Gürer: Asgari ücreti bu şekilde kabullenmek mümkün değil
Gürer, “1 Ocak'ta geçerli olacak olan asgari ücret 1 Ocak 2024'te açıklanan asgari ücretin alım gücünün altında kalıyor yani ekonomik krizin etkisiyle belirledikleri asgari ücretin alım gücü çalışanların cebine girmeden eriyor” dedi.
26.12.2024 17:39:00
Bülent Tapıcı
Bülent Tapıcı
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer iktidarın açıkladığı asgari ücret rakamına tepki gösterdi.
Gürer şunları söyledi;
"Asgari ücreti bu şekilde kabullenmek mümkün değil çünkü siyasi iktidar 2025 yılı bütçesinde artışları vergide yüzde 44 ortalamasının üzerinde, bazıların da yüzde 51'de buluyor. İktidar kendi alacağına geldiği zaman alacağını alıyor ama verilmesi gerektiğinde en düşük olanı veriyor.
1 Ocak'ta geçerli olacak olan asgari ücret 1 Ocak 2024'te açıklanan asgari ücretin alım gücünün altında kalıyor yani ekonomik krizin etkisiyle belirledikleri asgari ücretin alım gücü çalışanların cebine girmeden eriyor. Ocak ayından itibaren başlayacak vergiler ve zamlarla da daha o para cebine erişmeden biteceği için asgari ücretlinin yoksullaşması daha da derinleşecek.
Ülkemizde asgari ücret artık temel ücrete dönüştü, normal koşullarda asgari ücreti bu kadar konuşmamamız lazım. Sendikalar toplu sözleşmesini yapabilmeli, her fabrikanın toplu sözleşmesini yapacak sendikalaşmış dokusu olmalı ama Türkiye'de sendikacılık bitirildi. Bu nedenle asgari ücret genel ücrete dönüştü, genel ücret olduğu için de her kesimi doğrudan etkiliyor. İktidar, 'Eğer daha yüksek olursa işveren zora düşer' gibi bir safsata içinde. Türkiye'de işçisine ücret verdiği için kapanan hiçbir fabrika olmamıştır. Bunlar ekonomik krizden etkilenmiştir, yönetim zaafı vardır, farklı sorunlardan kapanmıştır. Bu yalnızca düzmece bir algı.
Yapılmak istenen şu; eğer asgari ücretlinin, emeklinin cebinde para olmazsa gidip alışveriş yapamaz, alışveriş yapamadıkça da biz enflasyonu bu yolla dizginleriz diye düşünüyorlar. Bu aynı zamanda esnafa da vurulan bir darbe çünkü sizin cebinizde, asgari ücretlinin cebinde, emeklinin cebinde para olmayınca alışveriş yapamayacak. Piyasa sıkı para politikasıyla bu şekilde dengelenmeye çalışılıyor ama bu yol yol değil.
Çünkü Türkiye derin bir yoksulluk yaşıyor. Herkesim problemli, boşanmalar artmış, madde bağımlıları artmış, aile dokuları sarsılmış. Bunların tamamı ekonomik kriz nedeniyle.
Bugün bir sendikanın yaptığı açıklamaya göre açıklanan asgari ücret açlık sınırının altında kalmış durumda. Asgari ücrette olması gereken en az 30 bin liraydı o da 6 ay sonraki süreçte enflasyona göre güncellenmeliydi. Bu yapılanı kabul edebilen yalnızca sanayici ile iktidar."
Gürer şunları söyledi;
"Asgari ücreti bu şekilde kabullenmek mümkün değil çünkü siyasi iktidar 2025 yılı bütçesinde artışları vergide yüzde 44 ortalamasının üzerinde, bazıların da yüzde 51'de buluyor. İktidar kendi alacağına geldiği zaman alacağını alıyor ama verilmesi gerektiğinde en düşük olanı veriyor.
1 Ocak'ta geçerli olacak olan asgari ücret 1 Ocak 2024'te açıklanan asgari ücretin alım gücünün altında kalıyor yani ekonomik krizin etkisiyle belirledikleri asgari ücretin alım gücü çalışanların cebine girmeden eriyor. Ocak ayından itibaren başlayacak vergiler ve zamlarla da daha o para cebine erişmeden biteceği için asgari ücretlinin yoksullaşması daha da derinleşecek.
Ülkemizde asgari ücret artık temel ücrete dönüştü, normal koşullarda asgari ücreti bu kadar konuşmamamız lazım. Sendikalar toplu sözleşmesini yapabilmeli, her fabrikanın toplu sözleşmesini yapacak sendikalaşmış dokusu olmalı ama Türkiye'de sendikacılık bitirildi. Bu nedenle asgari ücret genel ücrete dönüştü, genel ücret olduğu için de her kesimi doğrudan etkiliyor. İktidar, 'Eğer daha yüksek olursa işveren zora düşer' gibi bir safsata içinde. Türkiye'de işçisine ücret verdiği için kapanan hiçbir fabrika olmamıştır. Bunlar ekonomik krizden etkilenmiştir, yönetim zaafı vardır, farklı sorunlardan kapanmıştır. Bu yalnızca düzmece bir algı.
Yapılmak istenen şu; eğer asgari ücretlinin, emeklinin cebinde para olmazsa gidip alışveriş yapamaz, alışveriş yapamadıkça da biz enflasyonu bu yolla dizginleriz diye düşünüyorlar. Bu aynı zamanda esnafa da vurulan bir darbe çünkü sizin cebinizde, asgari ücretlinin cebinde, emeklinin cebinde para olmayınca alışveriş yapamayacak. Piyasa sıkı para politikasıyla bu şekilde dengelenmeye çalışılıyor ama bu yol yol değil.
Çünkü Türkiye derin bir yoksulluk yaşıyor. Herkesim problemli, boşanmalar artmış, madde bağımlıları artmış, aile dokuları sarsılmış. Bunların tamamı ekonomik kriz nedeniyle.
Bugün bir sendikanın yaptığı açıklamaya göre açıklanan asgari ücret açlık sınırının altında kalmış durumda. Asgari ücrette olması gereken en az 30 bin liraydı o da 6 ay sonraki süreçte enflasyona göre güncellenmeliydi. Bu yapılanı kabul edebilen yalnızca sanayici ile iktidar."