Evet sevgili okuyucular Fenerbahçe Avrupa Ligi'ne kalma mücadelesinde Slovacka karşısında muazzam bir performans göstererek rakibini ezdi geçti.
Şimdi şunu söylemek lazım Fenerbahçe'nin karşısındaki takım Çek liginin 4.'sü öyle kötü bir takım değil.
Maç boyunca ataklar organize etmeye çalıştılar ama Fenerbahçe o kadar iyi oynadı ki rakibine top göstermedi.
Eğer Fenerbahçe mükemmele yakın bir performans göstermeseydi bu takım Fenerbahçe'nin başını ağrıtırdı.
Fakat Fenerbahçe'de kötü oynayan bir oyuncu yoktu. Özellikle ilk gol ile 30. dakikalar arasında Fenerbahçe'nin oyununu tarif edecek kelime yok.
O kadar iyi bir oyundu yani. Yine hemen söylemek lazım ki Jorge Jesus net bir şekilde takımı maça çok iyi hazırlamış.
Gerek motivasyon gerek teknik anlamda Fenerbahçe maça çok iyi hazırlanmış.
Jesus net bir şekilde sadece topun ileri taşınmasını istiyor. Takım da buna çok iyi reaksiyon verdi.
Özellikle ikinci yarı anlamsız hazırlık pasları yapmadan havadan ve uzun paslarla top sürekli ileri atıldı.
Yani eğer yerden çıkamıyorsan topu havadan ileri taşıma stratejisi net ve bilinçli bir şekilde uygulandı.
Özellikle Szalai bu konuda liderliği ele aldı. Sadece bu da değil. Fenerbahçe'nin oyun içinde başka stratejileri de vardı.
Fenerbahçe Arao'yu çok iyi kullandı. Arao ilk yarı defans bloğunu beşledi. Pek fazla da ileri çıkmadı.
Bu Fenerbahçe'nin ilerde daha cesur olmasına sağladı. Arkada ani ataklarla az adamla yakalanmadılar.
Zaten rakip geliştirdiği atakları da Fenerbahçe'nin ilerde çok yüklendiği analarda oluşturdu ama Arao bir sigorta gibi defansı bu anlarda derledi ve toparladı.
Fenerbahçe merkezden hiç atak görmedi. İkinci yarı Arao daha farklı bir rol oynadı. Daha ileri çıktı.
Bu açıkça Jesus'un farkı artırma çabasının bir sonucuydu. Yani Fenerbahçe maçın başında baskılı oynamanın risklerini azaltacak bir çözümle oynarken ikinci yarı farkı artırmak için farklı bir strateji izledi.
Fenerbahçe'nin sol kanadı sağ kanadına nazaran hem savunmada hem de hücumda daha güçlü gözüküyor.
Nitekim Fenerbahçe sol taraftan 4, 6, 13 ve golün geldiği 17. dakikalarda Ferdi, Lincoln ve Rossi'nin çok güzel paslaşmaları ile rakip kaleye ataklar düzenledi.
Rossi ilk yarım saat maçın kahramanıydı. Gerek solda gerek sağ tarafa sürekli koştu ve kanatlara yardım etti.
Emre Mor'un da Kiev maçında yaşadığı talihsizliğe rağmen çok kısa sürede toparlanması takdiri hak ediyor.
Yalnız bir olumsuz durum da şu. Fenerbahçe'nin ilk 30 dakikadaki muazzam baskılı oyunu sonrası sanki bir miktar oyuncularda yorgunluk görüldü gibi.
Tempo daha yukarılarda tutulabilirdi ama bu o kadar da mesele değil.
Lincoln'ün attığı 2 gol de çok şıktı. Lincoln savunmasına yardımcı olmayı da ihmal etmedi.
Biraz Valencia ve Zajc iyi oyunda geri kaldılar gibi ama bunun da ziyanı olmadı.
Fenerbahçe Çek liginin 4.sü karşısında muazzam bir performans göstererek taraftarını mest etti.
Bu futbolla Fenerbahçe tüm rakiplerine gözdağı verdi. Fenerbahçe bu oyun ile çok can yakar.
Şimdi şunu söylemek lazım Fenerbahçe'nin karşısındaki takım Çek liginin 4.'sü öyle kötü bir takım değil.
Maç boyunca ataklar organize etmeye çalıştılar ama Fenerbahçe o kadar iyi oynadı ki rakibine top göstermedi.
Eğer Fenerbahçe mükemmele yakın bir performans göstermeseydi bu takım Fenerbahçe'nin başını ağrıtırdı.
Fakat Fenerbahçe'de kötü oynayan bir oyuncu yoktu. Özellikle ilk gol ile 30. dakikalar arasında Fenerbahçe'nin oyununu tarif edecek kelime yok.
O kadar iyi bir oyundu yani. Yine hemen söylemek lazım ki Jorge Jesus net bir şekilde takımı maça çok iyi hazırlamış.
Gerek motivasyon gerek teknik anlamda Fenerbahçe maça çok iyi hazırlanmış.
Jesus net bir şekilde sadece topun ileri taşınmasını istiyor. Takım da buna çok iyi reaksiyon verdi.
Özellikle ikinci yarı anlamsız hazırlık pasları yapmadan havadan ve uzun paslarla top sürekli ileri atıldı.
Yani eğer yerden çıkamıyorsan topu havadan ileri taşıma stratejisi net ve bilinçli bir şekilde uygulandı.
Özellikle Szalai bu konuda liderliği ele aldı. Sadece bu da değil. Fenerbahçe'nin oyun içinde başka stratejileri de vardı.
Fenerbahçe Arao'yu çok iyi kullandı. Arao ilk yarı defans bloğunu beşledi. Pek fazla da ileri çıkmadı.
Bu Fenerbahçe'nin ilerde daha cesur olmasına sağladı. Arkada ani ataklarla az adamla yakalanmadılar.
Zaten rakip geliştirdiği atakları da Fenerbahçe'nin ilerde çok yüklendiği analarda oluşturdu ama Arao bir sigorta gibi defansı bu anlarda derledi ve toparladı.
Fenerbahçe merkezden hiç atak görmedi. İkinci yarı Arao daha farklı bir rol oynadı. Daha ileri çıktı.
Bu açıkça Jesus'un farkı artırma çabasının bir sonucuydu. Yani Fenerbahçe maçın başında baskılı oynamanın risklerini azaltacak bir çözümle oynarken ikinci yarı farkı artırmak için farklı bir strateji izledi.
Fenerbahçe'nin sol kanadı sağ kanadına nazaran hem savunmada hem de hücumda daha güçlü gözüküyor.
Nitekim Fenerbahçe sol taraftan 4, 6, 13 ve golün geldiği 17. dakikalarda Ferdi, Lincoln ve Rossi'nin çok güzel paslaşmaları ile rakip kaleye ataklar düzenledi.
Rossi ilk yarım saat maçın kahramanıydı. Gerek solda gerek sağ tarafa sürekli koştu ve kanatlara yardım etti.
Emre Mor'un da Kiev maçında yaşadığı talihsizliğe rağmen çok kısa sürede toparlanması takdiri hak ediyor.
Yalnız bir olumsuz durum da şu. Fenerbahçe'nin ilk 30 dakikadaki muazzam baskılı oyunu sonrası sanki bir miktar oyuncularda yorgunluk görüldü gibi.
Tempo daha yukarılarda tutulabilirdi ama bu o kadar da mesele değil.
Lincoln'ün attığı 2 gol de çok şıktı. Lincoln savunmasına yardımcı olmayı da ihmal etmedi.
Biraz Valencia ve Zajc iyi oyunda geri kaldılar gibi ama bunun da ziyanı olmadı.
Fenerbahçe Çek liginin 4.sü karşısında muazzam bir performans göstererek taraftarını mest etti.
Bu futbolla Fenerbahçe tüm rakiplerine gözdağı verdi. Fenerbahçe bu oyun ile çok can yakar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Sanchez Safuri'yi imha etti / 15.03.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Sanchez Safuri'yi imha etti / 15.03.2025