Cabir b. Abdullah der ki: Hendek günü, hendek kazılırken çok sert bir yere rastladık.
Peygamber Aleyhisselamın yanına varıp: "Hendekte kaza işlemez sert bir damar rastladı" diye kendisine haber verdiler.
Peygamber (s.a.v.): "Hele, ben inip onu bir göreyim" buyurduktan sonra kalktı. Karnına açlıktan taş bağlanmış bulunuyordu. Biz de, üç gündür bir şey tatmamıştık.
Rasulullah (sav) bir kapla su istedi. Ağzına su alıp kabın içine püskürdü. Allah'ın dilediği duayı yaptıktan sonra kabın içindeki suyu, kazma işlemez yere serpti.
Balyozu eline alıp vurur vurmaz, orası, kum gibi dağıldı.
Orada bulunanlar Allah'a hamd ediyorlar. Hz. Peygamber'in mucizesini seyrediyorlardı.
(Müslümanlar bu hadiseden çok dersler çıkarmalıdır.
1. Emre itaat.
2. Gereken zamanda, gereken işi yerine getirmek.
3. Hedef için açlığı, yokluğu her türlü çileyi göze almak
4. Önlerine çıkacak, aşılamaz gibi görülen engellerin, kırılmaz zannedilen kayaların Allah'ın yardımıyla mutlaka aşılıp kırılacağına inanmak.
5. Her zaman fikir ve gönüllerini aydınlatacak, yol göstericilerin, rehberlerin var olacağını bilmek. Unutulmamalıdır ki: Mü'minin kerameti, feraseti, manevi gücü kıyamet vaktine kadar devam edecektir.
* * *
Hendek'te çalışan Müslümanlar, üç bin kişi idiler. Kazı işinden sonra da, düşmanlarla bunlar savaşmışlardır.
Mü'minler, hendekte her gün akşama kadar durmadan çalışıyor, akşamleyin evlerine dönüyorlardı.
Düşmanlar, müminlere bakıp gülüşüyorlardı.
Münafıklar, çok ağır ve gevşek davranmakta, Peygamberimize haber vermeden veya O'ndan izin almadan ailelerinin yanına yavaşça sıvışıp gitmekte idiler.
Fakat, gerçek Mü'min ve Müslümanlar, hacetlerini yerine getirmek, gidermek için bile Peygamberimize başvurmakta, O'ndan izin almadıkça, işlerinin başından ayrılmamakta hacetlerini gördükten sonra da, hayra ermek ve Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için hemen işleri başına dönmekte idiler.
Bu hususta Mü'minler hakkında inen ayette şöyle buyuruldu:
"Müminler, ancak, Allah'a ve Allah'ın Resulüne iman ederler ve O'nun Peygamberimizin yanında cemiyetli bir iş üzerinde bulundukları zaman, O'ndan izin isteyip almadıkça, bırakıp gitmeyenlerdir. Gerçekten, senden izin isteyenler yok mu, onlar, Allah'a ve Resulune iman edenlerdir. O halde, bazı işleri için senden izin istedikleri zaman, Sen de, onlardan dilediğin kimseye izin ver ve kendileri için Allah'tan af dile. Çünkü Allah bağışlar, merhamet eder." (Nur-62)
Münafıklar hakkında inen ayetler de, şöyle buyuruldu:
"Peygamberi, kendi aranızda birbirinizi çağırdınız gibi çağırmayınız! İçinizden birbirinizi siper eder sıvışıp gidenleri muhakkak ki, Allah biliyordur. O'nun emrinden uzaklaşıp gidenler; dünyada fitneye ve ahirette de inletici bir azaba uğramaktan sakınsınlar. İyi biliniz ki, göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. O, sizin ne üzerinizde bulunduğunuzu ve muhaliflerin kendisine döndürülüp götürülecekleri günü muhakkak biliyordur. Onlara, neler yaptıklarını haber verecektir. O.
Allah, he şeyi hakkıyla bilendir." (Nur:63-64)
Müslümanların mücadele verdikleri en zor şartlarda münafıkların içten pazarlıkları, samimiyetsizlikleri, yalan ve hileleri ortaya çıkıyor...
Münafıkların müslümanlık iddiası ile yaşadıkları ama, gerektiğinde kafirlerle, hıristiyan, yahudi putperestlerle bir olup iktidar mücadelesi yaptıklarını görüyoruz....
Onlar dava, cihat, kahramanlık taslayarak yola çıkarlar. İştahları, nefisleri, şehvetleri uğruna yeri geldiğinde hepsinden vazgeçtiklerini söylerler.
Kim güçlü ise ondan yana olup ganimete taparlar.
Ganimet müşriklerde ise, ondan olalım derler...
Ganimet hıristiyan - yahudide, budistlerde ise, onlar güçlü, onlara katılalım derler.
Ganimet, güç, müslümanlarda ise halis müslüman görüntüsü verirler.
"Allah kafirleri ve münafıkları cehennemde toplayacaktır" (Nisa Suresi Ayet: 140)
Peygamber Aleyhisselamın yanına varıp: "Hendekte kaza işlemez sert bir damar rastladı" diye kendisine haber verdiler.
Peygamber (s.a.v.): "Hele, ben inip onu bir göreyim" buyurduktan sonra kalktı. Karnına açlıktan taş bağlanmış bulunuyordu. Biz de, üç gündür bir şey tatmamıştık.
Rasulullah (sav) bir kapla su istedi. Ağzına su alıp kabın içine püskürdü. Allah'ın dilediği duayı yaptıktan sonra kabın içindeki suyu, kazma işlemez yere serpti.
Balyozu eline alıp vurur vurmaz, orası, kum gibi dağıldı.
Orada bulunanlar Allah'a hamd ediyorlar. Hz. Peygamber'in mucizesini seyrediyorlardı.
(Müslümanlar bu hadiseden çok dersler çıkarmalıdır.
1. Emre itaat.
2. Gereken zamanda, gereken işi yerine getirmek.
3. Hedef için açlığı, yokluğu her türlü çileyi göze almak
4. Önlerine çıkacak, aşılamaz gibi görülen engellerin, kırılmaz zannedilen kayaların Allah'ın yardımıyla mutlaka aşılıp kırılacağına inanmak.
5. Her zaman fikir ve gönüllerini aydınlatacak, yol göstericilerin, rehberlerin var olacağını bilmek. Unutulmamalıdır ki: Mü'minin kerameti, feraseti, manevi gücü kıyamet vaktine kadar devam edecektir.
* * *
Hendek'te çalışan Müslümanlar, üç bin kişi idiler. Kazı işinden sonra da, düşmanlarla bunlar savaşmışlardır.
Mü'minler, hendekte her gün akşama kadar durmadan çalışıyor, akşamleyin evlerine dönüyorlardı.
Düşmanlar, müminlere bakıp gülüşüyorlardı.
Münafıklar, çok ağır ve gevşek davranmakta, Peygamberimize haber vermeden veya O'ndan izin almadan ailelerinin yanına yavaşça sıvışıp gitmekte idiler.
Fakat, gerçek Mü'min ve Müslümanlar, hacetlerini yerine getirmek, gidermek için bile Peygamberimize başvurmakta, O'ndan izin almadıkça, işlerinin başından ayrılmamakta hacetlerini gördükten sonra da, hayra ermek ve Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için hemen işleri başına dönmekte idiler.
Bu hususta Mü'minler hakkında inen ayette şöyle buyuruldu:
"Müminler, ancak, Allah'a ve Allah'ın Resulüne iman ederler ve O'nun Peygamberimizin yanında cemiyetli bir iş üzerinde bulundukları zaman, O'ndan izin isteyip almadıkça, bırakıp gitmeyenlerdir. Gerçekten, senden izin isteyenler yok mu, onlar, Allah'a ve Resulune iman edenlerdir. O halde, bazı işleri için senden izin istedikleri zaman, Sen de, onlardan dilediğin kimseye izin ver ve kendileri için Allah'tan af dile. Çünkü Allah bağışlar, merhamet eder." (Nur-62)
Münafıklar hakkında inen ayetler de, şöyle buyuruldu:
"Peygamberi, kendi aranızda birbirinizi çağırdınız gibi çağırmayınız! İçinizden birbirinizi siper eder sıvışıp gidenleri muhakkak ki, Allah biliyordur. O'nun emrinden uzaklaşıp gidenler; dünyada fitneye ve ahirette de inletici bir azaba uğramaktan sakınsınlar. İyi biliniz ki, göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. O, sizin ne üzerinizde bulunduğunuzu ve muhaliflerin kendisine döndürülüp götürülecekleri günü muhakkak biliyordur. Onlara, neler yaptıklarını haber verecektir. O.
Allah, he şeyi hakkıyla bilendir." (Nur:63-64)
Müslümanların mücadele verdikleri en zor şartlarda münafıkların içten pazarlıkları, samimiyetsizlikleri, yalan ve hileleri ortaya çıkıyor...
Münafıkların müslümanlık iddiası ile yaşadıkları ama, gerektiğinde kafirlerle, hıristiyan, yahudi putperestlerle bir olup iktidar mücadelesi yaptıklarını görüyoruz....
Onlar dava, cihat, kahramanlık taslayarak yola çıkarlar. İştahları, nefisleri, şehvetleri uğruna yeri geldiğinde hepsinden vazgeçtiklerini söylerler.
Kim güçlü ise ondan yana olup ganimete taparlar.
Ganimet müşriklerde ise, ondan olalım derler...
Ganimet hıristiyan - yahudide, budistlerde ise, onlar güçlü, onlara katılalım derler.
Ganimet, güç, müslümanlarda ise halis müslüman görüntüsü verirler.
"Allah kafirleri ve münafıkları cehennemde toplayacaktır" (Nisa Suresi Ayet: 140)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021