Amerikan işgal yönetimi Irak'tan
çekildi; ama figüranları hala orada.
Figüranlar sahnedeyken oyun bitmemiş demektir.
İşgal Yönetimi gider gibi görünürken; askeri unsurlar da varlığını koruyor.
Sömürü Valisi Paul Bremer, apartopar valizini toplarken Pentagon'a kukla yönetimle ilgili stratejik bir rapor sundu. Raporda Amerikan dostları(!) tek tek sayılmış.
Eski istihbaratçı ve Yahudi sempatizanı Bremer, yerini Saddam düşmanı Allavi'ye bırakarak gitti.
"Düşmanımın düşmanı dostumdur'' mantığını Irak'ta uygulamaya sokan ABD, bu projesinde başarılı olamayacak.
Nedeni ise; Amerikan yönetiminin başından beri kendisine düşman olarak gördüğü Irak halkını yanına alamaması. Düşmanını(!) her geçen gün şiddet eylemleri ile daha da artıran Amerikan sömürüsü, yeni yönetime miras olarak kaldı.
Şu an o mirasa bir taraftan Kürtler, diğer taraftan Yahudi destekli Irak Geçici Yönetimi sahip çıkıyor.
Sünni Devlet Başkanı El-Yaver, yapılan son anketlere göre %71'lik desteğe sahip. Yaver'i Şii Başbakan Allavi %55'lik bir oranla izliyor.
Irak halkı bu desteği "mecburen verdiklerini, en kötünün iyisini seçmek gibi bir durumla karşı karşıya olduklarını" belirtiyorlar.
Sokaktaki vatandaşın onlara güveni yok.
Yönetimin etnik temsil gücüne gelince; halk tarafından beğenilmiyor. Özellikle Kürt ve Şii unsurlar yönetimden hoşnut değil. Türkmenler ise içten içe kendilerini yiyor. Türkmenler başından beri siyasal süreçte geri planda bırakıldılar. Türkiye'nin açılımları da yeterli olmadı.
Ve şiddet...
Yerel alanlarda devam etmekte olan şiddet eylemleri sözde egemenlik Iraklılar'a devredilmesine rağmen hemen hergün patlamalarla sürüyor.
Türk askeri başta olmak üzere komşu ülke askerlerini Irak'ta istemeyen Allavi Yönetiminin son icraatı tam bir felaket oldu.
Bölgedeki direnişi teröriz adına bastırmak için yoğun istihbarat yapan Allavi, Amerikan hava kuvvetleriyle koordineli olarak Felluce'deki evlerin vurulmasına neden oldu.
Sivillere ait evler vurulurken onlarca Iraklı canından oldu.
Bremer gitti, Allavi geldi. Değişen ne var? Hiç.
Amerikan yönetimi BM temsilcisi Negroponte'yi Irak'ta aktif bir göreve hazırlarken Iraklı genç bir bayanı da Washington temsilcisi olarak atadı.
Yönetim Iraklılar'a ait gibi görünse de ipler Amerika'nın elinde.
Saddam'ı kendi işgal ettiği bir ülkede kendi hakimleri ile yargılamakta olan Amerika, bir taraftan kurduğu kukla yönetimi kendi çıkarları için kullanırken; bir taraftan da İsrail ile koordineli olarak ekonomik açıdan bu ülkeyi zaptu rapt altına almayı kafasına koymuş durumda.
Irak'ta olanlar ve yaşananlar kirli ve kanlı bir demokrasinin göstergesi.
Kan ve gözyaşıyla yoğrulan Irak halkını demokrat kılmak için işgalcilerin başlattığı vahşeti Irak halkı unutacak gibi değil.
Halk ne ABD'ye ne onun kukla rejimine güven duymuyor. Baştan beri Irak halkınca işgalci olarak görülen Amerika hala işgalci.
Bu imaj ise yapılan tüm yüzeysel makyajlara rağmen değişmeyecek.
Irak'ta değişen bir şey yok.
Değişen tek şey; Saddam'ın biraz daha kilo vermiş olması.
çekildi; ama figüranları hala orada.
Figüranlar sahnedeyken oyun bitmemiş demektir.
İşgal Yönetimi gider gibi görünürken; askeri unsurlar da varlığını koruyor.
Sömürü Valisi Paul Bremer, apartopar valizini toplarken Pentagon'a kukla yönetimle ilgili stratejik bir rapor sundu. Raporda Amerikan dostları(!) tek tek sayılmış.
Eski istihbaratçı ve Yahudi sempatizanı Bremer, yerini Saddam düşmanı Allavi'ye bırakarak gitti.
"Düşmanımın düşmanı dostumdur'' mantığını Irak'ta uygulamaya sokan ABD, bu projesinde başarılı olamayacak.
Nedeni ise; Amerikan yönetiminin başından beri kendisine düşman olarak gördüğü Irak halkını yanına alamaması. Düşmanını(!) her geçen gün şiddet eylemleri ile daha da artıran Amerikan sömürüsü, yeni yönetime miras olarak kaldı.
Şu an o mirasa bir taraftan Kürtler, diğer taraftan Yahudi destekli Irak Geçici Yönetimi sahip çıkıyor.
Sünni Devlet Başkanı El-Yaver, yapılan son anketlere göre %71'lik desteğe sahip. Yaver'i Şii Başbakan Allavi %55'lik bir oranla izliyor.
Irak halkı bu desteği "mecburen verdiklerini, en kötünün iyisini seçmek gibi bir durumla karşı karşıya olduklarını" belirtiyorlar.
Sokaktaki vatandaşın onlara güveni yok.
Yönetimin etnik temsil gücüne gelince; halk tarafından beğenilmiyor. Özellikle Kürt ve Şii unsurlar yönetimden hoşnut değil. Türkmenler ise içten içe kendilerini yiyor. Türkmenler başından beri siyasal süreçte geri planda bırakıldılar. Türkiye'nin açılımları da yeterli olmadı.
Ve şiddet...
Yerel alanlarda devam etmekte olan şiddet eylemleri sözde egemenlik Iraklılar'a devredilmesine rağmen hemen hergün patlamalarla sürüyor.
Türk askeri başta olmak üzere komşu ülke askerlerini Irak'ta istemeyen Allavi Yönetiminin son icraatı tam bir felaket oldu.
Bölgedeki direnişi teröriz adına bastırmak için yoğun istihbarat yapan Allavi, Amerikan hava kuvvetleriyle koordineli olarak Felluce'deki evlerin vurulmasına neden oldu.
Sivillere ait evler vurulurken onlarca Iraklı canından oldu.
Bremer gitti, Allavi geldi. Değişen ne var? Hiç.
Amerikan yönetimi BM temsilcisi Negroponte'yi Irak'ta aktif bir göreve hazırlarken Iraklı genç bir bayanı da Washington temsilcisi olarak atadı.
Yönetim Iraklılar'a ait gibi görünse de ipler Amerika'nın elinde.
Saddam'ı kendi işgal ettiği bir ülkede kendi hakimleri ile yargılamakta olan Amerika, bir taraftan kurduğu kukla yönetimi kendi çıkarları için kullanırken; bir taraftan da İsrail ile koordineli olarak ekonomik açıdan bu ülkeyi zaptu rapt altına almayı kafasına koymuş durumda.
Irak'ta olanlar ve yaşananlar kirli ve kanlı bir demokrasinin göstergesi.
Kan ve gözyaşıyla yoğrulan Irak halkını demokrat kılmak için işgalcilerin başlattığı vahşeti Irak halkı unutacak gibi değil.
Halk ne ABD'ye ne onun kukla rejimine güven duymuyor. Baştan beri Irak halkınca işgalci olarak görülen Amerika hala işgalci.
Bu imaj ise yapılan tüm yüzeysel makyajlara rağmen değişmeyecek.
Irak'ta değişen bir şey yok.
Değişen tek şey; Saddam'ın biraz daha kilo vermiş olması.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005