Abdestin mahiyeti
Abdestin Sıhhatına Engel Olmayan Şeyler:
Dudaklar âdet üzere yumulduğu zaman, görülmeyen kısımlarını yıkamak abdest için gerekli değildir. Bunların kuru kalması abdeste zarar vermez; çünkü bunlar ağız kısmındadır.
İyileşip de henüz kabuğundan ayrılmamış olan bir çıbanın içini yıkamak gerekmez.
Şehir ve köy halkının tırnaklarında olan kirler ve vücudlarındaki kirler, pire ve sinek tersleri, abdestin sıhhatına engel olmaz.
Boyacıların tırnaklarında kalan boyalar zaruret gereği tırnaklarının üzerinde ince bir tabaka teşkil eden ve altlarına su işlemesine engel olan boyalar, abdeste manidir. Abdest organlarına yapışan hamur, mum, çapak, balık pulu gibi şeyler de böyledir.
Abdest organlarının birinin bir zarurete dayanarak yıkanamaması veya meshedilememesi, abdestin sıhhatına engel olmaz. Örnek: Bir yarayı veya ayakta bulunan bir yanık yerini yıkamak eğer sahibine zarar verirse bunlar meshedilir, mesh de zarar verirse terk edilir.
Yine, bir yaranın üzerinde bulunan ilâç, yara yerini taşmış olursa, bu taşan kısım yıkanır; fakat yıkanması zarar verirse mesh ile yetinilir.
Abdest alırken veya abdestten sonra, bir abdeste organın yıkanıp yıkanmamış olmasında şübheye düşülürse bakılır: Eğer şübheye düşen kimse, her zaman şübhelenmiyorsa, o organını (uzvunu) yıkar. Fakat vesveseli bir kimese ise yıkamaz, onun şübhesine bakılmaz.
Bir kimse abdest aldığını sağlam olarak bildiği halde, abdestini bozup bozmadığı üzerinde şübheye düşse, o kimse, abestli sayılır. Kesin olarak bilinen bir şey şübhe ile ortadan kalkmaz. Aksine abdestini bozmuş bulunduğunu kesinlikle bildiği halde, sonradan abdest almadığından şübhe eden kimse de abdestsiz sayılır.
Abdest organlarından birini veya birkaçını yitirmiş olan kimse, mevcut bulunan organlarını yıkar. Ayakları kesilmiş olan kimseden bunları yıkamak farziyeti düşer ve bu durum abdestin sıhhatine engel olmaz.
Mestler Üzerine Mesh Verilmesi:
Ayağa giyilen ve "Mest" adı verilen mest hükmündeki şeyler üzerine, abdest alınırken meshedilmesi caizdir. Bu, İslam dininin gösterdiği bir kolaylıktır. Bu meshden maksad, mestlerin üzerine ayakların uçlarından başlayıp aşık kemiklerini aşmak üzere inciklere doğru ıslak olan el parmaklarını sürmektir.
Ayaklara meshetmenin farz miktarı, giyilen her iki mestin ön ve üst tarafından el parmaklarının en küçüğü itibari ile üç parmaklık yerin meshedilmesidir. Bu kadarlık bir yerin meshedilmesi ile farz yerine getirilmiş olur.
(Malikilere göre, mestlerin bütünü üzerine mesh yapılması gerekir. Bu miktarın azına mesh yeterli değildir. Hanbelilere göre, mestlerin üstünün çoğuna meshedilmesi kâfidir. Şafiilerde ise, mestlerin üstüne bir parmak kadar mesh yapılması yeterlidir). Mestlerin altına mesh yapılmaz.Mestler üzerine mesh yapılırken ıslak olan el parmaklarının açık olması, mesihih el parmakları ile yapılması, ayak parmaklarının ucundan başlayarak yukarıya doğru yapılması, sünnete uygun olan meshdir. Yoksa, mestin üzerine su dökmek, mesti sünger gibi bir şeyle ıslatmak, enine olarak mestin üzerine meshetmek veya meshe mestin goncundan başlamak yeter. Ancak böyle yapmak sünnete aykırıdır.
Ayakları topukları ile beraber örten çizmeler, potinler, kendileri ile üç mil kadar yürünebilecek kuvvetli ve kalın çoraplar, konçlu aba terlikler de mest hükmündedir. Bunların üzerine de mesh yapılabilir.
Ömer Nasuhi Bilmen /Büyük İslam İlmihali
Abdestin Sıhhatına Engel Olmayan Şeyler:
Dudaklar âdet üzere yumulduğu zaman, görülmeyen kısımlarını yıkamak abdest için gerekli değildir. Bunların kuru kalması abdeste zarar vermez; çünkü bunlar ağız kısmındadır.
İyileşip de henüz kabuğundan ayrılmamış olan bir çıbanın içini yıkamak gerekmez.
Şehir ve köy halkının tırnaklarında olan kirler ve vücudlarındaki kirler, pire ve sinek tersleri, abdestin sıhhatına engel olmaz.
Boyacıların tırnaklarında kalan boyalar zaruret gereği tırnaklarının üzerinde ince bir tabaka teşkil eden ve altlarına su işlemesine engel olan boyalar, abdeste manidir. Abdest organlarına yapışan hamur, mum, çapak, balık pulu gibi şeyler de böyledir.
Abdest organlarının birinin bir zarurete dayanarak yıkanamaması veya meshedilememesi, abdestin sıhhatına engel olmaz. Örnek: Bir yarayı veya ayakta bulunan bir yanık yerini yıkamak eğer sahibine zarar verirse bunlar meshedilir, mesh de zarar verirse terk edilir.
Yine, bir yaranın üzerinde bulunan ilâç, yara yerini taşmış olursa, bu taşan kısım yıkanır; fakat yıkanması zarar verirse mesh ile yetinilir.
Abdest alırken veya abdestten sonra, bir abdeste organın yıkanıp yıkanmamış olmasında şübheye düşülürse bakılır: Eğer şübheye düşen kimse, her zaman şübhelenmiyorsa, o organını (uzvunu) yıkar. Fakat vesveseli bir kimese ise yıkamaz, onun şübhesine bakılmaz.
Bir kimse abdest aldığını sağlam olarak bildiği halde, abdestini bozup bozmadığı üzerinde şübheye düşse, o kimse, abestli sayılır. Kesin olarak bilinen bir şey şübhe ile ortadan kalkmaz. Aksine abdestini bozmuş bulunduğunu kesinlikle bildiği halde, sonradan abdest almadığından şübhe eden kimse de abdestsiz sayılır.
Abdest organlarından birini veya birkaçını yitirmiş olan kimse, mevcut bulunan organlarını yıkar. Ayakları kesilmiş olan kimseden bunları yıkamak farziyeti düşer ve bu durum abdestin sıhhatine engel olmaz.
Mestler Üzerine Mesh Verilmesi:
Ayağa giyilen ve "Mest" adı verilen mest hükmündeki şeyler üzerine, abdest alınırken meshedilmesi caizdir. Bu, İslam dininin gösterdiği bir kolaylıktır. Bu meshden maksad, mestlerin üzerine ayakların uçlarından başlayıp aşık kemiklerini aşmak üzere inciklere doğru ıslak olan el parmaklarını sürmektir.
Ayaklara meshetmenin farz miktarı, giyilen her iki mestin ön ve üst tarafından el parmaklarının en küçüğü itibari ile üç parmaklık yerin meshedilmesidir. Bu kadarlık bir yerin meshedilmesi ile farz yerine getirilmiş olur.
(Malikilere göre, mestlerin bütünü üzerine mesh yapılması gerekir. Bu miktarın azına mesh yeterli değildir. Hanbelilere göre, mestlerin üstünün çoğuna meshedilmesi kâfidir. Şafiilerde ise, mestlerin üstüne bir parmak kadar mesh yapılması yeterlidir). Mestlerin altına mesh yapılmaz.Mestler üzerine mesh yapılırken ıslak olan el parmaklarının açık olması, mesihih el parmakları ile yapılması, ayak parmaklarının ucundan başlayarak yukarıya doğru yapılması, sünnete uygun olan meshdir. Yoksa, mestin üzerine su dökmek, mesti sünger gibi bir şeyle ıslatmak, enine olarak mestin üzerine meshetmek veya meshe mestin goncundan başlamak yeter. Ancak böyle yapmak sünnete aykırıdır.
Ayakları topukları ile beraber örten çizmeler, potinler, kendileri ile üç mil kadar yürünebilecek kuvvetli ve kalın çoraplar, konçlu aba terlikler de mest hükmündedir. Bunların üzerine de mesh yapılabilir.
Ömer Nasuhi Bilmen /Büyük İslam İlmihali