Günümüzde, dünya finans sistemi ciddi sarsıntılara uğrarken, oluşan vaziyetin sebeplerinin tahlili yeterli kalmayıp, bu durumdan çıkma yollarını araştırmak da o kadar ciddi bir meseledir. Anlaşılıyor ki, bugün, hiçbir devlet dünya finans sisteminin etkisi haricinde değildir. Ve bazı bölge veya ülkelerin, dünya ülkelerinde, özellikle ABD ekonomisinde olup bitenlerden otonomluğu hususundaki tez şüphe yaratmaktadır.Prensip itibarı ile günümüzün finans krizi ile ilgili iki tane fikir mevcuttur. İlkine göre, finans piyasasının şuandaki oyun kuralları, finansman enstrümanları, müessese ve gördükleri fonksiyonları, doğal gelişim sürecinin sonucu ve ekonomi açısından akıllı hem makbuldur. Bu tür fikrin taraftarları, eskisi gibi, devletin ve regülatörlerin müdahalesi ile durum düzeltilebilir, piyasa 2009'a doğru dengeye gelir ve iktisadi sistem yine yükseliş dönemine geçer diyorlar. Dolayısıyla, krizi efektif olmayan yönetime ve doğal süreçlere bağlıyorlar.Öteki fikre göre, mevcut finans sistemi baştan bozuk prensiplere göre yapılanmış, tarif itibarı ile de istikrarlı olamaz ve daimi büyüme sağlayamaz. Ayrıca, bu tür fikrin taraftarları günümüz finans sisteminin iktisadi ve sosyal adaletsizliğine dikkat çekmektedirler.Birinci fikre göre, toplumlara 2009 yılına, maksimum 2010 yıl ortalarına kadar 'kemerlerini sıkıştırarak' zor dönemi geçirmek ve sonra da işlerini 'her zamanki gibi' devam ettirmek tavsiye edilmektedir.Öteki taraftan, bir çoğu, dünya finans sisteminin değişmesi gerektiğini sezinlemektedir. Dolayısıyla, bu yazı ikinci fikrin tahlili ve sunduğu alternatifleri ile ilgilidir.Dünya iktisat sistemine yeni yaklaşım örneği olarak, Prof. Dr. Haydar Baş'ın fikirlerini ele alabiliriz. 2005 yılında yayınlanan 'Milli Ekonomi Modeli' kitabında genel iktisat, özellikle finans üzerine birçok orijinal fikir söylenmektedir. Meslek olarak finans uzmanı olmam sebebi ile Prof. Dr. Baş'ın kitabının finans kısmına ve başka alternatif bilim adamlarının fikirlerine değinmek, belki de kastedilen fikirleri uygulama açısından geliştirmek isterdim. Önce 'Ne oldu ki?' sorusundan başlayalım. Ve böyle bir krizin yeni olmadığını hatırlatalım. 17-19 yüzyıllarda buna benzer 'balonlar'; 'lale', 'Güney Deniz' şirketi hisseleri üzerine spekülasyon, 'Missisipi', demir yolları hisseleri vs. izlenmekteydi. Bir önceki 1999-2002 yıllar krizi ise İnternet ve ileri teknoloji şirketlerin hisseleri balonu ile ilgili idi. Finans sistemlerin karmaşık hale gelmesi ve globalleşmesi sonucu her yeni balon münferit bir ülke ve tüm dünya açısından daha da zor sonuçlar vermekte idi. Bu sefer ne oldu acaba?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012