Doğduğumuz günden beri bekli de en fazla andığımız cümle “Her şeyin başı sağlık” atasözüdür. Söyleriz ama icabını yerine getirir miyiz? Bu konuda ciddi olduğumuz elbette söylenemez sevgili okurlar. Birey olarak sağlık konusunda üstünkörü davranışlar sergilememiz kabul edilebilir ama devlet olarak bu konuda gereken hassasiyet gösterilmez ise işin vahametini varın sizler düşünün…
Dünyada genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) insan sağlığı üzerinde meydana getirdiği tahribatlar tescillenmiş iken Türkiye, GDO’lu ürünleri ithal etmeye devam etmesi, bu hususta kanunlar çıkarması neyin nesidir acaba?
Allah’ın insanlara verdiği en değerli nimetlerden biri olan sağlık, hayatın tadı, huzurun kaynağıdır. Ülkemiz, sağlıksız insanlar diyarı olduktan sonra, dünyalar senin olmuş ne kıymeti var.
Biyogüvensizlik
Ülkemizde Biyogüvenlik Kanunu amacını tarif ederken, “genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinden kaynaklanabilecek riskleri engellemek” cümlesiyle başlamaktadır. İkinci maddede ise “Veteriner tıbbî ürünler ile Sağlık Bakanlığı’nca ruhsat veya izin verilen beşeri tıbbî ürünler ve kozmetik ürünleri bu kanun kapsamı dışındadır” hükmüyle; insani ilaç, kozmetik ve veteriner ilaçlarının GDO’lu olmasına açıkça izin vermektedir.
Kanun GDO’yu sakıncalı bulup yasaklarken, hükümet genetiği değiştirilmiş ürünlere kapılarını açıyor. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatına peş peşe izin veriyor. Önce yem amaçlı 3 soya genine izin verildi. Sonra GDO’ lu 13 mısır çeşidine ithalat izni verildi.
Gel de işin içinden çık. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Kanunu çıkar ve ardından ihlal et. Bu ne yaman çelişkidir. İşin acayip olan bir tarafı ise bu kadar hayati öneme haiz bu durumda milletin, sivil toplum kuruluşlarının sessiz kalışı. Duyarlılığı kaybolmuş, sinirleri alınmış bir toplum mu olduk? Nedir bu hal Allah aşkına?..
GDO uzmanlarından Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen yaptığı açıklamada bakınız neler söylüyor sevgili okurlar:
“Mısır şekerinin kullanımı, Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da yasaklandı ama Türkiye’de serbest. Mısır şekeri ile yapılan gıdalardan uzak durmak lâzım. Şeker pancarından üretilen şeker dururken mısır şekerini yemek çok zararlı. Mısır şekeri, genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) mısırdan üretilen bir şeker cinsi. Batı ülkelerinde kullanımı yasak olduğu için Türkiye’ye çok ucuza ithal ediliyor. Piyasadaki hemen hemen bütün tatlılar ucuz olan GDO’lu mısır şekerinden yapılıyor. Türkiye’de yılda 407 bin ton tatlandırıcı kullanılıyor. Bunlarla üretilenlerin başında kola, meşrubat, reçel ve helva gibi tatlılar geliyor. Tatlı imalathaneleri ve pastaneler GDO’lu mısır şekeri kullanıyor GDO’lu mısırdan üretilen şeker sağlık açısından son derece zararlı. Ama kimse felaketin farkında değil. GDO’lu mısır şekeri, çocuklarda zekâ geriliğine sebep olur. Karaciğerde onarılmaz hasarlar bırakır. Şeker hastalığını tetikler. Erken bunamaya yol açar. Yani bu mısır şekeri zehirdir. Bildiğimiz zehir. Daha ne olsun?...”
Dünyada genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) insan sağlığı üzerinde meydana getirdiği tahribatlar tescillenmiş iken Türkiye, GDO’lu ürünleri ithal etmeye devam etmesi, bu hususta kanunlar çıkarması neyin nesidir acaba?
Allah’ın insanlara verdiği en değerli nimetlerden biri olan sağlık, hayatın tadı, huzurun kaynağıdır. Ülkemiz, sağlıksız insanlar diyarı olduktan sonra, dünyalar senin olmuş ne kıymeti var.
Biyogüvensizlik
Ülkemizde Biyogüvenlik Kanunu amacını tarif ederken, “genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinden kaynaklanabilecek riskleri engellemek” cümlesiyle başlamaktadır. İkinci maddede ise “Veteriner tıbbî ürünler ile Sağlık Bakanlığı’nca ruhsat veya izin verilen beşeri tıbbî ürünler ve kozmetik ürünleri bu kanun kapsamı dışındadır” hükmüyle; insani ilaç, kozmetik ve veteriner ilaçlarının GDO’lu olmasına açıkça izin vermektedir.
Kanun GDO’yu sakıncalı bulup yasaklarken, hükümet genetiği değiştirilmiş ürünlere kapılarını açıyor. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatına peş peşe izin veriyor. Önce yem amaçlı 3 soya genine izin verildi. Sonra GDO’ lu 13 mısır çeşidine ithalat izni verildi.
Gel de işin içinden çık. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Kanunu çıkar ve ardından ihlal et. Bu ne yaman çelişkidir. İşin acayip olan bir tarafı ise bu kadar hayati öneme haiz bu durumda milletin, sivil toplum kuruluşlarının sessiz kalışı. Duyarlılığı kaybolmuş, sinirleri alınmış bir toplum mu olduk? Nedir bu hal Allah aşkına?..
GDO uzmanlarından Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen yaptığı açıklamada bakınız neler söylüyor sevgili okurlar:
“Mısır şekerinin kullanımı, Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da yasaklandı ama Türkiye’de serbest. Mısır şekeri ile yapılan gıdalardan uzak durmak lâzım. Şeker pancarından üretilen şeker dururken mısır şekerini yemek çok zararlı. Mısır şekeri, genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) mısırdan üretilen bir şeker cinsi. Batı ülkelerinde kullanımı yasak olduğu için Türkiye’ye çok ucuza ithal ediliyor. Piyasadaki hemen hemen bütün tatlılar ucuz olan GDO’lu mısır şekerinden yapılıyor. Türkiye’de yılda 407 bin ton tatlandırıcı kullanılıyor. Bunlarla üretilenlerin başında kola, meşrubat, reçel ve helva gibi tatlılar geliyor. Tatlı imalathaneleri ve pastaneler GDO’lu mısır şekeri kullanıyor GDO’lu mısırdan üretilen şeker sağlık açısından son derece zararlı. Ama kimse felaketin farkında değil. GDO’lu mısır şekeri, çocuklarda zekâ geriliğine sebep olur. Karaciğerde onarılmaz hasarlar bırakır. Şeker hastalığını tetikler. Erken bunamaya yol açar. Yani bu mısır şekeri zehirdir. Bildiğimiz zehir. Daha ne olsun?...”
Adem Birinci / diğer yazıları
- İmam Ali’nin eli yükselmedikçe… / 21.10.2024
- ‘Sofra yay’ / 24.08.2024
- Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli / 23.08.2024
- Ankara'nın taşına bak / 20.06.2024
- İzmir'in işgalindeki vatan hainleri / 20.05.2024
- İzmir'in işgalindeki vatan hainleri / 20.05.2024
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- ‘Sofra yay’ / 24.08.2024
- Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli / 23.08.2024
- Ankara'nın taşına bak / 20.06.2024
- İzmir'in işgalindeki vatan hainleri / 20.05.2024
- İzmir'in işgalindeki vatan hainleri / 20.05.2024
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023