Bir müddettir ilan panolarında AKP milletvekili aday adaylarının duyuruları çıkmaya başladı. Sünnetlerde gördüğümüz kıyafetlerle poz vermişler. Bir "maşallah" eksik?Slogan "Yeni Türkiye" ama aday adaylarının üzerindeki kıyafetler sözde Osmanlı. Slogan yeni, kıyafetler, kafalar eski.Her biri dizi setlerinden fırlamış gibi. Padişah, sadrazam, paşa, vezir? Tebaadan kimse yok. Yani millete hizmetçi değil, efendi olmaya adaylar.Yalnız Osmanlı özlemi içindekilere hatırlatalım... İstanbul'un fethinden sonra sadrazamlık gibi idari kurullar pek Türklere teslim edilmemiş. 4. Murad'ın ölümüne kadar geçen 187 yıllık sürede, 66 devşirme sadrazam yaklaşık 170 yıl görev yapmış. Aynı dönem içerisindeki Türk kökenli sadrazam sayısı ise 10 kişi. Toplam görev süreleri ise sadece 17 yıl.Osmanlı Devleti'nin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyduğu kadroları yetiştiren Enderun mektebine de Türk ve Müslüman çocuklar alınmazdı. Gayrimüslimler devşirilirdi.Yani, kökeniniz azınlıklara dayanmıyorsa yönetime gelmeniz pek mümkün değildi.Türkler mi? Onlar Anadolu köylüleriydi."Etrakı bi idrak" (idraksiz Türkler) idi."Türk değil mi, Merzifon'un eşeği; Eşek değil, köpekten de aşağı" şiirleri düzülürdü.Türk-i bed-lika (çirkin yüzlü Türk), nadan Türk (cahil Türk) Osmanlı tarihçisi Naima'nın tanımlarından."İnsan değildi, şekeri zehir ederdi" (Hafız Ahmet Çelebi 1499)."Tanrı Türk'e irfan çeşmesini yasaklamıştır" (Nef'i)."Türk toplumundan olanın başı kabadır" (Baki)."Türkler, dini, soyu, sopu, yurdu belirsiz karmakarışık cahiller sürüsüdür (Vahdettin).Anadolu köylüsü savaşta asker, vergide mükellefti ama yönetimde yoktu.Anadolu insanına hak ettiği değer Atatürk tarafından verilmiştir: "?yedi asırdan beri cihanın dört bir köşesine sevk ederek kanlarını akıttığımız, kemiklerini topraklarında bıraktığımız ve yedi asırdan beri emeklerini ellerinden alıp israf eylediğimiz ve buna mukabil daima tahkir ve tezlil ile mukabele ettiğimiz ve bunca fedakârlık ve ihsanlarına karşı nankörlük, küstahlık, zorbalıkla uşak seviyesine indirmek istediğimiz, bu gerçek sahibin huzurunda (o zamanki Türk köylülerini kastediyor) bugün utanç ve saygı ile hakiki durumumuzu alalım?" (1 Mart 1922'de Büyük Millet Meclisi'nin üçüncü toplantı yılını açarken yaptığı konuşmadan)Osmanlı elbette eğrisi ve doğrusuyla bizim tarihimizdir. "Cumhuriyet" "eğrileri" bırakıp, "doğrular" ile devam etmiştir.Sünnet davetiyelerine benzeyen ilanlar bastırabilmeniz, bu Cumhuriyet sayesindedir.
Gökhan Avcı / diğer yazıları
- Hem suçlu hem güçlü / 05.04.2015
- İktidardaki muhalefet / 03.04.2015
- 'Demokratik krallık' / 11.03.2015
- Nereden nereye / 07.03.2015
- Eğrisi mi, doğrusu mu? / 02.03.2015
- Hata fırsatı vermeyelim / 21.02.2015
- Batı'dan ithal mal / 20.02.2015
- Hayaller ve gerçekler / 11.02.2015
- O gömlek pek eğreti durdu / 10.02.2015
- İçimizden görünenlerle değil, içimizden olanlarla bir olalım / 06.02.2015
- İktidardaki muhalefet / 03.04.2015
- 'Demokratik krallık' / 11.03.2015
- Nereden nereye / 07.03.2015
- Eğrisi mi, doğrusu mu? / 02.03.2015
- Hata fırsatı vermeyelim / 21.02.2015
- Batı'dan ithal mal / 20.02.2015
- Hayaller ve gerçekler / 11.02.2015
- O gömlek pek eğreti durdu / 10.02.2015
- İçimizden görünenlerle değil, içimizden olanlarla bir olalım / 06.02.2015