmi yapmak ya da kampanyanın içinde bir parça haline dönüşmekten ziyade, göçükten hala çıkamayan ruhları temsil etmektir. Onlardan birisi de benim, ben hala göçükten çıkamadım. Eminim ki canlı olarak kurtulan kimse hala göçükten çıkamamıştır. Okan Bayülgen de toplumların başlarına gelen felaketleri ve iyi şeyleri yorumladığını dile getirerek, bu yorumlamanın destanlarla, kitaplarla, kayıt altına alınarak yapıldığını, Marmara Depreminde ise utanç duyulurcasına o günlerde bulunan pek çok hikayenin kaybolduğunu bildirdi. Bayülgen, "Yapılacak film, üzücü, seyredilemeyecek, hatırlanamayacak kadar uyarıcı ya da utanç verici iş olmayacaktır. Yapılacak film, kendimizi izlememizi sağlayacak ve gelecek nesillere burada neler olduğunu aktaracaktır" diye konuştu.
Çekimler öncesi film için eski SEKA İzmit İşletmesi alanında hazırlanan platoda düzenlenen basın toplantısında konuşan yönetmen Ezel Akay, ikna olabilmesinin tek yolunun, tekrarlarla "bir daha, bir daha, bir daha" çeşitli mecralarda "Hazır olun, başınıza çok kötü şeyler gelecek" demek olduğunu ifade eden Akay, sete giren herkesin korkuya kapıldığını, sağa sola bakmaya pek cesaret edemediğini, oysa bakılması gerektiğini dile getirdi. Film hakkında bilgi veren Akay, başrolde Okan Bayülgen'in olduğu filmde, Işın Karaca ve 50'ye yakın diyaloglu oyuncunun rol alacağını bildirdi. Akay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kalabalık bir dünyayı anlatıyoruz. Aramızda bu hikayeleri gerçekten yaşamış insanlar var. Bunlardan birisi o dönemde Gölcük'te Sami ile birlikte çalışan astsubay Suat Ay... Ay, danışmanlığımızı ve kurumsal ilişkilerimizi yürütüyor. Bandırmalı Erol (Çakır), yani Sami'yi bir ceset torbasında bulup, canlı olduğunu fark eden kişi aramızda. Bunlar gibi pek çok karakter, kendisini oynayacak kişilerle yüzleşmeyi bekliyor. Filmin bittiği yerden başlayacağız. Bir final sahnemiz var ve bugünde geçiyor. Filmin sonunda 17 Ağustos 2008 gecesine geliniyor. Onunla ilgili bir final sahnemiz var. Daha sonra çeşitli efekt sahneleriyle çalışmalarımız devam edecek, oyunculu sahnelere 1 Ekim'de başlanacak. Filmin mart ayında vizyona girmesi planlanıyor."
"Hala göçük altındayım"Filmin yapımcısı Sami Dündar, olayları ve filmi herkesten farklı algıladığını dile getirerek, "O göçüğün altında kaldım, 27 saat can çekiştim" dedi. Çok korktuğunu ifade eden Dündar, şunları kaydetti: "Bir an önce kurtulmak istiyorum. Burada bulunma sebebim, bir filmi yapmak ya da kampanyanın içinde bir parça haline dönüşmekten ziyade, göçükten hala çıkamayan ruhları temsil etmektir. Onlardan birisi de benim, ben hala göçükten çıkamadım. Eminim ki canlı olarak kurtulan kimse hala göçükten çıkamamıştır. Okan Bayülgen de toplumların başlarına gelen felaketleri ve iyi şeyleri yorumladığını dile getirerek, bu yorumlamanın destanlarla, kitaplarla, kayıt altına alınarak yapıldığını, Marmara Depreminde ise utanç duyulurcasına o günlerde bulunan pek çok hikayenin kaybolduğunu bildirdi. Bayülgen, "Yapılacak film, üzücü, seyredilemeyecek, hatırlanamayacak kadar uyarıcı ya da utanç verici iş olmayacaktır. Yapılacak film, kendimizi izlememizi sağlayacak ve gelecek nesillere burada neler olduğunu aktaracaktır" diye konuştu.