logo
19 KASIM 2024

Gardırop Atatürkçülüğü

19.11.2024 00:00:00

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Kasım törenlerinde yaptığı "Türkiye bir dönem gardırop Atatürkçülüğünden çok çekti" açıklaması, günümüzde Atatürkçülük kavramının nasıl algılandığı ve kullanıldığına dair önemli bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Ancak, bu açıklamayı değerlendirirken, Atatürkçülüğün tarihsel bağlamı ve gerçek anlamı üzerine düşünmek gerekiyor. Atatürk'ü yalnızca bir simge veya siyasi argüman olarak görmek hem onun mirasına hem de milletimize yapılmış bir haksızlık olur.

Atatürk'ün gerçek mirası 

Atatürk, Türk milletinin bağımsızlık ruhunun somutlaşmış bir temsilcisidir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın sıkça vurguladığı gibi, Atatürk vatandır, bayraktır, bağımsızlıktır ve milletin birleştirici harcıdır. 10 Kasım'da Anıtkabir'i ziyaret eden 1 milyon 92 bin 365 kişi, Atatürk'ün bu özelliklerini bir kez daha teyit etmiştir. Bu yoğun ziyaret, milletimizin Atatürk'e duyduğu sevgi ve saygının en somut göstergesiydi. Bu sevgi, bir gardırop Atatürkçülüğü değil, bağımsızlık mücadelesinin ruhunu kavramış bir milletin minnettarlığıdır.

Gardırop Atatürkçülüğü eleştirisi 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "gardırop Atatürkçülüğü" eleştirisi, Atatürk'ün ismini kullanarak hiçbir somut katkı sunmayan kesimlere yönelik bir eleştiri olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu kavramın tüm Atatürkçüleri kapsayacak şekilde genelleştirilmesi, Atatürk'ün gerçek mirasını ve onun halk nezdindeki değerini göz ardı etme riskini taşır. Atatürkçülük, yalnızca bir kıyafet veya tabela meselesi değildir. O, bir milletin bağımsızlık, hürriyet ve modernleşme idealidir.

Erdoğan'ın gardırop Atatürkçülüğü eleştirisi, aslında geniş bir bağlamda tartışılması gereken bir meseledir. Türkiye, yalnızca gardırop Atatürkçülüğünden değil, gardırop milliyetçiliği ve gardırop dindarlığından da çekmiştir. Atatürk'ün mirasını sulandırmaya çalışanlar, bir yandan milliyetçiliği sığ bir kavrama indirgerken, diğer yandan da dinin toplumu birleştirici özünü yok sayan bir anlayışı teşvik etmektedir. Oysa Atatürk, milliyetçiliği ve dindarlığı birbirine karşıt değil, birleştirici unsurlar olarak görmüştür.

Bu noktada siyasi iradeye düşen tüm kavramların "gardıropçuları" ile mücadele etmektir. 

Bu ülkede 15 Temmuz Kalkışmasını yaşatanların yola din adına çıktıklarını hepimiz biliyoruz. 

Bu kesimin yıllarca organize ettiği "dinler arası diyalog", "ılımlı islam" söylemleri sırasında aklınız nerde idi? 

Bunların din adına yaptıkları da "gardırop dindarlığı" olmuyor muydu? 

Prof. Dr. Haydar Baş, yıllarca bu fikirle mücadele ederken siz nerede idiniz? 

Gardırop dindarlar bu ülkenin birlik ve beraberliğini bozma faaliyetleri yaparken, dinler arası diyalog çalışmaları ile adeta işgale zemin hazırlarken siz nerede idiniz?  

Prof. Dr. Haydar Baş, dönemin tüm siyasetçilerine, kanaat önderlerine ülkemizin üzerine din üzerinden oynanan oyunları; bazen bizzat, bazen konferans ve seminerlerle, bazen sözlü ya da yazılı basınla, bazen temsilciler göndererek anlatırken siz nerede idiniz? 

Neden Prof. Dr. Haydar Baş'a kulak vermediniz? 

Neden gardırop dindarlarının oyununu göremediniz? 

Gelelim günümüze umarım şimdilerde başka gardırop dindarları yoktur? Umarım siyasi irademiz ayıkmıştır. Umarım FETÖ ile mücadele edilirken başka "gardıropçular" oluşmasına izin verilmiyordur! 

Bir iki lafım da "gardırop milliyetçiliği"ne.

Ülkemizde bugün birileri kalkıp da milliyetçilik adına ülkenin üniter yapısına zarar vermiyor mu? Gerçek milliyetçilik, Türk milletinin haklarını korumak, milli kaynakları savunmak ve Türkiye'nin bölgesel ve küresel gücünü artırmak için çalışmak değil midir? 

Aynı medeniyeti paylaştığımız, örf, adet, gelenek, görenek, kültür, din birlikteliği yapmış milletimizi ayrı gayrı göstermek reva mıdır? Şimdi bu da tam bir "gardırop milliyetçiliği" değil midir?

Gardırop Atatürkçülüğü söyleminin sonuna kadar yanındayım. Zaten son yıllarda milletimize verilen en büyük zararın milli ve dini kavramların içinin boşaltılması olduğunu düşünüyorum. Atatürkçülük de dindarlık da milliyetçilik de bundan nasibini almıştır.  

Gerçek Atatürkçülüğün anlamı

Atatürk'ün ilke ve inkılaplarını sulandırmaya yönelik çabaların, aslında Türkiye'nin üniter yapısına yönelik saldırılar olduğunu hiçbir zaman unutmayalım. Atatürk'ün adı, yalnızca bir şahsiyetin değil, bir milletin bağımsızlık ve birlik ruhunun simgesi haline gelmiştir. Atatürk'ü itibarsızlaştırmaya çalışanlar, aslında bu ruhu zayıflatmayı hedeflemektedir. 

Atatürk, bağımsızlık mücadelesi veren bir milletin lideri, bir rehber ve milletimizi birleştiren bir harçtır. Asıl mesele, Atatürk'ü anlayarak, onun mirasını yaşatmak ve milletimizin bağımsızlık ruhunu gelecek nesillere taşımaktır. Bu mirası anlamanın yolu ise, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi, Atatürk'ün gerçek kimliğini ve fikirlerini samimiyetle kavrayıp benimsemekten, gerçek Atatürk'ü tanımaktan geçer. Atatürk'ü her yönü ile tanımak için Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleme aldığı "Hoş Geldin Atatürk" eserini okumayı, herkese tavsiye etmeyi bir borç bilirim. 

Türkiye'nin ihtiyacı olan, tüm kavramların gardıropçuları ile mücadele etmek; gerçek Atatürkçülerle, gerçek dindarlarla, gerçek milliyetçilerle yürümektir.

 
 
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi / diğer yazıları
Yaralılar var
Hizbullah, İsrail'in kalbini vurdu
Milyarlarca insanın hayatı tehlikede
İklim raydan çıkmak üzere
Yılın davasında şok eden ifade
'Yoğun bakım ne kadar doluysa...!
48 saatte 300 saldırı
İsrail, Lübnan'ı da yok ediyor
Prof. Dr. Kara'dan net tespit
İşte Türkiye ekonomisinde en büyük sorun
File Market startı verdi
Marketlerden poşet kurnazlığı
Gazze'de can kaybı 44 bine yaklaştı
İsrail soykırıma devam ediyor
Eski tip sürücü belgelerinin yenilenme süresi uzatıldı
Son tarih 31 Temmuz 2025
Eskişehir'de yolcu otobüsü, yoldan çıkarak devrildi
1 kişi öldü, 41 kişi yaralandı
AB'nin anlaşması Fransız çiftçileri sokağa döktü
Çiftçiler Paris yakınlarına ulaştı
Yenidoğan çetesi hakim karşısında
47 sanığın yargılanmasına başlandı
176,4 milyar dolar
İşte Türkiye'nin kısa vadeli dış borcu
Cumhurbaşkanı Erdoğan Brezilya'da
Erdoğan ile Silva bir araya geldi
Çorum'da dehşet gecesi
Eşinden boşanan kadın evi ateşe verdi: 1'i çocuk 2 ölü
Laiklikle ilgili sözleri nedeniyle
CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu
Yaralılar var
Hizbullah, İsrail'in kalbini vurdu
Milyarlarca insanın hayatı tehlikede
İklim raydan çıkmak üzere
Yılın davasında şok eden ifade
'Yoğun bakım ne kadar doluysa...!
48 saatte 300 saldırı
İsrail, Lübnan'ı da yok ediyor
Prof. Dr. Kara'dan net tespit
İşte Türkiye ekonomisinde en büyük sorun
File Market startı verdi
Marketlerden poşet kurnazlığı
Gazze'de can kaybı 44 bine yaklaştı
İsrail soykırıma devam ediyor
Eski tip sürücü belgelerinin yenilenme süresi uzatıldı
Son tarih 31 Temmuz 2025
Eskişehir'de yolcu otobüsü, yoldan çıkarak devrildi
1 kişi öldü, 41 kişi yaralandı
AB'nin anlaşması Fransız çiftçileri sokağa döktü
Çiftçiler Paris yakınlarına ulaştı
Yenidoğan çetesi hakim karşısında
47 sanığın yargılanmasına başlandı
176,4 milyar dolar
İşte Türkiye'nin kısa vadeli dış borcu
Cumhurbaşkanı Erdoğan Brezilya'da
Erdoğan ile Silva bir araya geldi
Çorum'da dehşet gecesi
Eşinden boşanan kadın evi ateşe verdi: 1'i çocuk 2 ölü
Laiklikle ilgili sözleri nedeniyle
CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.