Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 05.04.2013 tarihli yayımlanan yazısıdır
Üç sene evvel gerçekleşen Mavi Marmara katliamına telefonla gelen özür kimseyi tatmin etmedi.
Boyalı basında, Türkiye'nin büyük başarısı olarak gösterilmeye çalışılan olayın hemen ardından İsrailli yetkililer, özrün Suriye konusunda istenenler karşılığında yapıldığının altını çizdiler.
Yetkililerimizin "şartsız şekilde özür dilendi, tazminat ödenecek" açıklamaları da yaşanan gelişmelerle yalanlanmaya başladı.
Her zaman ifade ediyoruz, hükümetin dedikleri ile yaptıkları arasında büyük bir tezat söz konusu.
İsrail özründe de aynı çelişki devam ediyor. "Türkiye'nin büyük başarısı, dik durduk, başarıyı kazandık" gibi ifadeler, İsrail'in Suriye konusu için özür dilemeyi kabul ettik çıkışı ile zaten havada kalmıştı.
"Tazminat konusunda da hiçbir koşul yok, ödeyecekler" dendiği anda, İsrail ancak davalarını geri çekenlere tazminat öderiz, beyanı ile işlerin hükümetin dediği gibi gelişmediğini bir kez daha yüzlerine vurmuştur.
Türk siyasetinin geldiği noktada, millete ters icraatlar hayata geçirilmekte ancak bunlar milletin duymak istediği şekilde yorumlanmaktadır.
Olayın bir başka boyutu da gözlerden kaçmamalıdır. Tazminat verileceğinin ilanından sonra, gemide katledilen vatandaşlarımızın ailelerinin yorumları, hükümetin Türk milletini hiç de tanımadığını göstermiştir.
Zira dokuz evladımızın aileleri, paranın derdinde değildir. Onlar, Filistin ablukasının kalkması için can veren evlatlarının kanı karşılığında para değil, Filistin ablukasının kalkmasını talep etmekteler.
Tazminatın gündeme gelmesinin ardından açıklamalarda bulunanlardan olay günü yaşamını yitiren Furkan'ın babası Ahmet Doğan, "İsrail ile yaşanmaya başlayan süreçte bizim için önemli olan ne özür ne de tazminat. Onlar ikinci planda. Bizim için önemli olan Filistin'e uygulanan ambargonun kaldırılması" demiştir.
Yine yaşamını yitiren Ali Haydar Bengi'nin eşi Saniye Bengi, "Bizim için özür ve tazminat önemli değil. Filistin'de yaşatılanların sona erdirilmesi önemli. Ambargonun kalkması ve oradaki camilerin bombalanmaması önemli "şeklinde konuştu.
İbrahim Bilgen'in eşi Suna Bilgen ise "İsrail'in özrünü ve tazminatını kabul etmiyoruz. Bu girişimle Filistin'deki ablukayı unutturmaya çalışıyorlar. Bizim için önemli olan Filistin'deki ambargonun kalkması ve orada Filistinlilere yaşatılanlara son verilmesidir" diyor.
Hz. Peygamberin "Bir Müslümanı kasten öldüren bizden değildir" hadisinde bahsi geçen hassasiyetle hareket eden Türk milleti, Müslüman kardeşine silah tutmak değil, sahip çıkmak istemektedir.
Bugün para vererek unutturulacağı umulan evlat acısı, para için değil ama Müslüman kardeşlerimizin kurtulması pahasına arka plana itilmiştir.
Arap Baharı sürecinde Libya'daki Müslümana silah çekilirken destek verenler, Suriye deki kardeşlerimizin işgaline uğraşanların yanında yer alanlar, Türk milletinin yitirmediği bu hassasiyetleri dikkate almalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Zamlara ve yüksek vergilere dur demek Milletimizin elinde / 13.03.2025
- Örnek toplum modeli ve Batının ahlâken iflası / 12.03.2025
- Kim dost, kim düşman? / 11.03.2025
- Sevr benzeri kuşatma / 10.03.2025
- Milletler kendi kaderini belirleme gücüne sahiptir / 09.03.2025
- Küreselleşme ile örtülen gerçekler / 08.03.2025
- Batının değişmeyen Ortadoğu taktikleri / 07.03.2025
- Bize saldıranlar meğer Yezid bile değil, Haçlının tetikçisiymiş / 06.03.2025
- Sabır ve şükür / 05.03.2025
- Oruç ve güzel ahlâk / 04.03.2025
- Örnek toplum modeli ve Batının ahlâken iflası / 12.03.2025
- Kim dost, kim düşman? / 11.03.2025
- Sevr benzeri kuşatma / 10.03.2025
- Milletler kendi kaderini belirleme gücüne sahiptir / 09.03.2025
- Küreselleşme ile örtülen gerçekler / 08.03.2025
- Batının değişmeyen Ortadoğu taktikleri / 07.03.2025
- Bize saldıranlar meğer Yezid bile değil, Haçlının tetikçisiymiş / 06.03.2025
- Sabır ve şükür / 05.03.2025
- Oruç ve güzel ahlâk / 04.03.2025