F1 (Formula 1) organizasyonunun üçüncüsü bu hafta sonu Türkiye'de, İstanbul'da yapılıyor. Ama sanki bu işin biraz tadı kaçmış gibi görünüyor. Yani insanlar, "Türkiye'ye F1 geldi" havasında değil gibi artık...
Pistin yapımından işletmesine kadar yaşanan sorunlar, kamuoyunun, medyanın bu konudaki haberleri, dünya çapındaki bu organizasyona bakışı biraz etkiledi galiba. Bana mı öyle geliyor diye Ercan Kazaz'a sordum. "Belki yarışlara gitmeyeceğim. Ben de ilginin düştüğünü düşünüyorum" diyor. Belki ralli şampiyonalarından tanıdığınız Ercan Kazaz işte bu kadar işten soğumuş. Kazaz, profesyonel anlamda motorsporlarıyla uğraşan sponsorluklar, organizasyonlar konusunda Türkiye'de çalışan birkaç isimden biri. Farklı bakış açısı gerekiyorKazaz'a sordum: "Bu işten para kazanılmıyor diyorlar doğru mu?". "Hayır" diyor; "Dünya bu tür organizasyonlardan, daha doğrusu bu tür pistlerden para kazanabiliyor." Kazaz'a göre bizim işe bakışımızda hata var. Sadece F1'e ve Bernie Ecclestone'a çok fazla odaklandığımızı belirtiyor. "Sadece olaya bir pistimiz olsun" diye girdik. Ayrıca DTM, WTCC, Le Mans ve Moto GP gibi yarışlara insanların yavaş yavaş alıştırılması gerekiyordu" diyor. Bir tanımlama yaptı: "F1 dünyanın en büyük sirki". Gerçekten yapısı ona benziyor. Motorsporları için değil bu organizasyon anlamında konuşuyoruz yanlış anlaşılmasın.Sorumuza devam: Nasıl para kazanılır peki? Yıl boyunca yaşanan aktivitelerle kazanılabileceğini belirtiyor Kazaz. Ancak pistin de buna göre dizayn edilmesi gerektiğini vurguluyor. Bizim pistimiz ise sadece F1'e göre dizayn edilmiş. Ercan Kazaz, içinde farklı kulvarların, çok amaçlı tesislerin olmadığını söylüyorKazaz, "Örneğin özel yarışlar yapılır dünyada. 'Truck yarışları". Adamın Ferrari'si var, Porsche'si var ama onun süratini öyle caddelerde deneyemez. Dünyada gidersiniz pistlere 2-3 saatliğine 500-1000 dolar verirsiniz. Pistte belli kurallar içinde istediğinizi yaparsınız" diyor. Her pistin çevresinde sürücü eğitimleri verildiğini, ralli yarışlarıyla bu tür pist işletmecilerinin paralel organizasyonlara yöneldiğini anlatıyor. Kısaca aslında bir organizasyon, motor sporlarının bir parçası olarak konuya yaklaşılamadığını söylüyor. Tabii bugün geldiğimiz noktada otomobil sporları ile uğraşanlar çok kızgın. Çünkü İstanbul Park'ın işletmesini devralan Bernie Ecclestone ve şirketi tüm diğer yarışları iptal ettiler. Örneğin MotoGP yapılamıyor. Çünkü bunun için 1.5 milyon euro'luk parayı Motosiklet Federasyonu verememiş. Motosiklet yarışlarında Türkiye'nin gururu olan Kenan Sofuoğlu piste antrenman yapmaya bile giremiyor. (Laf aramızda bunları yazdıktan sonra ben de bu hafta sonu piste giremeyeceğim galiba) Pek çok CEO buraya gelecekErcan Kazaz, İTO'ya kızıyor işi bilenlere sormadılar, diye. Doğru insanlara danışsalar işler daha iyi olabilirdiye getiriyor. İtiraz ettim. Çünkü, Otomobil Sporları Federasyonu, Mümtaz Tahincioğlu ve pek çok kişi işin içindeydi aslında. Yine de bu noktaya gelinmesi üzücü. Volkan Akı
Pistin yapımından işletmesine kadar yaşanan sorunlar, kamuoyunun, medyanın bu konudaki haberleri, dünya çapındaki bu organizasyona bakışı biraz etkiledi galiba. Bana mı öyle geliyor diye Ercan Kazaz'a sordum. "Belki yarışlara gitmeyeceğim. Ben de ilginin düştüğünü düşünüyorum" diyor. Belki ralli şampiyonalarından tanıdığınız Ercan Kazaz işte bu kadar işten soğumuş. Kazaz, profesyonel anlamda motorsporlarıyla uğraşan sponsorluklar, organizasyonlar konusunda Türkiye'de çalışan birkaç isimden biri. Farklı bakış açısı gerekiyorKazaz'a sordum: "Bu işten para kazanılmıyor diyorlar doğru mu?". "Hayır" diyor; "Dünya bu tür organizasyonlardan, daha doğrusu bu tür pistlerden para kazanabiliyor." Kazaz'a göre bizim işe bakışımızda hata var. Sadece F1'e ve Bernie Ecclestone'a çok fazla odaklandığımızı belirtiyor. "Sadece olaya bir pistimiz olsun" diye girdik. Ayrıca DTM, WTCC, Le Mans ve Moto GP gibi yarışlara insanların yavaş yavaş alıştırılması gerekiyordu" diyor. Bir tanımlama yaptı: "F1 dünyanın en büyük sirki". Gerçekten yapısı ona benziyor. Motorsporları için değil bu organizasyon anlamında konuşuyoruz yanlış anlaşılmasın.Sorumuza devam: Nasıl para kazanılır peki? Yıl boyunca yaşanan aktivitelerle kazanılabileceğini belirtiyor Kazaz. Ancak pistin de buna göre dizayn edilmesi gerektiğini vurguluyor. Bizim pistimiz ise sadece F1'e göre dizayn edilmiş. Ercan Kazaz, içinde farklı kulvarların, çok amaçlı tesislerin olmadığını söylüyorKazaz, "Örneğin özel yarışlar yapılır dünyada. 'Truck yarışları". Adamın Ferrari'si var, Porsche'si var ama onun süratini öyle caddelerde deneyemez. Dünyada gidersiniz pistlere 2-3 saatliğine 500-1000 dolar verirsiniz. Pistte belli kurallar içinde istediğinizi yaparsınız" diyor. Her pistin çevresinde sürücü eğitimleri verildiğini, ralli yarışlarıyla bu tür pist işletmecilerinin paralel organizasyonlara yöneldiğini anlatıyor. Kısaca aslında bir organizasyon, motor sporlarının bir parçası olarak konuya yaklaşılamadığını söylüyor. Tabii bugün geldiğimiz noktada otomobil sporları ile uğraşanlar çok kızgın. Çünkü İstanbul Park'ın işletmesini devralan Bernie Ecclestone ve şirketi tüm diğer yarışları iptal ettiler. Örneğin MotoGP yapılamıyor. Çünkü bunun için 1.5 milyon euro'luk parayı Motosiklet Federasyonu verememiş. Motosiklet yarışlarında Türkiye'nin gururu olan Kenan Sofuoğlu piste antrenman yapmaya bile giremiyor. (Laf aramızda bunları yazdıktan sonra ben de bu hafta sonu piste giremeyeceğim galiba) Pek çok CEO buraya gelecekErcan Kazaz, İTO'ya kızıyor işi bilenlere sormadılar, diye. Doğru insanlara danışsalar işler daha iyi olabilirdiye getiriyor. İtiraz ettim. Çünkü, Otomobil Sporları Federasyonu, Mümtaz Tahincioğlu ve pek çok kişi işin içindeydi aslında. Yine de bu noktaya gelinmesi üzücü. Volkan Akı