Bu Ramazan, ne yazık ki kayıtlara böyle geçti.
Pazarda-markette kilo ile alış-satış devri adeta kapandı ve tane hesabıyla alış-verişler başladı.
Tek biber, tek domates, tek kabak…
Ey yetkili, yönetici, idareci! Her kim isen, lütfen koca ülkenin haline bir bak.
Yeşillerin, yeşilliklerin, sebze-meyve ve diğer temel gıda maddelerindeki fiyatların ülke tarihinde hiç görülmediği kadar yükseldiği bir mübarek Ramazan yaşıyoruz.
İktidarın ve etrafında yuvalanmış olan bir avuç mutlu azınlığın bir türlü kabule yanaşmadığı ama toplumun büyük çoğunluğunun yaşadığı sıkıntılar ne yazık ki bunlarla da sınırlı değil.
Doğalgaz kullandığı için faturasını ödeyemeyen, kullanmadığı için ayazda titreyen, kira ücretlerini geride bırakan elektrik faturaları yüzünden aylardır karanlıkta yaşayan ailelerin sayısı artık milyonlarla ifade ediliyor.
Bütün illerdeki icra dairelerinin son yıllarda üç kat, beş kat artırılmış olmasına rağmen günden güne kabaran icra dosyalarına yetişemedikleri de inkârı mümkün olmayan gerçeklerden.
Emekliler ucuz ekmek kuyruklarında, asgari ücretliler, et ve süt ürünlerini, yağ çeşitlerini üç-beş daha ucuza alabilecekleri marketlerin önlerinde kuyruk bekliyorlar.
Tarihçiler, 2022 yılı Ramazanını yazarlarken, Anadolu coğrafyasında yaşayana Müslüman Türk milletinin yaşadığı yoksulluklara elbette ayrı bir parantez açacaklardır.
Bizzat iktidarın eliyle, diliyle, fiiliyle, oynadığı rolüyle, estirdiği yeliyle, içine sürüklendiğimiz bataklık, çıkmak için çırpındıkça derinleşen cinsinden bir felaket.
Bu korkunç manzaranın adına siz, 'sessiz devrim mi yoksa sesli devrim mi?' diyorsunuz, ne derseniz deyin ama şunu bilin ki, bir ülkeyi yirmi yılın sonunda böyle bir akıbete duçar etmeyi, ülke tarihinde hiçbir iktidar kadrosu becerememiş ve başaramamış.
Dört mevsimin doya doya yaşandığı, güneşi bol, toprağı bol ve verimli, akarsuları, dereleri, çayları şarıl şarıl akan ve hiçbir ülkenin sahip olmadığı kadar genç insan gücüne sahip olan bu cennet vatanda ve böyle bir Ramazan ikliminde milleti, domatese, patatese, bibere, patlıcana, kabağa ve diğer sebze-meyve çeşitlerine muhtaç etmek, hasret bırakmak, en hafif ifadesiyle büyük bir beceriksizlik ve basiretsizliktir.
Hele şu halimize bak, tek biber, tek domates, tek kabak…
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025