17.04.2014 tarihli 6532 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda ciddi değişiklikler yapılmıştı.Kamuoyunda MİT Kanunu olarak bilinen bu kanunun değişiklik gerekçeleri arasında, "görevlerini daha etkin ve verimli olarak yerine getirebilmesi", "bilgi ve belgelere ve iletişim alt yapılarına erişim sağlanabilmesi ve bunlardan istifade edilebilmesi", "terörle mücadele ve milli güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulunca MİT'e operasyonel görev verilebilmesine yönelik düzenleme yapılması ihtiyacı" gösterilmişti.Bu kanunla MİT'e, "Dış güvenlik, terörle mücadele ve millî güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulunca verilen görevleri yerine getirmek" ve "Dış istihbarat, millî savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek, analiz etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak" görevleri de verildi.Yine bu görevlerini yerine getirmesi için, "Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, millî savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplama", "görevinin gereği terör örgütleri dâhil olmak üzere millî güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurma" gibi yetkiler de verildi.6532 sayılı Kanun ile pek çok değişiklik yapılmasına rağmen, yukarıda yer alan kısımları vermemizin nedeni, savcı Mehmet Selim Kiraz'ın 31 Mart 2015 tarihinde terör eylemi neticesinde şehit olması.İktidar, muhalefetin tepki ve itirazlarına rağmen, MİT'in çoğu mahkeme kararını gerektiren geniş yetkilerle donatılmasını, tam da bu olayların önlenmesini amaçladıklarını ileri sürerek izah etmişti.Yani hükümetin ve istihbaratın bu tür eylemleri önlemek için gerekli yetkileri, kendi beyanlarına göre anılan değişiklikle sağlanmıştır.Öte yandan terör eylemini gerçekleştiren faillerin her ikisi de isimlerinden, mensubu bulundukları terör örgütüne, yaşlarından, boylarından, göz rengine kadar ilgili birimlerce bilinmektedir. Faillerin hangi cezaevlerinde kaldıkları, kimlerle nasıl karşılaştıkları, ne zaman tahliye oldukları basında bile boy boy yer aldı.Bilinen, tanınan bu failler terör eylemi için birilerinden talimat alıyor. Bir yerlerde barınıyor. Terör eylemi için plan yapıyor. Ellerini kollarını sallaya sallaya adliyeye geliyor. Adliyeye silah sokup savcıyı rehin alıyor ve ne yazık ki şehit ediyor.Bilinen ve tanınan faillerin gerçekleştirdiği bütün bu aşamalardan, istihbaratın haberi olmayacaksa, MİT kanunu olarak bilinen kanunda neden değişiklik yapıldı? Neden MİT, telefon dinleme, terör örgütüne personel sızdırma dahil olağanüstü yetkilerle donatıldı? Bakanlar Kurulu, MİT'e bunlarla mücadele için görev tevdi etmediyse, bunu neden görev tanımına eklediniz?Bu terör olayının önlenememesinde hukuki ve siyasi sorumluluk da, vebal de MİT'in doğrudan bağlı olduğu Başbakan ve Bakanlar Kurulu'dur.Sayın Başbakan, yitip giden bir değerimiz olan savcımızın şehit edilmesinden kendini mesul tutması bir yana, suç bastırır gibi, kendisi dışında herkesi suçluyor. İç güvenlik yasası olarak bilinen kanuna atıfta bulunarak "izinsiz yürüyenlere asla müsamaha göstermeyeceğiz" diyor.Hâlbuki menfur olayı gerçekleştirenler, sokakta kendini gizleyenler değil, adliyede yüzü gözü açık dolaşanlardı.Sayın Başbakan görevi gereği en temel hak olan yaşama hakkımızı (Anayasa m. 17) koruyacağına, yine milletin anayasal hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını (Anayasa m. 34) kısıtlamaya çalışıyor.MİT kanununda yaptıkları değişikliği milletin hayrına kullanmayanlar, olan bitenden kendini sorumlu tutmayanlar, bu kez hukuk devletinin sonu anlamına gelen iç güvenlik yasasını millete baskı için kullanacaklar.Hükümet hem suçlu, hem güçlüdür.Daha fazla dayak yememek için 7 Haziran bir fırsattır. Bu millet 7 Haziran'da gerçek gücünü gösterecektir.
Gökhan Avcı / diğer yazıları
- Hem suçlu hem güçlü / 05.04.2015
- İktidardaki muhalefet / 03.04.2015
- 'Demokratik krallık' / 11.03.2015
- Nereden nereye / 07.03.2015
- Eğrisi mi, doğrusu mu? / 02.03.2015
- Hata fırsatı vermeyelim / 21.02.2015
- Batı'dan ithal mal / 20.02.2015
- Hayaller ve gerçekler / 11.02.2015
- O gömlek pek eğreti durdu / 10.02.2015
- İçimizden görünenlerle değil, içimizden olanlarla bir olalım / 06.02.2015
- İktidardaki muhalefet / 03.04.2015
- 'Demokratik krallık' / 11.03.2015
- Nereden nereye / 07.03.2015
- Eğrisi mi, doğrusu mu? / 02.03.2015
- Hata fırsatı vermeyelim / 21.02.2015
- Batı'dan ithal mal / 20.02.2015
- Hayaller ve gerçekler / 11.02.2015
- O gömlek pek eğreti durdu / 10.02.2015
- İçimizden görünenlerle değil, içimizden olanlarla bir olalım / 06.02.2015