1990'lara dönelim. ABD'nin Irak'a ilk girdiği günlere. Herkes, bütün basın ABD Saddam'a müdahale etti başlıkları atarken Haydar Baş Bey, "Hedef Türkiye!" demişti. "Hedef Kuzey Irak'ta bir Kürdistan bölgesi ve Türkiye'nin güneydoğusunu da içine alması" demişti. "Bizi bölecekler!" diye feryat etmişti. Geldik 2000'in başlarına Avrupa Birliği uğruna uygulamaya çalıştığımız kriterler tarımı hayvancılığı bitirir, bunların hedefi köylü nüfusunu bitirmek, bizi dışa bağımlı hale getirmek diye defaatle uyarmıştı. Özelleştirmeler konusunda uyarmıştı. "Bu ülkemiz için intihardır" demişti. Yine aynı tarihlerde, "Dinlerarası diyalog diye bir şey olamaz. Bu, Peygamberin metodu değildir. Bu bir misyoner faaliyettir. Allah katında tek din İslam'dır. Çok büyük bir yanlış yapılıyor" diye uyarmış, kadrosunu, Türkiye'nin dört bir yanına bu yanlış konusunda halkımızı uyarmak için göndermişti. Ehli Beyt'i, Sünni bir ilim adamı olarak Alevi-Sünni herkese tanıtmış, anlatmış, bununla da kalmamış üst üste koyduğunuzda bir adam boyu eden bir Ehl-i Beyt Külliyatı kaleme almıştır. Bu da yetmemiş, Ehli Beyt'e karşı türetilen akımlar konusunda halkı uyarmak için paneller serisi düzenlemiş ve her hafta yüzlerce noktada binlerce kişinin konuştuğu ve dinlediği konuşmalar yaptırmaktadır.Uygulanan ekonomik politikaları eleştirmiş. Bununla kalmamış, dünyayı yerinden sarsan literatüre Sosyalizm ve Kapitalizmden sonra üçüncü ekonomi modeli olarak geçen Milli Ekonomi Modeli'ni yazmış ve başta Rusya ve şimdi Yunanistan olmak üzere 150 ülkede uygulanmasıyla modelinin ispatı da yapılmıştır. Beraberinde geliştirdiği Sosyal Devlet politikaları en alt sıralarda oy oranı olan partileri iktidara taşımış, insanları refaha ulaştırmıştır. Atatürk'ü Türk insanına yeniden tanıtmıştır. Hafız oluşunu söylediğinde şaşıranlara Osmanlıda paşa olma şartlarının başında hafızlığın geldiğini söylemiştir. Hiçbir zaman afaki konuşmamış, her söylediğini delilleriyle, kaynaklarıyla ispatlamıştır. Ağzından çıkan hiçbir söz boş değildir. Allah için konuşan, doğru konuşan bir kişi olduğunu her zaman haklı çıkarak göstermiştir. En son olarak "Kürtler de Türk boyundandır" demesi tüm Türkiye'yi hayrete düşürürken gazetemizde yazmış olduğu makalesiyle bunu da kaynaklarıyla ispatlamış bir kez daha haklı çıkmıştır.Uzun yıllardır kendisini tanıyan biri olarak şunu ifade etmeliyim ki hayatı; okumak, araştırmak, vatanına, milletine faydalı olmak için yeni projeler üretmek üzerine kurulu, sohbeti, siyaseti, dostluğu, yemesi, içmesi, eğlencesi Allah için olan bir insandır Haydar Baş. Vizyonu, öngörüsü zirve noktadadır. Koyduğu hedefleri, yaptığı tespitleri en yakınındakilerin bile mümkün olamaz diye gördüğü, hayret ettiği zamanlarda bile hep haklı çıkmıştır. Yukarıda anlattığımız birkaç örnek bunlardan çok az bir kısmıdır. Onu ancak yakından tanıdıkça nasıl bir derya olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla Haydar Baş'ı anlamak için onun gibi düşünen, araştıran, sorgulayan ve olaylara gönül gözüyle, vatan millet sevgisiyle ve Allah aşkıyla bakan biri olmak gerekir ki dediğini anlayabilesiniz. Yoksa ömründe bir satır yazı yazmamış, bir tane kaynak niteliğinde kitap okumamış, şahsi menfaatlerinden gayrısını düşünemeyen, hatta kendi aklıyla bile düşünemeyip birilerinin sözüyle hareket edenlerin Haydar Baş beyi anlamaları elbette ki beklenemez. Rusya'nın, Yunanistan'ın, BRIC ülkelerinin anlayıp da kendi insanımızın böyle bir değeri tamamıyla anlayamaması üzücü ama ne yapalım ki Haydar Baş'ı anlamak yürek ister, emek ister, o yüzden de her babayiğidin harcı değildir!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020