Suriye ile ilgili son haberlere baktığımızda Suriye’de ne yapılmak istendiği açıkça ortaya çıkıyor.
En çok dikkatimi çekenler ise, İslahiye’de yaşanan olaylar, CIA ajanlarının Türkiye’de cirit atması ve Suriye’nin bazı yerlerinde Suriye bayraklarının indirilip Kürdistan bayrakları açılması…
Önce İslahiye’den başlayalım. Gaziantep’in İslahiye ilçesinde Suriye’den gelenlerin bulunduğu mülteci kampında isyan çıktı. İsyancılar Türk bayrağını indirdi, polisleri rehin alıp silahlarına el koydu, devlete ait olan binalara ve eşyalara hasar verdi, çatışma çıkardı.
Gazetemizin yazarlarından Selim Kotil’in altını çizdiği gibi bunlar zaten kendi devletlerine silah doğrultmuşlardı. Esad bunları öldürmeyeceğini açıklamasına rağmen kalkıp Türkiye’ye kaçtılar. Şimdi de Türkiye’nin başını ağrıtıyorlar.
Alışmış kudurmuştan beterdir der atalarımız… Kendi ordusuna, askerine, polisine kurşun sıkan, namlu doğrultanlardan farklı bir tutum beklenebilir mi?
Siyasilerimiz kimler için Suriye ile dostluğunu feda ettiğini artık görsün.
İslahiye’deki olaylar Esad’a karşı olanların halk olmadığını, ülkeyi bölmek isteyenlere karşı birliği korumaya çalışan Esad yönetiminin zalim olmadığını gösterdi.
Şimdi Türkiye, “gülme komşuna gelir başına” atasözünü yaşıyor.
İkinci haber ise, New York Times gazetesinin CIA ajanlarının Suriye konusunda Türkiye’de çalıştığını ortaya koyması…
Habere göre, Türkiye’nin güneyine yerleşen bir grup CIA ajanı, hangi muhaliflerin silahlandırılacağını planlıyor. Amaç Esad’ın zorla devrilmesi…
Bu haber de Esad’a karşı bir halk isyanı olmadığını dış destekli bir bölme senaryosunun olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin bu tür senaryolara coğrafyasını açması ise dikkat çekiyor.
Yine haberlerde, Suriye’nin kuzeyinde bazı bölgelerin ele geçirildiği ve Kürdistan bayrakları asıldığı ifade ediliyor.
Dikkat ederseniz, Esad’a karşı önce halk isyanı görüntüsüyle hadiseler başladı, ardından Özgür Suriye Ordusu, Ulusal Geçiş Konseyi derken, karşımıza bir anda Kürdistan bayrakları ve Batı Kürdistan söylemleri çıkmaya başladı.
Soyut olarak başlayan bir çatışma, Kürdistan olarak somutlaşmaya başladı.
Demek ki Suriye’de yaşananlar Irak’ta yaşananlardan farklı değil; bir farkla, Irak’ta netice ABD’nin fiili işgaliyle gerçekleşti, Suriye’de ise Arap Baharı ile gerçekleşiyor.
Suriye Kürdistan Uzlaşı Partisi lideri Fevzi Şangal ise Suriye’deki en büyük Kürt kenti olan Kamışlı’da da yönetimin alınması için askeri boyut dahil her türlü hazırlığın yapıldığını, Özgür Suriye Ordusu ile anlaşma sağlandığını söyledi.
Yapılan bu anlaşma Özgür Suriye Ordusu’nun hangi amaçla ve kimler tarafından kurulduğunu gösteriyor. Aynen PKK-Peşmerge ordusu işbirliği gibi…
Kandil’de yetişenlerden Irak kökenli olanlar peşmerge ordusu komutanı oldu, Suriye kökenli olanlar ise Özgür Suriye Ordusu’nda görevli…
Başbakan Erdoğan istediği kadar Suriye’nin bütünlüğünden bahsedip dursun, siyasilerimizin hizmet ettiği BOP daha bugünden Suriye’nin bölünmesini öngörüyor.
İlk olarak ABD için en önemli olan Batı Kürdistan ayağı sağlanmaya çalışılıyor. Daha sonra da Esad’ı devirip, Dürzi, alevi, Sünni bölgeler de oluşturulması planlanıyor.
Türkiye bir gerçeği hala göremiyor: Irak’ın Kürdistan’ı da Suriye’nin Kürdistan’ı da Türkiye’yi bölmeyi hedefliyor.
Ve direkt bizi hedef alan bir projede öncülüğü bizim siyasilerimiz yapıyor.
Körü körüne taşeronluğun neticesinde daha ne gariplikler göreceğiz bakalım.
En çok dikkatimi çekenler ise, İslahiye’de yaşanan olaylar, CIA ajanlarının Türkiye’de cirit atması ve Suriye’nin bazı yerlerinde Suriye bayraklarının indirilip Kürdistan bayrakları açılması…
Önce İslahiye’den başlayalım. Gaziantep’in İslahiye ilçesinde Suriye’den gelenlerin bulunduğu mülteci kampında isyan çıktı. İsyancılar Türk bayrağını indirdi, polisleri rehin alıp silahlarına el koydu, devlete ait olan binalara ve eşyalara hasar verdi, çatışma çıkardı.
Gazetemizin yazarlarından Selim Kotil’in altını çizdiği gibi bunlar zaten kendi devletlerine silah doğrultmuşlardı. Esad bunları öldürmeyeceğini açıklamasına rağmen kalkıp Türkiye’ye kaçtılar. Şimdi de Türkiye’nin başını ağrıtıyorlar.
Alışmış kudurmuştan beterdir der atalarımız… Kendi ordusuna, askerine, polisine kurşun sıkan, namlu doğrultanlardan farklı bir tutum beklenebilir mi?
Siyasilerimiz kimler için Suriye ile dostluğunu feda ettiğini artık görsün.
İslahiye’deki olaylar Esad’a karşı olanların halk olmadığını, ülkeyi bölmek isteyenlere karşı birliği korumaya çalışan Esad yönetiminin zalim olmadığını gösterdi.
Şimdi Türkiye, “gülme komşuna gelir başına” atasözünü yaşıyor.
İkinci haber ise, New York Times gazetesinin CIA ajanlarının Suriye konusunda Türkiye’de çalıştığını ortaya koyması…
Habere göre, Türkiye’nin güneyine yerleşen bir grup CIA ajanı, hangi muhaliflerin silahlandırılacağını planlıyor. Amaç Esad’ın zorla devrilmesi…
Bu haber de Esad’a karşı bir halk isyanı olmadığını dış destekli bir bölme senaryosunun olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin bu tür senaryolara coğrafyasını açması ise dikkat çekiyor.
Yine haberlerde, Suriye’nin kuzeyinde bazı bölgelerin ele geçirildiği ve Kürdistan bayrakları asıldığı ifade ediliyor.
Dikkat ederseniz, Esad’a karşı önce halk isyanı görüntüsüyle hadiseler başladı, ardından Özgür Suriye Ordusu, Ulusal Geçiş Konseyi derken, karşımıza bir anda Kürdistan bayrakları ve Batı Kürdistan söylemleri çıkmaya başladı.
Soyut olarak başlayan bir çatışma, Kürdistan olarak somutlaşmaya başladı.
Demek ki Suriye’de yaşananlar Irak’ta yaşananlardan farklı değil; bir farkla, Irak’ta netice ABD’nin fiili işgaliyle gerçekleşti, Suriye’de ise Arap Baharı ile gerçekleşiyor.
Suriye Kürdistan Uzlaşı Partisi lideri Fevzi Şangal ise Suriye’deki en büyük Kürt kenti olan Kamışlı’da da yönetimin alınması için askeri boyut dahil her türlü hazırlığın yapıldığını, Özgür Suriye Ordusu ile anlaşma sağlandığını söyledi.
Yapılan bu anlaşma Özgür Suriye Ordusu’nun hangi amaçla ve kimler tarafından kurulduğunu gösteriyor. Aynen PKK-Peşmerge ordusu işbirliği gibi…
Kandil’de yetişenlerden Irak kökenli olanlar peşmerge ordusu komutanı oldu, Suriye kökenli olanlar ise Özgür Suriye Ordusu’nda görevli…
Başbakan Erdoğan istediği kadar Suriye’nin bütünlüğünden bahsedip dursun, siyasilerimizin hizmet ettiği BOP daha bugünden Suriye’nin bölünmesini öngörüyor.
İlk olarak ABD için en önemli olan Batı Kürdistan ayağı sağlanmaya çalışılıyor. Daha sonra da Esad’ı devirip, Dürzi, alevi, Sünni bölgeler de oluşturulması planlanıyor.
Türkiye bir gerçeği hala göremiyor: Irak’ın Kürdistan’ı da Suriye’nin Kürdistan’ı da Türkiye’yi bölmeyi hedefliyor.
Ve direkt bizi hedef alan bir projede öncülüğü bizim siyasilerimiz yapıyor.
Körü körüne taşeronluğun neticesinde daha ne gariplikler göreceğiz bakalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025