İsrail hapishaneleri Auschwitz'deki toplama kampından beter
İsrail hapishanelerinin Nazi Almanyası tarafından 2. Dünya Savaşı döneminde kurulmuş en büyük toplama, zorunlu çalışma, sistematik katliam ve imha kampı olan Polonya'daki Auschwitz'den beter olduğu belirtildi.
05.02.2025 21:00:00
HABER MERKEZİ/AA
HABER MERKEZİ/AA
İsrail hapishanesinde 34 yıl kalan Filistinli Muhammed Filne, yaşadıkları işkenceyi şu yalın ifadelerle anlattı: "7 Ekim 2023'ten sonra kasıtlı olarak odaları tahrip ettiler, elbiselerimize sıvı yağ döktüler. Elektrikli cihazlarımızı aldılar. Sürekli darp gördük, göz yaşartıcı gaz sıktılar. Bizi tekmeliyorlardı, yerlerde sürüklüyorlardı, hakaret ediyorlardı, aşağılanıyorduk. Köpeklerle gece yarısı odaları basıyorlardı. Belki de 3 öğünde toplam yediğimiz yemek 2 yaşında bir çocuğa bile yetmez. O kadar bitkin düşmüşüm ki salıverildikten sonra Ramallah'taki ailemle görüntülü görüştüğüm sırada ekranda kendimi gördüm ancak tanıyamadım. İlk bakışta yabancı biri sandım. Cezaevlerinde ayna taşımak yasaktı. Küçük bir ayna bile bulsalar kırıyorlardı." İsrail ile Hamas arasındaki esir takasının üçüncü turunda serbest bırakılan 110 Filistinliden biri olan Filne, serbest kalan Filistinli ve İsrailli esirlerin arasındaki büyük farka dikkati çekerek, İsraillilerin temiz kıyafetler içinde, ellerinde hediyelerle mutlu bir şekilde salıverilirken, kendilerine yönelik muamelenin küçük düşürücü ve aşağılayıcı olduğunu kaydetti. Esir takasının üçüncü turu kapsamında salıverilecekleri kesinleşen Filistinli esirlerin, İsrail cezaevi yönetimi tarafından uzun saatler işkence gördüğünü aktaran Filne, "İsrail askerleri, el ve ayaklarımızı kelepçeledi, gözlerimizi bağladı, bizi yerlerde sürükledi, kafamızı duvarlara ve kapılara vurdular. Sonra da alaylı bir şekilde 'siz kör müsünüz' diyerek bizimle dalga geçtiler" ifadesini kullandı.
İşkence hiç bitmemiş
Her türlü açlık ve hastalığa maruz kaldıklarını, sözlü aşağılanmalara ve hakarete uğradıklarını anlatan Filne, serbest kaldıkları gün yaşadıklarını şu şekilde özetledi: "Salıverileceğimiz günün gecesi ellerimiz kelepçeli bir şekilde gece saat 3'ten sabah 7'ye kadar ağır bir şekilde darbedildik. Serbest bırakılacağımız sırada İsrailli bir kadın asker ağlıyordu, arkadaşı ona nedenini sorduğunda bizi işaret ederek 'Bunlar buradan sağ çıktı, ölmeleri gerekirdi' diye cevap verdi. Sonra bizi, otobüse bindirdiler. Otobüste yaklaşık 4 saat oturduk. Camları, kapıyı ve klimayı kapattılar. İçerde neredeyse boğulduk, klimayı açmalarını istedik. İnşallah ölürsünüz dediler. Bizi Kızılhaç ekiplerine teslim etmek yerine kasıtlı olarak Gazze sınırına yakın bir yerde tekmeleyerek otobüslerden indirdiler. Esirlerden birinin gördüğü şiddet ve darp nedeniyle yürümeye takati kalmamıştı ama mecburen Kızılhaç ekiplerini görene kadar bana tutunarak yaklaşık 500 metre kadar yol yürüdü. İsrail askerleri eğer arkanıza bakmadan yürümeye devam etmezseniz ateş açacağız diye tehdit ettiler."
Filistinli esirlerin kasıtlı olarak aç bırakıldığını ve çok kilo kaybettiklerini ifade eden Filne, yeterli beslenemediklerini, bu nedenle kendisinin de 35 kilo verdiğini dile getirdi. Filne'nin anlattıkları Yahudilerin ne kadar vahşi bir millet olduğunu ortaya koyuyor. Hitler'in bir Yahudi olması, Gazze'de soykırım emrini veren Netanyahu'nun da bu milletin içinden çıkması da bu gerçeği teyit ediyor. Filne'nin anlattıkları Yahudilerin yüzde 99'unun vahşet ve katliamda Hitler'e özendiğini de açıkça ortaya koyuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.