Türkiye, Rusya ve İran'ın Kazakistan'ın başkenti Astana'da akdettiği, Suriye'de dört güvenli bölge oluşturulmasına yönelik muhtıra, 3 gün önce yürürlüğe girdi.
Güvenli bölgelerde çatışma yasak. Çatışma yasak da, baş çatışmacı ABD rahat duracak mı?
Yeni Mesaj gazetemizin manşetten verdiği habere göre, "Batı kısmen safdışı" (Yeni Mesaj'ın 6 Mayıs 2017 tarihli nüshası).
ABD bu durumdan hoşnut değil. Zira güvenli bölgeler üzerinde ABD uçakları da uçamayacak.
Amaç çözümse sen de katıl. Ateş kes ve Suriye'nin toprak bütünlüğü için Cenevre görüşmelerinde başı çeken ABD'nin samimi olmadığı ortada. Suriye'yi kurtarma bir yana, IŞİD tezgahıyla Suriye'yi işgal planı ABD'ye aitti.
Büyük Ortadoğu'da 11 Eylül 2001'den beri hep aynı senaryo oynanıyor; hukuksuz savaşlar, iç işlerine müdahale, rejim değiştirme, El Kaide'ye CIA desteği, iç savaş çıkarmak için yeni terörist gruplar kurma, sivil katliamı, göçler, propaganda ve ajitasyon, yasal olmayan yaptırımlar, ikiyüzlülük, yalan, işkence ve kanunsuz tutuklamalar. ABD'nin demokrasi getirmek için savaş çıkardığı Irak bölünürken, Afganistan'ın geleceği karanlık. Libya bölündü, Mısır'ın durumu içgüveysinden hallice. Suriye gitti gidiyor, iç savaşla harap edildi.
Ortadoğu'nun dönüşümünde Sünni İslamcı ve örtülü cihat destekçisi Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler ABD'nin güdümündeki diktatörler tarafından yönetilmeye devam ediyor.
Afrika'da El Şaab ve Boko Haram gibi terör örgütleri, korsan grupları kuruldu. Şimdi o örgütler sayesinde ABD ve arkasındaki Fransa, Afrika'nın başta petrol bölgeleri olmak üzere doğal kaynakları nerede varsa orada rejimleri değiştiriyor, özel kuvvetleri ile teröristlere karşı (!) eğitim veriyor, ülkenin güvenliğine katkıda (!) bulunuyor.
İşin özeti, ABD terörle mücadele yerine, terörle dış politika uyguluyor, terör örgütlerini kurup istikrarsızlıktan faydalanıyor, isimlerini ve elbiselerini değiştirerek bir yerden diğerine terör örgütlerini naklediyor ya da mutasyona tabi tutup bazen iyi bazen de kötü terör örgütü tanımlaması yapıyor.
Bütün bunların ortak paydasında bir türlü bitmeyen ve ABD'nin amaçlarına hizmet eden kaos ortamı ve el konulacak petrol bölgeleri var. IŞİD de bu yüzden hem Suriye'de hem Irak'ta petrol bölgelerinden başka bir yere saldırmadı. Şimdi görev tamamlandı, yeni bir düzen kurulmalı, IŞİD kenara çekilmeli ama yok edilmemeli.
ABD'nin terörle mücadelesi başından beri yalanlarla doludur.
O nedenle bölgede samimi girişimlerde bulunan Türkiye ve İran'ın ABD'ye karşı son derece temkinli olması ve Rusya ile birlikte garantörlüğünü üstlendikleri bölgelerin çatışmadan uzak kalmasını ya da geliyorum diyen çatışmayı, barışçıl yöntemlerle yönetmeyi becerebilmelidirler.
Güvenli bölgelerde çatışma yasak. Çatışma yasak da, baş çatışmacı ABD rahat duracak mı?
Yeni Mesaj gazetemizin manşetten verdiği habere göre, "Batı kısmen safdışı" (Yeni Mesaj'ın 6 Mayıs 2017 tarihli nüshası).
ABD bu durumdan hoşnut değil. Zira güvenli bölgeler üzerinde ABD uçakları da uçamayacak.
Amaç çözümse sen de katıl. Ateş kes ve Suriye'nin toprak bütünlüğü için Cenevre görüşmelerinde başı çeken ABD'nin samimi olmadığı ortada. Suriye'yi kurtarma bir yana, IŞİD tezgahıyla Suriye'yi işgal planı ABD'ye aitti.
Büyük Ortadoğu'da 11 Eylül 2001'den beri hep aynı senaryo oynanıyor; hukuksuz savaşlar, iç işlerine müdahale, rejim değiştirme, El Kaide'ye CIA desteği, iç savaş çıkarmak için yeni terörist gruplar kurma, sivil katliamı, göçler, propaganda ve ajitasyon, yasal olmayan yaptırımlar, ikiyüzlülük, yalan, işkence ve kanunsuz tutuklamalar. ABD'nin demokrasi getirmek için savaş çıkardığı Irak bölünürken, Afganistan'ın geleceği karanlık. Libya bölündü, Mısır'ın durumu içgüveysinden hallice. Suriye gitti gidiyor, iç savaşla harap edildi.
Ortadoğu'nun dönüşümünde Sünni İslamcı ve örtülü cihat destekçisi Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler ABD'nin güdümündeki diktatörler tarafından yönetilmeye devam ediyor.
Afrika'da El Şaab ve Boko Haram gibi terör örgütleri, korsan grupları kuruldu. Şimdi o örgütler sayesinde ABD ve arkasındaki Fransa, Afrika'nın başta petrol bölgeleri olmak üzere doğal kaynakları nerede varsa orada rejimleri değiştiriyor, özel kuvvetleri ile teröristlere karşı (!) eğitim veriyor, ülkenin güvenliğine katkıda (!) bulunuyor.
İşin özeti, ABD terörle mücadele yerine, terörle dış politika uyguluyor, terör örgütlerini kurup istikrarsızlıktan faydalanıyor, isimlerini ve elbiselerini değiştirerek bir yerden diğerine terör örgütlerini naklediyor ya da mutasyona tabi tutup bazen iyi bazen de kötü terör örgütü tanımlaması yapıyor.
Bütün bunların ortak paydasında bir türlü bitmeyen ve ABD'nin amaçlarına hizmet eden kaos ortamı ve el konulacak petrol bölgeleri var. IŞİD de bu yüzden hem Suriye'de hem Irak'ta petrol bölgelerinden başka bir yere saldırmadı. Şimdi görev tamamlandı, yeni bir düzen kurulmalı, IŞİD kenara çekilmeli ama yok edilmemeli.
ABD'nin terörle mücadelesi başından beri yalanlarla doludur.
O nedenle bölgede samimi girişimlerde bulunan Türkiye ve İran'ın ABD'ye karşı son derece temkinli olması ve Rusya ile birlikte garantörlüğünü üstlendikleri bölgelerin çatışmadan uzak kalmasını ya da geliyorum diyen çatışmayı, barışçıl yöntemlerle yönetmeyi becerebilmelidirler.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023